Derya Köroğlu: Sol iktidara geldiği yerlerde toplumsal düzeni otoriter bir düzene dönüştürdüğü için kaybetti

Derya Köroğlu: Sol iktidara geldiği yerlerde toplumsal düzeni otoriter bir düzene dönüştürdüğü için kaybetti

Yeni Türkü grubunun solisti Derya Köroğlu, geçmişte sol fikirlerin iktidara geldiklerinde toplumsal düzeni otoriter bir düzene dönüştürdüğünü savundu ve "Sol bu yüzden kaybetti" dedi. Türkiye’de sol fikrin halkın talep ve beklentilerine daha iyi kulak vermesi gerektiğini vurgulayan Köroğlu, “Sol ancak o zaman başarılı olur” yorumunu yaptı.

Sabah’tan Tuba Kalçık’a konuşan Köroğlu’nun açıklamalarından bir kısım şöyle:

Yeni Türkü çok geniş bir dinleyici kitlesine sahip. Muhafazakar kesim de sizin şarkılarınızı dinliyor...

Biz müziğimize hem çok özen gösterdik, hem de samimiyetimizi hiç elden bırakmadık. Her kesimden insan bizi seviyorsa, işte bu samimiyetten dolayıdır.

Zaten sanat ve zanaat samimi yapılmıyorsa bu hemen belli olur. Yaptığı köfteye hile karıştıran aşçıdan bir daha yemek yemezsiniz! Şarkılarımızda umutlu bir geleceği insanlara sunduğumuzda her kesimden insan bundan kendine göre bir pay çıkarıyor. Yeni Türkü, sol dünya görüşü içerisinden çıkmıştır ama ulusal değerlerimize sahip çıkmak ve onları korumak açısından aynı zamanda 'muhafazakar' sayılırız. Osmanlı döneminde yapılmış değerli eserler var. Bunları göz ardı edemeyiz.

Dünyada iktidara gelen sol hareketlerin uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sol geçmişte iktidara geldiği yerlerde toplumsal düzeni otoriter bir düzene dönüştürdüğü için kaybetti. Bunu Sovyetler'de Stalin dönemiyle birlikte gördük mesela. Şöyle bir gerçek çıktı ortaya; sosyalizmin ideallerini hayata geçirmek çok zor. Evrensel eşitliğin sağlanması ve dünya servetinin tüm insanların eşit mülkiyeti haline gelmesi ancak yüzyıllar sonra gerçekleşebilir gibi görünüyor. İnsanlığın topyekun olgunlaşması gerekiyor. O zamana kadar dünyamız, bir avuç multi-milyarder ile açlık sınırında yaşayan yığınlar arasındaki uçurum toplumları olarak kalacak. Türkiye'de ise sol, halkın talep ve beklentilerine daha iyi kulak vermeli; ancak o zaman başarılı olur.

 Peki, Avrupa'yı nasıl görüyorsunuz?

İslamofobi öyle yaygınlaştı ki Avrupa'da, iktidarlar bu rüzgarla ırkçı davranmaya başladı. Avrupa'da sağcı ırkçılığın yaygınlaşması korkunç bir gelişme. Yaşananları görüyoruz dünyada ama her yer de böyle değil. Mesela Kanada Başbakanı, 'Hoşgeldiniz' diye kapılarını açabiliyor göçmenlere. Bu ırkçılık rüzgarı bitecek. Ben insanların diline, dinine ve rengine göre kimsenin birbirini ayrı görmediği bir dünyaya ulaşacağımızı umut ediyorum.

Trump saldırgan üslubu ve politikalarıyla dünyayı daha da kaotik bir ortama sürüklüyor, ne dersiniz?

Trump'ın ne olduğunu anlayan varsa beri gelsin. Zaten Cumhuriyetçiler'in adayı olarak seçileceğine bile kimse inanmıyordu, adam başkan seçildi.

Trump sanki dünyanın her açıdan dengesini bozmak için oraya getirilmiş ajan gibi çalışıyor.

2007-2008 krizinde Amerika tedbir aldı. Tüm dünyaya dolar saldı. Bu süreç içinde kendi ekonomisini tamir etti. Şu anda Trump da bu rüzgarı arkasına alarak hareket ediyor. Sadece Türkiye'ye değil; Rusya'ya, Çin'e ve hatta Avrupa'ya da meydan okuyor.

Köroğlu’nun ekonomi ile ilgili olarak görüşleri de şöyle:

"Dünyada ekonomideki bolluk dönemi artık bitti. Türkiye keşke o dönemi daha verimli değerlendirebilseydi. Üretim yapabilmek için hâlâ çok yüksek oranda ithalat yapan bir ülkeyiz. Tarımdan sanayiye birçok alanda katma değer yaratan bir ülke haline gelmek zorundayız. Ekonomide ve eğitimde ciddi reformlara ihtiyaç var. Türkiye, ekonomik açıdan çok önemli bir ülke. G-20 içindeyiz. Türkiye'nin ekonomik açıdan düzlüğe çıkması için sorunları doğru anlayıp doğru bir strateji ile insan yetiştirmesi gerekir. Hâlâ genç bir nüfusumuz var. Bu nüfusu iyi eğitmeli ve katma değer yaratacak alanlara yönlendirmeliyiz. Bizler, daha önceki 68 kuşağı gibi Amerika'nın dünyada uyguladığı emperyalist politikalara karşı mücadele eden bir kuşağız. Yurtsever ve anti-emperyalist bir kuşağız. Atatürkçülük; yurtsever olmak ve emperyalizmin karşısında durmaktır. Zaten Atatürk, dünyada emperyalizme karşı savaşarak milli mücadeleyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve dünyaya örnek olan yegane liderdir. Ancak aradan geçen yıllar ve geçmiş iktidarların uyguladıkları politikalar, antiemperyalist ilkeleri koruyamamıştır. 68 kuşağının isyanı ve özgürlükçü gençlik hareketlerinin sebebi budur. Askeri darbeler ne yazık ki bu özgürlük hareketlerini boğmaya çalışmıştır."