Depremde yetkililerin çok sayıda enkaza ulaşamaması çocuklar için yasal prosedürlerin ne kadar işletildiğine dair soru işaretlerine neden oluyor.Kahramanmaraş merkezli depremlerin beşinci gününde umutlar yavaş yavaş tükenirken vatandaşlar enkazların başında artık mucize bekliyor. 10 ili etkileyen, büyük bir dramın yaşandığı bölgede kaos ve endişe hâkim.Depremzedeler arama kurtarma çalışmalarında yetersizlik ve plansızlıkların devam ettiğini ifade ederken, yetkililer çalışmaları hızlandırdıklarını söylüyor.Bölgede belirsizliklerin yaşandığı bir alan da depremden kurtulan refakatsiz çocuklarla ilgili. Cumhurbaşkanlığına ait uçak, Çarşamba gecesi Kahramanmaraş'tan, refakatçileri olmayan 0-1 yaş aralığındaki 16 bebeği alarak Ankara'ya getirdi. Bebekler Esenboğa Havaalanı'na inen uçaktan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bakıcı anneleri tarafından alınarak Etlik Şehir Hastanesi'ne nakledilmek üzere ambulanslara taşındı. Genel sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilen bebekler, ilk kontrollerinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı çocuk kuruluşunda bakım altına alınacak.Bakanlık çağrı merkezi kurduAfet anında çocukların korunması için yasal bir prosedür söz konusu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre deprem bölgesindeki refakatsiz çocuklar için "ALO 183" hattı ile kolluk kuvvetlerine ya da Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri'ne başvurulması gerekiyor. Bakanlık Perşembe günü deprem bölgelerinde aile ve yakınlarına ulaşılamayan çocuklar için bir çağrı merkezi de kurdu.Ancak mevcut prosedürün ne kadar uygulanabildiği konusunda soru işaretleri var.Aile Bakanlığı durumun kontrol altında olduğunu duyursa da bölgeden halen çocuklarına ulaşamayan ailelere dair bilgiler geliyor. Bu konuda sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar devam ederken çocukların kaçırıldığına dair endişeler de söz konusu.Prosedür gereği hastanelerde görevli sosyal hizmet uzmanları bulunurken, enkaz alanlarında refakatsiz çocukların tespit edilip bu konuda bir uzmana ulaşılıp ulaşılmadığı belirsiz. Depremin ilk günlerinden itibaren yetkililerin çok sayıda enkaza ulaşamadığı ve vatandaşların kendi çabalarıyla enkazlara müdahale ettiği düşünüldüğünde yasal prosedürlerin uygulanıp uygulanmadığı konusunda endişe daha da büyüyor. 17 Ağustos 1999 depreminde çok sayıda çocuk kaybolmuştu. Aileleri çocuklarını aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ bulamadı.DW Türkçe'ye konuşan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şube Başkanı İkram Doğan, "Sosyal medyada çokça çocuk fotoğrafları ve çocuk profillerine dair bilgiler paylaşılınca bizi tedirgin olmaya yetti açıkçası bu" diyor.Enkazdan itibaren refakat var mı?Çocukların enkazdan çıkarıldıktan sonra büyük oranda refakatsiz bir şekilde hastaneye intikal ettiğini ifade eden Doğan, "Çok büyük bir kısmı koşullardan kaynaklı olarak o kaotik ortamdan kaynaklı. Elbette ki ilk önce çocuğun tedavisinin yapılması şart. Fakat müdahale edildikten hemen sonra hastanelerin sosyal hizmet uzmanlarına, sosyal hizmet birimlerine mutlak surette çocukların bildirmesi gerekiyor" diye ekliyor.Doğan, refakatçileri olmayan çocukların daha sonra aileleriyle buluşturulabilmesi için enkaz alanından alınma ve hastaneye giriş saatleriyle birlikte tüm fiziksel özelliklerinin sosyal hizmet uzmanları tarafından detaylı olarak kayıt altına alınması gerektiğine işaret ediyor.Hastanede tedavisi sonuçlanan çocukların velisi ya da vasisi olmadan taburcu edilmemesi gerektiğini vurgulayan Doğan, tedavi sürecinde çocuğun bakımına eşlik edecek bakıcıyı bulmaktan çocuğun yasal olarak yerine getirilmesi gerekenlere dek bütün süreci sosyal hizmet uzmanının yürütmek zorunda olduğunu ifade ediyor. Doğan, diğer türlü bunun çok ciddi bir güvenlik açığına sebep olabileceğini vurguluyor.Bu nedenle sosyal hizmet uzmanlarının yanı sıra sağlık çalışanları, hekimler ve hastane yönetimlerine bu süreçte yaşamsal bir rol düşüyor. Doğan, bundan sonrası için yapılması gerekenleri ise şöyle aktarıyor: "Çocukların eğer ebeveynlerine ulaşılamıyor ise acil olarak koruma altına alınması gerekiyor. Biz ilk etapta kurum bakımını tavsiye ediyoruz. Yani çocuğun durumu netleştikten sonra da durumuna uygun bir koruyucu aile veya gönüllü ailede baktırılabileceğini söylüyoruz."Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'tan ise deprem bölgesinde "Bakanlık gözetimine alınan" refakatsiz çocukların sorumluluğunun kendilerinde olduğu açıklaması geldi. Yanık, "Çocuklarına ulaşamayan enkaz altından çıkarıldıktan sonra birbirinden haber alamayan aileler lütfen öncelikle Bakanlığımızın ilgili birimlerine, herhangi bir birimine müracaat edebilirler biz gerekli koordinasyonu sağlayıp onları eğer bizim gözetimimizde ise muhakkak buluşturmaya çalışacağız" dedi.Aile Bakanlığı önceki gün deprem bölgesinde toplamda 1516 personel görevlendirildiğini, destek personel sayısının ise 1476 olduğunu açıkladı. Ancak sosyal hizmet uzmanlarının illere ve ilçelere göre sayısı bilinmiyor. Enkazların başında sosyal hizmet uzmanı olup olmadığı ya da kaç çocuğun koruma altına alındığı da belirsiz.Yanık: Hastanelerden teslim söz konusu değilBakan Yanık, "Enkaz altından çıkarılıp hastanelere götürülmüş ve tedavisi tamamlanan çocukları da Sağlık Bakanlığımızla yaptığımız çalışma çerçevesinde Bakanlığımız personelinin dışında herhangi bir üçüncü şahsa komşusuyum yakınıyım akrabasıyım, refakatsiz çocuklar bir kez daha altını çiziyorum, diyen herhangi birine teslimi söz konusu değil" diye konuştu. Yanık, hastaneler dışında refakatsiz çocukların nasıl korunduğuna ilişkin bilgi vermedi.Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'ne göre ise sosyal hizmet uzmanlarının hastanelerin yanı sıra sahadaki varlığı çocukların psikolojisi için çok önemli.İkram Doğan, enkaz alanından itibaren iyi yapılandırılmış bir sosyal hizmet sistemiyle çocukların koruma altına alınması gerektiğini vurgularken mevcut kaotik ortamda bunun olmayabileceğine işaret ediyor. Sosyal hizmet uzmanlarının çocuklara hastaneye gidene kadar eşlik etmesinin sağlayacağı katkıya dikkat çeken Doğan, "Çünkü hastaneye çok sağlıklı koşullarda götürülmüyor çocuklar. Sadece bir ambulansla götürülüyorlar. Mesela uykudan uyandırılan bir çocuk vardı kurtarılan. Çocuk o şokla bir tepki gösterdi. Çocuğu belki sakinleştirecek, o tepkinin normal olduğunu algılayabilecek kapasitede bir personele ihtiyaç var" diye konuşuyor."Kurtarma ekipleri eğitilmeli"Sosyal hizmet uzmanlarına göre kurtarma ekiplerinin de bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Ekipler tarafından çocuklara mesafeyle yaklaşılması ve kötü niyetli olmasa da çocukların asla öpülmemesi gerektiğini vurgulayan Doğan, "Kurtarma ekiplerinin mutlak surette bilgilendirilmesi gerekir. Yani çocuklarla nasıl iletişim kuracaklar, nasıl dokunacaklar bütün bunları bilmeleri gerekiyor" diye ekliyor.Öte yandan uzmanlar sosyal medyada çocuklarla ilgili yapılan paylaşımları da sorunlu buluyor. Çocukların unutulma hakkına dikkat çeken Doğan, güvenlik riskine neden olacak paylaşımların da yapılmaması gerektiğini vurguluyor."Ulusal plan hazırlanmalı"Çocuk Koruma Merkezlerini Destekleme Derneği'nin yürüttüğü çalışmaya göre doğal afetler sonucu korunma ihtiyacı olan çocuklara sunulan bakım ve destek hizmetleri aksarken, ortaya çıkan risk faktörleri çocuklarının hayatlarını kaybetmelerine ya da kalıcı beden ve ruh sağlığı sorunları yaşamalarına neden olabiliyor. Çocuklar fiziksel, cinsel, duygusal veya dijital istismara maruz kalabiliyor.Çalışmada politika yapıcılara doğal afetlerde çocukların korunmasına yönelik ulusal plan ve yerel programlar hazırlanması, çocuklara yönelik sosyal koruma hizmetleri güçlendirilerek gözetimsiz kalan çocukların hızlı tespit edilmesini sağlayacak bir ağ oluşturulması, hastane güvenliğinin sağlanması, farklı risk türlerini dikkate alan bir planlamayla risk haritası çıkarılması gibi öneriler sunuluyor.Deprem bölgesinde kurtarılan ve ailesi ya da yakınına ulaşılamayan çocuk sayısına ilişkin resmi bir veri henüz paylaşılmadı.Koruyucu ailelik için başvurularAile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı deprem bölgesinde aile ve yakınlarına ulaşılamayan, korunma ve bakım ihtiyacı tespit edilen çocukların sırada bulunan mevcut koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirme işlemlerinin sürdürüldüğünü belirterek, yeni başvuruda bulunacak koruyucu aile adayları için prosedürü anlatan bir açıklama yayınladı. Açıklamada, koruyucu aile olmak isteyenlerin, ikamet edilen şehrin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü veya e-Devlet üzerinden başvuru yapabileceği belirtildi.