DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Gara operasyonunuda 16 kişinin şehit edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Bu Cumhurbaşkanının bizzat kendisinin sorumluluğundadır. Madem bu ülkeyi tek adam rejimine dönüştürdü. O zaman sorumluluğu üstlensin ve gereğini de yapsın. Bu kadar ucuz değil bu işler" dedi.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Yeneroğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Gara operasyonu üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın operasyonun ardından muhalefet partilerine karşı yaptığı çıkışı eleştiren Yeneroğlu, "Millet adına hesap soran muhalefet partilerine parmak sallanmakta, hakaret edilmektedir. Terörle mücadele ettiğini söyleyen ve herkesin kendi hizasına gelmesini isteyen iktidar bilmelidir ki siyasi ikbal düşünülerek terörle mücadele edilmez. Terörist başının mektubunu yerel seçim kazanmak için ekranlarda okutarak terörle mücadele edilmez" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gara Operasyonu sonrası yaptığı "Bu operasyonun sorumlusu başkomutan ve yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanından, askerinden polisine, istihbaratçısına kadar Türkiye Devleti'dir" açıklaması sorulan Yeneroğlu, şu yanıtı verdi:
"Cumhurbaşkanı'nın devamlı tutumudur. Başarı olduğu zaman tek başarılı kendisidir. Hatta bakanlarına bile bu imkanı vermemektedir. Söz konusu bir müjde, milletle paylaşmak olunca bir bakana bile bu imkanı vermeyen Cumhurbaşkanı bir başarı söz konusu olduğu zaman kendinden başkasıyla bu başarıyı paylaşmayan Cumhurbaşkanı, bu dehşet karşısında tüm 84 milyonu bir şekilde paydaş etmektedir ki bu da ayrıca nasıl bir psikoloji içerisinde olduğunu göstermektedir. Bu Cumhurbaşkanının bizzat kendisinin sorumluluğundadır. Madem bu ülkeyi tek adam rejimine dönüştürdü. O zaman sorumluluğu üstlensin ve gereğini de yapsın. Bu kadar ucuz değil bu işler."
Yeneroğlu'nun açıklaması şöyle:
"Terörle mücadele kararlılıkla yürütülmelidir. Ancak bir siyasi iktidar düşünün ki gizli yapılması gereken böylesi önemli bir operasyonla alakalı önceden müjde verileceğini duyurabiliyor. Bu anlayışla iktidar, milletimizin tamamının ortak ve en öncelikli hassasiyeti olan terörle mücadeleyi siyaset malzemesi ve özellikle propaganda aracı haline getiriyor. Demokrasilerde atılan her adımın bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk millete hesap verme sorumluluğudur ve yanlış yapanların da gereklerini yapma sorumluluğudur. Ancak bugüne kadar bırakınız hesap vermeyi, parti kongrelerinde gülerek, şehitlik mertebesinin ne kadar yüce olduğu anlatılmaktadır. Millet adına hesap soran muhalefet partilerine parmak sallanmakta, hakaret edilmektedir. Terörle mücadele ettiğini söyleyen ve herkesin kendi hizasına gelmesini isteyen iktidar bilmelidir ki siyasi ikbal düşünülerek terörle mücadele edilmez. Terörist başının mektubunu yerel seçim kazanmak için ekranlarda okutarak terörle mücadele edilmez."
"Siyasi parti kongresine evladını daha yeni toprağa koymuş olan bir şehit annesini telefonla bağlayıp milyonların önünde onu kutlamak görülmüş şey değildir. Bu ne siyasi etikle ne de İslam ahlakıyla izah edilebilecek bir durum değildir. Şehitlik makamı zaten mübarek kılınmıştır. Cumhurbaşkanının sözlerini ne şehide ne de annesine bir şey katmaz. Şehitlere ve annelerine makamları verecek olan vardır. Bellidir... Cumhurbaşkanı'nın görevi ise bu ülkenin çocukları nasıl şehit olmaz diye çareler düşünmek, çözümler bulmaktır. Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu şehit annelerini kutlamak değil, annelerin evlatlarını şehit vermediği bir ülke umuduyla ve gayesiyle çalışmaktır. Cumhurbaşkanı evlatlarımızın kaçırılıp şehit edilmediği bir ülke için sorumluluk bilinci içinde hareket eden ve bu ciddiyetle hareket etmesi gereken makamdır. Demokrasiler parmak sallama değil hesap verme rejimidir. Muhalefeti ve halkı bilgilendirmek Cumhurbaşkanı'nın lütfunda değil borcundadır, görevindedir, ödevidir, en asgari sorumluluğudur." (ANKA)