Tunceli'de 19 Temmuz 1939'da yapılan askeri harekat kararının dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun onayıyla gerçekleştiği belgelendi. Kararda İnönü’nün ve dönemin Bakanlar kurulunda yer alanların imzası yer alıyor.
Evrensel gazetesinden Şerif Karataş’ın haberine göre, “1937/38/39 “Dersim Tedip/Tenkil Harekâtı”nda iki küçük kardeşi ve annesi dahil on dokuz yakını süngülenerek öldürülen, kendisi de süngülenmesine rağmen kurtulan Bornak köyünden Ali Doğan, Danıştay’a dava açmıştı. Avukatı Barış Yıldırım’la dava açan Ali Doğan, Başbakan ve Bakanlar Kurulundan davacı olmuştu.
Avukat Barış Yıldırım, geçen yıl 27 Ocak’ta açtığı davanın dosyasına gönderilen Başbakanlık Dersim Arşivi Belgeleri’nden birinde Dersim Askeri Harekâtının 1939’da yapıldığını kamuoyuyla daha önce paylaştığını hatırlattı.
Askeri harekat için kararın 19 Temmuz 1939’da dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca alındığının anlaşıldığını belirten Yıldırım, “Bu durum aslında devletin Dersim politikasının Cumhurbaşkanları, Başbakanlar da değişse aynı kaldığının göstergesi” dedi. Yıldırım devamında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dersim Askerî Harekâtı meselesinde Mustafa Kemal ile ayrı düştüğü için 1937 yılında Başbakanlıktan istifa ettiği konu ile ilgili bir kısım kişice dile getirilen ve bu sebeple de Dersim meselesinde namı ve sorumluluğu pek anılmayan İsmet İnönü’nün 1939 yılında bizzat harekât emri içeren karara imza attığına dair belge tartışmaların seyrini değiştirecek gibi...”
Yıldırım, Dersim Askeri harekâtı emrinin Bakanlar Kurulunca verildiği dikkate alındığında Bakanlar Kurulu kararı için BM Genel Kurulu tarafından kabûl edilen 60/147 sayılı Ağır Uluslararası İnsan Hakları Hukuku İhlâlleri ve Ciddi Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlâlleri Mağdurlarının Çözüm ve Tazminat Hakkına Dair Temel Prensipler ve Kurallarda belirtilenlere göre çözüm kararının alınmasının hukuksal bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Davacı Ali Doğan, kendisinden kamuoyu önünde özür dilenmesini, askeri harekatla ilgili bütün gerçeklerin kamuoyuyla paylaşılmasını, katledilenlerin onurlarını, itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılmasını, askeri harekat sonrasında meydana gelen hadiselerle ilgili olarak sorumlulukların kabûlünü ve gerçeklerin tanınmasını içerecek şekilde kamuoyundan özür dilenmesini, katledilenler için anma törenleri düzenlenmesini, askeri harekat sırasında ve sonrasında meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk eğitimi ve çalışmalarına yönelik dokümanlara dahil edilmesini, söz konusu ihlâllerin bir daha tekrar edilmeyeceğine dair garanti verilmesini, bunun için de Bakanlar Kurulu’nun karar vermesini talep etmişti.