Depremin yıktığı köy VAN (A.A)

-Depremin yıktığı köy VAN (A.A) - 30.10.2011 - Yaylıyaka köyü... Bir haftasını dolduran Van depremiyle ilgili yapılan sayısız haberde kendine yer bulamamış 150 haneli, 1000 nüfuslu bir yerleşim birimi. Van Gölü'ne 5 kilometreden uzun kıyısı bulunan, tarihinin Urartulara kadar dayandığı söylenen köy, deprem felaketinde adeta yerle bir olmuş. Köye giriş yaptığınız yerde karşınıza çıkan, sadece kapısı ayakta kalan bir bina enkazı, köydeki yaşamın yediği darbe hakkında ilk izlenimi veriyor.  Köy muhtarı Mehmet Uçkan konuşmakta güçlük çekiyor. Bir ay önce açık kalp ameliyatı geçiren Uçkan, hasta haliyle köyündeki felaketin yaralarını sarmaya çalışıyor. Köylerinden bir kişinin ölmesi iki kişinin  yaralanmasının ''deprem bu köyde etkili olmamış'' gibi bir izlenime neden olmamasını söyleyen Uçkan, deprem olduğu gün havanın güzel olması nedeniyle hemen hemen tüm köylülerin dışarıda olmasının onlarca can kaybını önlediğini ifade ediyor. -Depreme kurban olan kurbanlık koçlar- ''Köyümüzde taş üstünde taş kalmadı. En önemli sorunumuz tüm ahırların yıkılması. Şimdiden tüm hayvanlar soğuktan hasta oldu'' diyen Uçkan'a depremde 40 kurbanlık koçu besiye çektiği ahırında telef olan Abdulfaruk Çakmak da hak veriyor. Çakmak, deprem öncesi köydeki hayvanların bazılarında şap hastalığı olduğunu, deprem sonrası veterinerin köylerine gelememesi nedeniyle bu hastalığın salgına dönüştüğünü sözlerine ekliyor. İçerilere doğru ilerlendiğinde, köyün bakkalının dış duvarına asılı, deprem anında duran saatle karşılaşılıyor. Bakkalın eşi Aynur Hülük (29), 1,5 yaşındaki oğlu Muhammed Ali ile 5 dakika toprak enkazın altında kaldıklarını, kocası tarafından kurtarıldığını söylüyor. Anne Hülük'ün dediğine göre minik Muhammed Ali o günden bu yana nerede toprak birikintisi görse korkudan ağlıyormuş.  Yan yana sıralanmış yıkıntıların birinde oturan Ömer İrge, deprem anını unutamayacağını belirtiyor. İrge, ''Deprem anında toprak adeta fokurdadı. Bir yandan savruluyor, bir yandan da bunun gerçek olamayacağını kendi kendime söylüyordum'' diyor. Deprem sonrasında naylon çadırın altında bile kalmaktan korktuklarını söyleyen İrge, özellikle çocuklar için psikolojik destek istiyor. İlk günün kendileri için çok zor geçtiğini gözleri dolarak ifade eden Ömer İrge, o akşam çadır da kuramadıklarını ve 12 kişinin sırayla otomobile girerek sabahı zor ettiklerini sözlerine ekliyor. Depremin evlerinin bir bölümünü yıktığı, kalanlarında da derin çatlaklar oluşturduğu Abdulgafur Hülük, Van dışında yaşayan akrabalarının köyü terk etmeleri için kendilerine adeta baskı yaptıklarını bildiriyor. Bu öneriye sıcak bakmayan Hülük, ''Köyümüzü çok seviyoruz. El birliğiyle yeniden inşa etmeliyiz'' diyor.