DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın topluma karışamadığı için ekonomik tabloyu göremediğini belirterek, “Erdoğan topluma karışamıyor. Çok yaklaşılamıyor, kendisi de yaklaşamıyor. Tepkiden korkuyorlar belli ki. Kolay değil, bizim yürüdüğümüz gibi her yerde yürümek. Mesela Diyarbakır caddelerinde yürüsün… Bilemiyorum, çok kolay olmayabilir. Önce etrafını boşaltmaları lazım” dedi.
Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan Babacan, ‘Erdoğan'ın “Evine ekmek götüremeyen mi var?” sözüne dair yorumunuz ne?’ sorusunu, “Bahçeli ile konuşmaları lazım; hangisi doğru? Gerçekten evine ekmek götüremeyenler var. Bizim teşkilatlanmamız sırasında ekmek fırını sahibi arkadaşımız vardı. “Markette satılmayan ekmekler ne oluyor?” diye sordum. “Geri alıyoruz. Bayat ekmeğin ayrı müşterisi var” dedi. 1 TL yerine 60 kuruşa ekmeği almak için akşam geliyor vatandaş. Bu, Türkiye'nin gerçeği. Birçok seçim kampanyası yaptık. İlk defa bu kadar vatandaş, “Sokakta yatıyorum, eve ekmek götüremiyorum” diyor. Böyle şeyler yoktu. O duruma düşse bile yardım mekanizmaları devreye giriyordu. Ya belediyeler, ya valilik… Normalde iktidar partisinin mobilize olması lazım. Parti kalmadı ki. Tek bir kişinin şahsında toplanan bir tablo var” diye yanıtladı.
Erdoğan’ın tabloyu göremediğini söyleyen Babacan, “Görmüyor olabilir. Ona farklı bir hikaye anlatıyor olabilirler. Artık topluma karışamıyor. Uzun uzun mesafeler, ciddi koruma kalkanları, çemberler… Çok yaklaşılamıyor, kendisi de yaklaşamıyor. Biraz tepkiden korkuyorlar belli ki. Kolay değil, bizim gibi her yerde yürümek. Diyarbakır caddelerinde yürüsün… Bilemiyorum, çok kolay olmayabilir. Önceden epey etrafının boşaltılması lazım” diye konuştu.
Kurucularından olduğu AKP’nin güç zehirlenmesi yaşadığını belirten Babacan, “Bir zamanlar içinde olduğunuz siyasi partinin korku kaynağı olacağını düşünür müydünüz? Hiç aklıma gelmezdi. Böyle bir hareketin müesses nizamın kendisi haline gelmesi ve başka kesimleri ezmesi işin tabiatına aykırıdır. Olmaz böyle bir şey diye saf saf anlatıyordum. Maalesef oluyormuş. Tamamen güç kullanımının süresiyle ilgili. Güç kullanımının süreyle, hukukla sınırlandırılması lazım. Güç yozlaştırıyor” dedi.
Babacan, ‘Bu tablonun sebebi “damat” mıdır?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Tek başına değil. Damat gidecek, her şey düzelecek mi? Her gün anayasa ihlali, insan hakları ve özgürlük sorunu varken, isterseniz dünyanın en iyi iktisatçısını getirin, mümkün değil. Topyekun bir çözüm gerekiyor. Bir ara MB başkanlığı için epey kişiyle konuştuk. Erdem Başçı ayrıldıktan sonra… Çok iyi iktisatçılar. Dediler ki, “Bir ay sürer. Talimat gelir, yapmayız, kötü olur.” Pek çok kuvvetli isim kabul etmedi.”
Babacan, erken seçim iddialarına yönelik de, “Mecburen gerekecek. Ben 2021 ve 2022'de yüksek ihtimalle diye düşünüyorum. Tabii Devlet Bahçeli gibi bir faktör var. Öngörülemez bir faktör. Daha fazla yanlışa ve başarısızlığa devam etmek istemeyebilir. Siyasi, sosyal ve ekonomik şartlar 2023'ün haziranına kadar zor dayanır” yanıtını verdi.