RTÜK eski Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 TV Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın da bulunduğu 20 sanıklı Deniz Feneri davasında savcının mütalaası doğrultusunda karar veren mahkeme, sanıklardan hiçbirine ceza vermedi.
Zahid Akman, hakkındaki yolsuzluk suçlamaları zaman aşımından düşerken Zekeriya Karaman, tüm suçlamalardan beraat etti.
Mahkeme kararına göre, sanıklardan Ahmet Coşar, Ali Solak, Erdoğan Kara, Gökhan Gürbüz, Hakkı Sadal, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Muzaffer Şafak, Nurgül Gürbüz, Zahid Karaman, Seyyar Kutun ve Zekeriya Karaman beraat ederken, Bülent Bilgin, Firdevsi Ermiş, Mehmet Gürhan ve Mehmet Taşkan haklarındaki suçlamalardan bazılarından beraat etti, bazıları ise zaman aşımına uğradı.
Zahid Akman, Harun Kapıyoldaş, İzzet Kurum ve Mehmet Sıddık Balıkçı ise haklarındaki suçlamaların zamanaşımına uğraması nedeniyle haklarındaki dava düşürüldü.
Mahkeme kararının tam metni için tıklayın
Almanya’da yüzyılın yolsuzluğu olarak nitelenen sanıklardan önce soruşturmayı yürüten savcıların yargılandığı Deniz Feneri davasının Türkiye ayağında karar çıktı.
Milyonlarca Euro’luk bağış paralarının usulsüz kullanıldığı iddiasına ilişkin Deniz Feneri yolsuzluğu soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, aralarında Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile RTÜK eski Başkanı Zahit Akman’ın da bulunduğu şüphelileri gözaltına almıştı. Dernek paralarının AKP’ye aktarıldığı iddialarının da gündeme geldiği soruşturmada, Akman ve Karaman “örgüt kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçundan tutuklanınca, savcılar görevden alınmış, şüphelilerin şikayeti üzerine HSYK üç savcı hakkında soruşturma başlatmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'ın da aralarında bulunduğu 20 şüpheli hakkında hazırladığı iddianame, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş, mahkeme heyeti iddianamenin kabulünün ardından dosyayı esastan değerlendirmeye almıştı. Suçlama konusu eylemlere ilişkin yargılama yerinin İstanbul olduğuna kanaat getiren mahkeme, "yetkisizlik" kararı ile dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetmişti.
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yetkisizlik" kararını yerinde gören İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi davanın kendi mahkemelerinde görülmesini karara bağlamıştı. 20 sanığın, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik ve kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek" suçlarından cezalandırılması isteniyordu.
25 Şubat’taki 11. Celsede savcı İbrahim Kayapınar esas hakkındaki 35 sayfalık mütalaasını açıkladı. Savcı Kayapınar, tutuksuz 17 sanığın "Özel belgede sahtecilik", ve "Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçundan beraatlarını istedi. Savcı Kayapınar, "Özel belgede sahtecilik", ve "Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçlarından Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'in ise hakkındaki davanın zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmesini talep etti.
"Resmi evrakta sahtecilik" suçundan Mehmet Gürhan hakkında 2 yıldan 6 yıla, eşi Nurgül Gürhan hakkında ise yardımdan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi.
Savcı, sanıkların iletişim tespitine yönelik yapılan, teknik takip sonucu elde edilen ve adli emanette bulunan ses kayıtlarının ve iletişim tespit tutanaklarının kararın kesinleşmesinin ardından imha edilmesini istedi. Mütalaaya karşı avukatlara ve sanıklara beyanda bulunmak üzere süre veren mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.