Bahçeli "Beni nazikçe davet ettiler" diyerek milletvekillerini ifadeye çağırdı

Bahçeli "Beni nazikçe davet ettiler" diyerek milletvekillerini ifadeye çağırdı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hakkındaki fezlekeler üzerine Ankara Adliyesi'nde yazılı ifade verdi. Bahçeli ifadesinin ardından yaptığı açıklamada çağrının ve işlemlerin çok nazik bir şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak, "Dokunulmazlıkların fezlekeler yoluyla muhatabı kimse gelmeli, bildiklerini anlatarak adaletin yükselişinin güzel bir örneğini ortaya koymalılar" dedi. 

Bahçeli hakkında hazırlanan 12 fezlekenin 7'sini Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiası oluşturuyor. Dokunulmazlığının kaldırılması ardından ilk kez ifade veren genel başkan Bahçeli oldu. Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri de Bahçeli'ye destek için adliyeye geldi. 

Bahçeli hakkında hazırlanan en önemli fezleke ise Bursa mitinginde atılan sloganlara verdiği karşılık oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin Bursa mitinginde atılan "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganına verdiği "Onun da zamanı gelecek" yanıtı üzerine hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, "halkı alenen tahrik" suçundan hakkında soruşturma başlatmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Talimat Bürosu, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda Bahçeli'ye tebligatta bulundu. 

Bahçeli'nin ifadesinden

Bahçeli'nin avukatı Hamit Kocabey savunmasında, "Konuşma metni incelendiğinde iddia olunan suçun işlenmediği ve alenen bölücü ve yıkıcı terör örgütünü hedef aldığı açık ve nettir" dedi.

Devlet Bahçeli'nin Bursa mitinginde yaptığı konuşmanın tam metninin delil olarak sunulduğu savunmada şu ifadelere yer verildi:

"Müvekkilimin işlediği bir suçun bulunmadığı, müvekkilimin anayasal görevini yerine getirdiği açık ve net olduğundan müvekkilim hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini saygıyla talep ederiz."

"Nazikçe davet ettiler"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ifadesinin ardından açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada Bahçeli şunları söyledi:

"MHP Osmaniye Milletvekili ve MHP Genel Başkanı olarak bazı illerimizde yapmış olduğumuz siyasi konuşmalar çerçevesinde bir soruşturma başlatılmış, o soruşturma sonucunda savcılığımızın daveti üzerine, bilgileri sunmak üzere adliyeye gelmiş bulunuyoruz. Bu uygulamayı abartanlar olmuştur. Ancak bugünkü işlem sonucu görülmüştür ki çağrılar çok nazik yapılmış, işlemler de aynı şekilde sürmüştür. Bu uygulamayı geçmişle gölgelemek doğru değildir. Eğer dokunulmazlıkların fezlekeler yoluyla muhatabı kimse gelmeli, bildiklerini anlatarak adaletin yükselişinin güzel bir örneğini ortaya koymalılar."

 

Bahçeli'nin ifadesinin tam metni

 

Bahçeli’nin açıklamasından sonra, Bahçeli’nin verdiği ifade tutanağı basın mensuplarına dağıtıldı. Bahçeli'nin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu ifade metni şu şekilde: "Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı müvekkilimin 23.03. 2013 tarihinde Bursa'daki açık hava toplantısına yaptığı konuşmada suç işlediğinden bahisle düzenlediği fezleke ve yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile 2016/ 47961 nolu soruşturma konusunda savunmasının ve delillerinin arzıdır.

Miting meydanındaki  halk topluluğu, "Vur de vuralım öl de ölelim" şeklinde tempo tutmuş, müvekkilim de,  "Onun da zamanı gelecek" şeklinde mukabelede bulunmuştur. Fezlekeyi düzenleyen savcı, müvekkilimin suç işlemek için alenen tahrik suçunu işlediğini ve cezalandırılmasını istemiştir. Müvekkilimin konuşma metni incelendiğinde iddia olunan suçun işlenmediği ve alenen bölücü ve yıkıcı PKK terör örgütünü hedef aldığı açık ve nettir. Bundan şüphe yoktur.

Müvekkilim kime kimi suç işlemeye tahrik etmiştir. Müvekkilim, "Bekleyin onun zamanı var, geldiğinde ihtiyaç duyulduğunda vatanı savunmak için ölmenin ve öldürmenin meşru olacağından" söz etmektedir. Burada tahrik yoktur. MHP tüzel kişiliğinin resmi başvurularına rağmen tek bir tane fezleke düzenlenmemiştir. Şimdi ise teröre ve teröriste karşı siyasi mücadele veren müvekkilim hakkında yapılan sahte ihbarlara itibar edilmektedir.

Bu ne yaman çelişki. Cumhuriyet savcıları Türk devletine ve Cumhuriyeti'ne sahip çıkmayıp iktidar sahiplerinin talimatlarını bekler ya da onların hoşuna gidecek kararlar verirlerse o vakit devletin bekası tehlikeye girer. Ülkemiz şu anda böyle acı tehlikeli bir süreçten geçmektedir."