Susurluk'taki kazada Abdullah Çatlı'nın üstünden kimliği çıkan Mehmet Özbay, Amerika'da bulundu.Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış'ın haberi:Tam 13 yıldır kayıptı. Susurluk’taki kazada Abdullah Çatlı’nın üstünden kimliği çıktığı günden beri. Hiçbir gazeteciyle konuşmadı.Hiçbir yerde fotoğrafı çıkmadı. Hakkında hiçbir bilgi yoktu. Mehmet Özbay’ı Amerika’da yaşadığı kasabada bulduk ve 3 ayrı eyalette izini sürdük. New York, Georgia ve South Carolina’da...Özbay, 20 milyon dolar cirolu bir grubun ortağı. Sık sevgili değiştiriyor. Evlilik dışı iki çocuğu var. 5 ay önce kıskançlık krizine giren sevgililerinden biri yüzünden hapse düşmüş. İşyerinde Mehmet Özbay, hapse girince Michael Bay oluyor. Hâlâ gizleniyor. Hâlâ konuşmuyor.Ortaklarından birine “Neden Mehmet Özbay gibi biriyle çalışıyorsunuz” diye sordum. “Bir insan niye geçmişi karışık, birçok farklı kimlik kullanan, gazetecilerden kaçan, hayatını hep saklanarak geçiren biriyle iş yapmak istesin ki”, dedim. “Tam da bu yüzden”, dedi. “Ne bir kimlik, ne bir parmak izi var. Eğer bana kazık atarsa öldürür bir yere gömerim, kimse peşime düşmez. Bunu yapacağımı bildiği için de bana kazık atmaz. O yüzden Memic’le çalışıyorum.”Bundan tam 13 yıl önce, Kasım 1996’da olmuştu Susurluk Kazası. Ondan tam 13 yıl sonra yine bir Kasım ayında, Amerika’nın ücra bir kasabasında bulduğumda, zengin bir işadamı olması dışında Mehmet Özbay’ın hayatının aslında pek değişmediğini fark ettim. Hâlâ gazetecilerden kaçan, fotoğrafı çekilmesin diye uğraşan, gizemli bir yabancı.
Tetik çekmişliğivar mı, muammaKaza olduğunda hikâyesi çok yazılmıştı.1961 Şanlıurfa Suruç doğumlu. Gençlik yıllarında ülkücü harekete katılıyor. Abdullah Çatlı’yla tanışıyor. Ali Yasak’la (Drej) yakınlaşıyor.80 sonrası ilişkileri devam ediyor. O “Dostluk”, dese de, bir tür lojistiğe dönüşüyor. Çatlı’ya kimliğini veriyor. Aldığı pasaportları kullandırtıyor. O dönemleri karanlık. Tetik çekmişliği var mı, muamma. Ancak bu işlerde faal olduysa bile, bir yandan da ticarete atıldığı kesin.Amerika’daki işleri Türkiye’deki gibi karışıkAmerika’ya geliyor. Et ithalatından demir tüccarlığına her yolu deniyor. Hülle evlilikler yapıyor. Hem Amerikan hem de 1994’te İngiliz vatandaşlığı alıyor.Kazadan sonra uzun süre ortadan kayboluyor. 2000’de Bahçeşehir’de çıkıyor ortaya. Bir dükkân ihalesinde. Ancak gazetelik olunca yine yeraltına çekiliyor. Önce New York’a yerleşiyor. Oradan Atlanta’ya. En sonunda da 7 yıldır yaşadığı Jefferson’a geliyor. Amerika’nın güneyinde, 6 bin 500 nüfuslu, gözden uzak bir Amerikan kasabasına.Kimlik kullandırtma alışkanlığı sürüyorTam 13 yıl önce kimliğini Abdullah Çatlı’ya kullandırttığı için meşhur olmuştu Mehmet Özbay. Ve bugün hâlâ başkalarına kimliğini kullandırtma alışkanlığından vazgeçmiş değil. Brooklyn’de bir spor salonu üyeliği var. Ortağı Göksel Bulat, 4 ayrı kişinin o salona Mehmet Özbay adıyla girdiğini söyledi. Biliyor mu dedim. Evet biliyor bir şey demiyor dedi. Ancak iki örnek arasında şöyle bir fark var. Türkiye’de nüfus cüzdanını ve pasaportunu kullandırtıyor. Amerika’da ancak spor salonu üyeliğini...Michael Bay ‘hapis’ ismiFaturaları inceleyen Isabel Santiago, isim değişikliği yapmaya geldiklerini hatırladığını söylüyor. Bulat’a bu durumdan haberi olup olmadığını sordum. Önce haberim yok, önemli de değil dedi. Sonra değişikliği bilerek yaptıklarını söyledi. Bu arada belediye kayıtlarının hiçbirinde Michael Bay ismi yoktu. Onu da hapse düştüğünde kullanmış. Michael Bay olarak yatmış.Jefferson Belediyesi kimliğini bulamadıJefferson Belediyesi’nde Özbay’ın kayıtlarını çıkartmaya çalıştım. Ancak ödediği vergilerden evinin sahipliğine, su faturalarına hiçbir yerde isimler örtüşmedi. Özbay sık sık isim değişikliği yaparak yaşayan biri.Hayatına Mehmet Özbay olarak başlıyor. 1995’te yeni pasaportunu Mehmet Özbey olarak çıkartıyor. 2006’da da mahkemeye gidip adını Michael Bay yapıyor. Amerika’da şimdi çift isimli. Hem Mehmet Özbay hem Michael Bay.Belediye yetkileri de uzun süre kayıtlardaki farklılıkları çözmeye çalıştı ancak işin içinden çıkamadı. Jefferson Belediyesi’nin kâtibi Real Deals şirketinin iş lisansını çıkarttı, Dalton Rug şirketi gözüküyor. Ancak vergi departmanı mağazanın mülkiyetini araştırdı, sahip Local London şirketi çıktı. 2003’te satın alınan, Old Swimming Pool Road’daki şimdi yaşadığı eve baktılar Mehmet Özbay adına kayıtlı. Ancak orada da su faturaları, ortağı Göksel Bulat üstüne çıktı.Şimdi 20 milyon dolarlık patronBugün Georgia Eyaleti’nde, Jefferson’da yaşayan bir işadamı Mehmet Özbay. Ortağı da, New York’tan Göksel Bulat. Özbay’ı 11 yıl önce Bulat’a, Mehmet Özkan adıyla tanıştırmışlar. Onun Özbay olduğunu sonra kendisi anlamış. “Rahatsız olmadınız mı” dedim. “Umrumda bile olmadı. Ben tanıdım, çok da sevdim” dedi.Bulat ve Özbay, önce Suat İzmirli adında şimdi Atlanta’da yaşayan başka bir halı tüccarının da olduğu üçlü bir ortaklık kuruyor. Fakat Heritage adlı firmanın işleri iyi yürümüyor. Bulat ayrılıyor. İzmirli bir süre sonra Atlanta’ya taşınıyor. Onun arkasından Özbay da geliyor. Ve bu sefer Amerika’nın en büyük halıcılık merkezi Atlanta’da birlikte çalışmaya başlıyorlar. O iş de yürümüyor.İlişkileri özel hayatıAtlanta’daki ofisinde görüştüğüm Anadol Rug şirketinin sahibi İzmirli, Özbay hakkında konuşmak istemedi. Yıllardır görüşmediklerini söyledi sadece. Özbay’ın derin ilişkilerinin onun özel hayatı olduğunu, ilgilenmediğini anlattı. Özbay ise İzmirli hakkında ağır hakaretler etti. Ticari suçlamalar...İzmirli ile halı işi yürümeyince, demir işine girişiyor. Atlanta’daki işyerlerine demir satmaya başlıyor. 7 yıl önce, Jefferson’ın en zenginlerinden Stanley Atkins’le öyle tanışıyor.Kazık atarsa ölürAtkins, Özbay’ı sorduğumda, “Bana kazık atarsa öldürürüm” diyen adam. 58 yaşında. Bundan seneler evvel tartıştığı damadını trafikte takip ederken kazaya sebep olmuş ve damadıyla aynı arabadaki torununun ölümüne sebebiyet vermiş biri. Değer yargıları, hayata bakışı, insan ilişkileri tepetaklak. Hem Özbay’ı hem Atkins’i tanıyan Jeffersonlı bir zengin, ikisinin ilişkisi için birbirlerini çok iyi bulmuşlar, dedi.Özbay’ı çok seviyor Atkins ve beraber çalışmaya başlıyorlar. 2003’te Özbay ve Bulat yeniden ortak olup Atkins’in Real Deals mağazasında halı ve yatak satmaya başlıyorlar.İşleri sürekli büyüdüİşler büyüyor. 2007’de Özbay ve Bulat, Atkins’in sahip olduğu eski bir fabrikayı satın alıyorlar. Ve burada yine Real Deals adıyla kendi mağazalarını açıyorlar. Kısa sürede de Bulat’ın kendi şirketi Concord Global ile Real Deals olarak toplam 20 milyon dolarlık bir ciroya ulaşıyorlar. Şimdi Atkins’i de aralarına alıp Wow adıyla mobilya ve halı mağazaları açmaya başlamışlar. Eski fabrika binaları bulup satın alıyorlar. Özbay’ın, hissesi olan şirketlerin toplam cirosu ne kadar dedim Bulat’a. 8 milyon dolar dedi. “Ama biz her şeyi sıfırdan beraber kurduk” diye ekledi.Lakabı ilginç ‘Uncle Memic’Mehmet Özbay’ın resmi belgelerde görünen adları dışında bir de lakabı var. O da Memic. Jefferson’dakiler Özbay’ı Memic olarak tanıyor. Ortağı Göksel Bulat’ın telefonunda ise o aradığında “Uncle Memic” (Memic Amca) yazısı çıkıyor. Niye “uncle” dedim. Urfa’dan Atlanta’ya getirttiği yeğenleri ona “uncle” dediği için o da “uncle” diyormuş. Atlanta’da bugün Mehmet Özbay’ın 5 tane yeğeni var. Onlar da halı işindeler. Ayrıca yeğenlerinden Mehmet Özbey ve abisi Salih Özbay ile MSM adlı bir şirketle geçmişte demir işi de yapmış. Şimdi yeğenleri işlerine karıştırmıyor. Herkes kendi işini yürütüyor.Her an hazırlıklıMehmet Özbay’la hep telefonda görüştük. Jefferson’da da, New York’ta da yüz yüze görüşmeyi reddetti.Bir sabah, acaba saklanıp takip etsem yakalayabilir miyim diye 6’dan itibaren evinin önünde beklemeye karar verdim. Ancak o kadar küçük bir kasaba ve herkesin herkesi tanıdığı, herkesin arabasını nereye park ettiği belli bir yer ki, hemen anladı. Ortağı Göksel Bulat arabayla yanıma geldi. Özbay, sadece ben Jefferson’a gittim diye tedbirli davranmadı. Her zaman biri ziyaretine gelecekmiş gibi yaşıyor.Hep güvenlikli evBir defa hiç fotoğraf çektirmiyor. Kasabanın 130 yıllık gazetesi Jackson Herald’da bile yok fotoğrafı. İkincisi yaşadığı evleri hep kimin gelip gittiğini görebileceği şekilde seçiyor. Atlanta’da yeğenlerinin yaşadığı tüm adresler, kapısında güvenlik olan sitelerdi. En önemlisi, bu evlerin hepsinin kapısında güvenlik olduğu halde, jaluziler kapatılmış, kapı kimseye açılmıyordu. Aynı durum Özbay’ın işyerlerinde de geçerli. Mağazalarında bekleniyordum. Beni Kayserili, Yılmaz adında bir tezgâhtar karşıladı. Özbay, “5 dakikası var, çekim yapsın, gitmezse polis çağırın” demiş. Çekim yaptım. Etrafa baktım. İşim bitince 6 dakika sonra çıktım.