Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, Deniz Feneri soruşturmasında “örgüt” ve “dolandırıcılık” suçlamasından verilen takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetti. Böylece Almanya’nın “asıl failler” olarak gösterdiği Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile eski RTÜK Başkanı, Kanal 7’de Genel Yayın Yönetmeni Zahit Akman hakkındaki dolandırıcılık suçlaması dosyası “kapanırken” bu suçtan haklarında dava açılamayacak.
İlhan Taşçı'nın Cumhuriyet gazetesindeki haberine göre; 12 Eylül referandumunun ardından üye yapısı yeniden şekillendirilen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, milyon dolarlık vurgunu konu alan Deniz Feneri yolsuzluğundaki örgüt ve dolandırıcılık bağlantısının dosyasını kapattı. Kritik süreç şöyle gelişmişti: Nadi Türkaslan’ın koordinasyonunda yürütülen Deniz Feneri soruşturmasında Akman ve Karaman’ın arasında bulunduğu 9 şüpheli, “örgüt kurmak, yönetmek, üyesi olmak, nitelikli dolandırıcılık” ile “resmi belgede sahtecilik” suçlarından tutuklanmıştı. Ancak Türkaslan ile savcılar Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz önce dosyadan el çektirildi, ardından da “evrakta tahrifat” suçlamasıyla savcılar yargılanmaya başlandı.
Yeni atanan savcılar Harun Kodalak, Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş ise 26 Ağustos 2011’de devraldıkları dosyayı, 10 Nisan 2012’de tamamladı. Hazırlanan iddianamede, Akman ve Karaman’ın arasında bulunduğu 20 sanık, “Hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanmak, özel belgede sahtecilik, kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek”le suçlandı.
95 sayfalık takipsizlik kararında ise özellikle dolandırıcılık ve örgüt suçlamasından şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi dikkat çekmişti. Şüpheliler arasında örgütsel bir ilişki olmadığı savunulan kararda, zanlıların arasında örgüt değil, aynı şirketlerde çalışmaya bağlı işçi-işveren ilişkisi olduğu ileri sürülmüştü.
Dosyanın müştekileri Sadık Deniz’in avukatı Tacım Coşgun ise söz konusu takipsizlik kararına karşı itiraz etmişti. Edinilen bilgiye göre Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararına karşı yapılan itirazı reddetti.
Sincan’daki mahkemenin itirazı reddetmesinin ardından, dosya bu kez İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne gidecek. Çünkü davanın açıldığı Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyada belirtilen suçların İstanbul’da işlendiğini, bu nedenle yargılamayı İstanbul’daki mahkemelerin yapması gerektiğini bildirmişti. İstanbul’daki mahkeme, eğer kendisinin yetkili olduğunu düşünürse yargılama burada başlayacak. Aksi durumda Ankara’nın mı yoksa İstanbul’un mu yetkili olduğuna Yargıtay karar verecek. 20 sanık, ancak bu aşamadan sonra hâkim karşısına çıkabilecek. Oysa bu sanıkları soruşturan üç savcı, halen Yargıtay’da yargılanıyor.