MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunarak, "Erdoğan peşmergeye duyduğu sevginin onda birini Türkmenlere göstermemektedir. Aklı fikri Barzani’ye yılışmak, gözüne girmektir. Bu ne insanlıkla ne adamla bağdaşmayacaktır. Türkmenler hala ateş altındadır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisininin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Türkiye AKP ile birlikte yakın coğrafyadaki bütün varlığını kaybetmiştir. İş olsun diye gürlemesi, kuru diklenmeleri hiçbir fayda sağlamamıştır. Türkiye fikri sorulmayan bir ülke haline gelmiştir. Başbakan peşmergenin gönlünü nasıl kazanmış, neleri gözden çıkarmıştır. Boru hatlarının ülkemize musibet gibi dert yağdıracağın gün gibi aşikardır.
Erdoğan peşmergeye duyduğu sevginin onda birini Türkmenlere göstermemektedir. Aklı fikri Barzani’ye yılışmak, gözüne girmektir. Bu ne insanlıkla ne adamla bağdaşmayacaktır. Türkmenler hala ateş altındadır. Biz Türkmen kardeşlerimizin derdiyle dertlenmekten yorulmayacağız, her mücadeleyi vereceğiz. Türkmen kimliğine sırt dönen Başbakan ve hükümetinden inkarlarının hesabının eninde sonunda soracağız.
Bugün Dünya Engelliler Günü. Kardeşlerimize yardım etmek hepimizin görevidir. Destek sunmak sosyal bir devlet olmanın da yükümlülüğüdür. Engelliler için önlemler almak devletin asli vazifeleri arasındadır. Engelli olmak aciz horlanacak bir durum değildir. Eksiklik olarak değerlendirmemeliyiz.
2 gün sonra önemli bir günü daha idrak edeceğiz. 5 Aralık’ta kadın seçme ve seçilme hakkını almıştır. Bu reform eşine çok az rastlanır bir gelişmedir. Kadınların belediye seçimlerine hak kazandığını da unutmamak gerekir. Demokrasinin beşiği olarak lanse edilen ülkelerin kadını geri plana çekmesi tarihin bize gösterdiği gerçekler arasındadır. İlk Türk devletlerinde kağanın yanında eşi de yer almıştır
Türk kadın ihtiyacı olan her durumda varlığını göstermiştir. Cepheden cepheye koşturmuşlardır. Soylu ürk kadınları aklımızdan hiç çıkmamıştır. 79 yıl önce kadınlara verilen hak önemli bir hamledir. Türk kadını Kurtuluşda da kuruluşda da önemli görevler üstlenmiştir. Ne üzücüdür ki bugün kadınların her nevi sorunları tırmanıştır. Kadına şiddet otomatiğe bağlanmıştır. Cani ruhlular, eli kanlılar, gözü dönmüş manyaklar katletmektedir. Kadın cinayetleri yüzde 1400 artmıştır. Bu anormal manzara kolay kolay hazmedilecek bir sonuç değildir. Gazetelerin 3. sayfaları barbarlık haberleriyle doludur. Kadına şiddet çözülmeden, uzanan eller kırılmadan seçme seçilme hakkının hiçbir önemi olmayacaktır. İnsanlığın bu çağında vahşi saldırganların kadınların umutlarını söndürmesi utanç vericidir. Kadının her alanda çok daha fazla söz hakkı olması gerektiğine inanıyoruz.
Mali idareler seçimleri 30 Mart’ta yapılacak. 118 gün kaldı. Büyükşehir, belde üyeleri, köy mahalle muhtarları bu seçimler sonucunda belirlenecektir. Bu seçimin şaibesiz, dürüst geçmesi en büyük temennimizdir. Partiler adaylarını açıklamakta ve vaatlerini bir bir sıralamaktadır. Partimizle başarıyı yakalamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu seçimler yakın geleceğimizi etkileyecektir.
Şu sorular açıklık bulacaktır;
-Milli Kültüre bağlılık mı kazanacak yoksa bunların küçümsenmesi mi tercih edilecektir?
- Karşılıksız sevgi mi seçilecek, hasım, hanedan,akrabalık mı seçilecektir?
- Terör kaynağını kazımaya yeminli irade mi öne geçecek yoksa hainler korosu tasvip mi görecektir?
- Türk milliyetçiliğinin haklılığı mı görülecek, aklı karışık, soyu bulanık, türklük yok diyenler mi takdir görecektir?
Türk milleti bu iki seçimlerden birine evet diyecektir. İnancım odur ki kötü gidişe vurulacak kelepçe olacaktır
Ayağa kalkan Türk milleti AKP’ye sandıkta cevap verecektir. Başbakan Erdoğan’ın hakaret dolu açıklamaları, PKK sevdası hak ettiği karşılığı almalıdır. 30 Mart’ı ilk çıkış kapısı olarak görüyoruz. Başbakan Erdoğan seçimleri bir güven oylaması olarak görmektedir. 30 Mart 2014’te yapılacak seçimler cumhurbaşkanlığı seçimleri için de provadır. Her hal ve tavrından görülüyor ki başbakanı korku sarmıştır. İlişkilerindeki gel gitler panik ataklar geçirdiğinin işaretleriyle doludur. Korkunun ecele faydası olmadığı gibi 30 Mart’ta da olmayacaktır. 118 gün sonra kolu kanadı kırılacaktır. Uyanan Büyük Türk milleti oyunu bozmaya karar vermiştir. Türk milleti geleceğini tayin etmek için sabırsızdır. Kaldı ki tüm gelişmeler bunları doğrulamaktadır. AKP, CHP ve BDP birbirinin gıdasıdır, bir olmasa diğerine ihtiyaç kalmayacaktır. 30 Mart seçimleri alayını zangır zangır titretecektir.
Herken bulunduğu yeri yeniden ayarlamalı ve kendine çeki düzen vermelidir. BDP’nin toplantısında bir grup alçak Türk bayrağını indirmişlerdir. Milli değerlerimiz bir bir yıpratılmaktadır. PKK’lıların affı hedef yapılmıştır. Yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı şifreli sözlerle bu konunun altını çizmiştir. Başbakan Erdoğan bu bayrak indirilmesine ucundan köşesinden değinmiştir. “Bayrağımıza tahammül edemeyen bir anlayış bu ülkede siyaset yapabilir mi” demiştir. Bu sözü söyleyecek en son kişi sensin Recep Tayyip Erdoğan. Bayrağımız iniyorsa sorumlusu Başbakan Erdoğan’dır. PKK’lılar kimlik kontrolü yapıyorsa sorumlusu Başbakan’dır. Türk demek İslamın kılıcıdır. Türk demek tarihtir. Türk demek cesaret demektir. Türk demek şehitliktir, irfanlıktır. Milletle aynı anlamdadır.