Oyuncu Deniz Çakır'ın kendilerine hakaret ettiğini iddia eden başörtülü kadınların avukatı M. Enes Bayraktar açıklama yaptı. Avukat Bayraktar, müvekkillerinin Çakır tarafından bütün müşterilerin ve cafe çalışanlarının gözü önünde aşağılanarak tahkir edildiğini, cafe çalışanlarının özür dileyerek hesap dahi almadığını söyledi.
Olaya ilişkin kamera kayıtları ve görgü tanıklarının mevcut olduğunu belirten avukat Bayraktar, olayın medyaya yansımasının müvekkilleriyle hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
Öte yandan yapılan açıklamada Deniz Çakır'ın algı operasyonu yaptığı belirtilerek, "Müvekkillerin Deniz Çakır tarafından başörtüleri sebebi ile maruz kaldıkları nefret söylemi tamamiyle gerçektir" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul'daki bir alışveriş merkezinde bulunan mekanda oturan, bir kısmı başörtülü 7 kadın, oyuncu Deniz Çakır'ın kendilerine hakaret içeren söylemlerde bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlatırken, Deniz Çakır iddiaları reddetmişti. Olayın şahitleri de başörtülü kadınların iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek Deniz Çakır'ın haklı olduğunu söyledikleri ifadeleri kamuoyuna yansımıştı.
Dün de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Deniz Çakır'a ilişkin olarak, "Bu ülkenin başörtülü hanımlarına 'Suudi Arabistan'a gidin demek faşistliğin en sefil halidir " ifadelerini kullandı.
İddialarla ilgili bir açıklama da hakaret iddiasıyla suç duyurusunda bulunan başörtülü kadınların avukatından geldi. Av. M. Enes Bayraktar imzalı "Zorunlu kamuoyu açıklaması" başlığını taşıyan açıklama şöyle:
"Müvekkiller 30 Aralık 2018 günü ayakta dinledikleri Edis konseri çıkışında dinlenmek için oturdukları AVM cafesinde başörtüleri sebebi ile Deniz Çakır tarafından bütün müşterilerin ve cafe çalışanlarının gözü önünde aşağılanarak tahkir edilmişlerdir. Cafe görevlileri yaşanan skandal sebebi ile gece boyunca defalarca müvekkillerden özür dilemişler ve özrün kabulü anlamında müvekkillerin hiçbirinden hesap almamışlardır.
Geceye ilişkin cafenin kamera kayıtları ve görgü tanıkları mevcuttur. Olayın medyaya yansıması tamamen müvekkillerin dışında gelişmiş, ancak medyada yapılan çirkin benzetme ve hakaretler sebebi ile olayın çeşitli kişi ve kurumlarca farklı mecralara çekilmek istenmesinden dolayı kamuoyunu aydınlatma ihtiyacı ile açıklama yapma gereği duymuşlardır. Yaşananlar sanatçı da olsa bir insanın zihin yapısı olarak toplumun çok gerisinde olabileceğinin göstergesidir.
Deniz Çakır’ın önce inkar ile başlayan, sonrasında algı operasyonu ve müvekkilleri itibarsızlaştırma çabası ile yaptığı açıklamalar gerçek dışı olmakla birlikte her şeye rağmen bir geri adımdır. Müvekkiller “tartışmanın, benim açımdan giyim, kuşam, türban, başörtüsü gibi kişisel tercih ve özgürlüklerle ilgisi yoktur, olmamıştır olamaz da” şeklindeki açıklamasını hayata geçirmesini samimiyetle dilemektedirler. Ancak ne yazık ki müvekkillerin Deniz Çakır tarafından başörtüleri sebebi ile maruz kaldıkları nefret söylemi tamamiyle gerçektir. Medyaya yansıyanlardan çok daha fazlası yaşanmıştır. Müvekkillerin çoğu kendisi yüksek sesle nefretini kusmaya başladıktan sonra oyuncu Deniz Çakır olduğunu fark etmişlerdir. Ortamda bir kutlama olduğunu ise müvekkiller kamuoyu açıklamasından öğrenmişlerdir. Deniz Çakır’ın kendi ifadesi ile utanç verici olan eylemini yalan beyanlarla örtmesi imkansızdır. Yargıya intikal eden olayla ilgili soruşturma sırasında bütün gerçekler açıklığa kavuşacaktır. Müvekkiller öğrenci olmaları ve final haftasında olmaları sebebiyle dikkatlerini artık derslerine vermek istemektedirler. Çok üzülmüş ve yıpranmış olmakla birlikte yaşananların inanç ve yaşam tarzına saygı konusunda toplumu birleştirmesi müvekkillerin tesellisi olmuştur. Kamuoyuna saygıyla sunarız."