MHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Devlet Bahçeli, Çankaya Köşkü'ndeki kabulde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunduğu mektupta, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorun ve sıkıntılar hakkındaki partisinin tespit ve önerilerini, 7 başlık halinde sıraladı. Bahçeli, mektubunda, Kürt sorunu, Öcalan'la diyalog süreci ve Büyükşehir Kanunu gibi konulara değindi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlığındaki MHP heyetini kabul etti.
Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Gül'e sunduğu mektuptaki diğer görüşleri özetle şöyle:
-Terör örgütü ve elebaşılarıyla kurgulanan temas ve diyalog hamlelerinden sıyrılmak ve devlet umurunun gereklerini yerine getirmek yeri dolmaz milli bir sorumluluk olarak ortadadır.
-Sözde Kürt sorunu ifadesinden acilen cayılmalı, Türk milleti şemsiyesi altında herkesin eşit hak ve sorumlulukları vurgusu güçlü bir şekilde yapılmalıdır. Demokrasinin yaşaması, cumhuriyetin sürdürebilirliği ve kardeşlik hissiyatının pekiştirilerek tescillenmesi ancak bu sayede ileriye taşınabilecektir. Milletimizin dayanışma, yardımlaşma ve yakınlık ruhu zedelenmeden, iç barış ve huzur ortamı daha fazla gölgelemeden ülkemizin her yöresindeki insanımızın ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları ele alınmalı ve zorlama sorunların kıskacından çıkılmalıdır.
-Demokratik özerklik, bölgesel yönetimler veya federasyon özlemleri her geçen gün ivme kazanmaktadır. Özellikle TBMM'nde kabul edilen Büyükşehir Kanunu önümüzdeki dönemde Türkiye ve Türk milleti için büyük maliyetlere neden olacağı şimdiden bellidir. Bölgesel yönetimlerin şifrelerini, federasyona geçişin yapı taşlarını muhteviyatında barındıran bu yasanın, projelendirilen başkanlık sistemiyle birleşince Türkiye'yi meçhule götüreceği kötümser bir yorum ya da anlamsız bir itiraz olarak yorumlanmamalıdır.
-TBMM'de kabul edilen Büyükşehir Kanunun dikkat ve titizlikle incelenmesi ve tekrar iadesinin sağlanması en belirgin beklentilerimiz arasındadır. Kaldı ki parlamenter sistemin ilgasıyla tesis edilecek ve tek adamlığa kılıf olacak başkanlık sistemi hazırlıklarına daha belirgin bir müdahale yapılmalı ve bu yönde tavsiyeler verilmelidir.
-Ana dilde eğitim talepleri, eğer mümkün olursa Türk milletinin içinden başka milletlerin ortaya çıkarılması için sosyolojik kazı faaliyeti olarak kullanılmaktadır. Buna sessiz kalmak ve hatta onay vermek ise milletin dağılması, ayrışması ve parçalanması anlamına gelecektir. Ana dilde eğitim ve savunma taleplerine yönelik tedbir geliştirmek, körüklenen etnik alevi söndürmek için inisiyatif almak gecikmeden sağlanmalıdır.
-Türkiye'nin dış politikası baştan ayağa ele alınarak düzeltilmeli ve Türk milletinin menfaatine olmayan maceralardan, sonu hüsran olacak çıkışlardan, iç politikayla tahkim edilmemiş rest çeken kofluklardan bir an önce uzaklaşılmalıdır.''