MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD ile yaşanan gerginlik sonrası sosyal medyadan yaptığı değerlendirmede, "Türk milleti oyuncak değildir, bağımlı ve tutsak değildir. Herkes haddini bilecek, görev ve sorumluluklarının hudutlarından taşmayacaktır" dedi.
Bahçeli, ABD ile yaşanan vize gerilimiyle başlayan gerginliğin düşürülmesini tavsiye etti, "Düşmeyecekse bunu biz değil, onlar düşünmelidir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin Twitter üzerinden yaptığı açıklamalar şöyle:
"Türk milletinin kaderi tarihin her döneminde bağımsızlıktır. Bu kaderin gölgelenmesi, karalanması, kiralanması, leke tutması mümkün değildir.
Türkiye müstemleke bir ülke değildir. Müstevli hesaplara kurban edilmeyecek, mütecaviz emellere teslim olmayacak, boyun eğmeyecektir.
Zulüm ve imha cephesi ne kadar cani ve ceberut olsa da, milli varlığımızın azameti, milli ruhumuzun asaleti hepsini ezmeye yetecektir.
19. yüzyılda yabancı sefirlerin şımarıklığı, sömürge valisi edasıyla görev yapmaları milli hafızalarda derin bir iz ve yara bırakmıştı.
Hayalen tasavvur edemediğimiz ne varsa bir dönem maalesef başımıza gelmişti. Bunun tekrarı yaşanmayacaktır. Güvence Türk milletidir.
Bir devleti temsilen ülkemizde bulunan yabancı diplomatlar mütekebbir değil, her şeyden önce haysiyetli ve hürmetkâr olmalıdır. Türk milleti oyuncak değildir, bağımlı ve tutsak hiç değildir. Herkes haddini bilecek, görev ve sorumluluklarının hudutlarından taşmayacaktır.
Türkiye azar yiyecek, aza kanaat edecek, hiddet ve şiddetle, komplo ve karanlık kampanyalarla hizaya getirilecek bir ülke olamayacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Maddi ve bilhassa manevi sukut korku ve acz ile başlar" Korku ve acizlik Türk milletine yabancıdır.
Vize konusundaki ABD'yle yükselen gerilimin düşürülmesi tavsiye ve temennimizdir. Ancak düşmeyecekse bunu biz değil, onlar düşünmelidir.
Güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru açmak, bu koridora hainleri toplamak isteyenlerin vize krizi yaratması hezeyan ve hüsrandır.
Türkiye, amirlerinin düdüğünü çalan bir büyükelçinin, iki dudağından çıkıp aba altından sopa gösteren sözlerini hoş görmeyecektir.
Misak-ı Milli’nin ruhuna pranga, Ankara’nın bağrına ve bahtına hançer vurmak için hazır bekleyen zalimler, karşılarında imanı bulacaklardır.
“Misak-ı Milli Mülk-ü Millettir; Millet ise Türk’tür.” Manayı eğer anlamayan varsa anlayandan; duymayan varsa duyandan öğrenebilecektir…
Vaziyetin telaş ve ümitsizliği diye bir şey yoktur. Karamsarlığa hiç gerek yoktur. Biriz, beraberiz, büyük ve güçlü Türkiye’yiz.
Ankara’nın başkent oluşunun 94. yıldönümünde aziz Atatürk’ü, fedakârlık anıtı muhterem şehitlerimizi, büyük ecdadımızı rahmetle anıyorum. Ankara, tarihteki şanlı başkentlerimizin son halkası, tam bağımsızlık fikriyatının, payidar milli onurun yaşayan, yaşayacak kutlu destanıdır.
Dilimiz Türkçe’dir. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’dir. Başkentimiz Ankara, bayrağımız ay yıldızlı al bayrak, irade Türk milletidir. Kısaca Ankara demek; “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü ebediyete taşımak, istiklalimizin namus ve emanetini korumak demektir…