Depremde yıkılan binaların müteahhitlerine ruhsat verenler hakkında suç duyurusu

Depremde yıkılan binaların müteahhitlerine ruhsat verenler hakkında suç duyurusu

Avukat Emrah Altunoğlu, 6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş olan iki büyük depremde yıkılan binaların müteahhitleri, yapı ruhsatı veren, iskan ruhsatı veren, denetim görevini yerine getiren kişiler hakkında Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Altunoğlu, sorumluların “Taksirle İnsan Öldürme” suçundan yargılanmasını istedi.

Altunoğlu’nun verdiği suç duyurusunda şu ifadelere yer verdi:

"Tartışılması gereken belki de 'kast' iradesidir"

“6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen afet nedeniyle yaşanan can kayıplarından ve yaralanmalardan tespit ettiğimiz ve tespit edilecek tüm kişiler suçun failidir. Olay son derece açık olduğu, bazı binalar dimdik ayakta iken, hemen yanı başındakilerin çöktüğü ve altında binlerce insan hayatını kaybettiği, yaralandığı ve hala göçük altında kaldığı için bu felaketin ihmal sonucu gerçekleştiği açıktır. Bu tamamen bu çürük binaları yapan, bunların yapılmasına izin veren, bunlara göz yuman ve bunları denetlemeyenlerin sorumluluğudur. Tartışılması gereken belki de ‘kast’ iradesinin olup olmadığıdır.

Suçun manevi unsuru açısından; meydana gelen kayıp ve yıkımların salt bir afet nedeniyle meydana geldiğinden söz edilemeyeceği zira bölgede halen sağlam yapıların bulunduğu, kaldı ki ülkemizin jeolojik özellikleri dikkate alındığında depremin ülkemizde beklenen ve sıklıkla yaşanan bir doğal durum olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu nedenle suçun manevi unsuru bakımından faillerin öngörüsü bulunmaktadır. Burada faillerin bunu öngörüp kendilerine güvenmeleri nedeniyle hareketlerine devam edip bilinçli taksirle mi yoksa neticeyi öngörmelerine rağmen bunu kabullenip olursa olsun mu dedikleri yani suçu olası kastla mı işledikleri konusunda bir tartışma olabilir. Bu da ancak yapılacak soruşturma ve kovuşturma aşamasında elde edilecek delillerle açığa çıkarılabilir. Bu nedenle bize şu an için bu hukuki nitelik tartışmasına girmeden, bu aşamada tartışma yaratmamak için TCK m. 22/3’ten suç duyurusunda bulunuyoruz.

"Normal doğa olayı ülkemizde felakete dönüşmektedir"

Yukarıda açıkladığımız üzere ülkemiz aktif fay hatlarının çokça bulunduğu tektonik levhaların kesişim bölgesinde bulunduğu için ya da daha sade bir dille bir deprem kuşağında yaşadığımız için maalesef ülkemiz sıklıkla deprem yaşamakta ancak merkezi idareden yerel idarelere kadar gerekli önlemler alınmadığı için normal bir doğa olayı olan depremler ülkemizde bir felakete dönüşmektedir. Bu nedenle de mahkemelerimiz bu konuda birçok karar vermiştir. Söz konusu kararlar da bizim yukarıda belirtmiş olduğumuz hususları hem sorumluların belirlenmesi hem de bu kişilerin ceza sorumluluğunun türü ve ağırlığı bakımından teyit eder niteliktedir.

"Kullanılan malzemelerin ve binaların yapılış tekniklerinin soruştulması gerekmektedir"

Sayın makamınızca -afet bölgesinin maddi şartları da dikkate alınarak mümkün olan en kısa zamanda- yıkılan binalarla ilgili alınan tüm izinlerin, binalarda yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenebilecek kullanılan malzemelerin ve binaların yapılış teknikleri gibi hususların soruşturulmasını; bu konuda uzmanından alınacak bilirkişi raporu ışığında hukuki değerlendirme yapılmasını talep ederiz.

Nitekim Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim görevlisi Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu'da depremin hemen sonrasında yaptığı açıklamada yukarıda açıkladığımız hususların önemini vurgulamıştır:

Müteahhitler, Yapı Denetim Firmaları, İmar Müdürlüklerinin sorumlu tutulmaları ve delillerin kaybolmaması için yıkılan binaların enkazları kaldırılmadan, C.Savcıları re’sen kolon ve kirişlerden örnekler aldırtıp, binanın kimliğini etiketleyerek saklamalıdır. Açıklamalarımızın tamamı da göz önünde bulundurulduğunda ilgili bölgelerde talep ettiğimiz incelemelerin yapılması Savcılığınız açısından tarihi de bir sorumluluktur.” (ANKA)