'Devlet beni cezaevine atmaktan yorulmadı, ben de girmekten'

'Devlet beni cezaevine atmaktan yorulmadı, ben de girmekten'

SHP listelerinden girdiği 1987 seçimlerinde Kars’tan, 1991’de HEP-SHP ittifakıyla girdiği seçimde ise Şırnak’tan milletvekili seçilen ve uzun yıllar DTP Kars il başkanlığını yürüten, siyasetçi ve hukukçu Mahmut Alınak, önümüzdeki günlerde 9. kez cezaevine girecek.

Mahmut Alınak, geçtiğimiz yıllarda Tahsin Orman adlı bir kişinin polis tarafından karakolda dövülmesini engellemeye çalıştığı gerekçesiyle hakkında dava açılan dava nedeniyle 9. kez cezaevine girecek. Alınak, en son 2011 yılının Aralık ayında KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında tutuklanmış, ardından 18 Temmuz 2012'de tahliye edilmişti. Alınak, yeniden cezaevine girmesine ilişkim kaleme aldığı mektubunda, "Bu diktatörlükte cezaevine girmemek ayıptır" dedi.

 

'İşkence yapmak suç değil, işkencecileri lanetlemek suç'

Mahmut Alınak'ın yeniden cezaevine girmesine ilişkin yazdığı mektup ise şöyle: Türkiye 'de devlet eliyle işkence yapmak ve insan öldürmek suç değil, işkencecileri ve devlet katliamlarını lanetlemek suçtur.

Birkaç yıl önce Tahsin Orman adlı Digorlu bir kişi eşiyle kavga etmiş, bu nedenle Kars emniyetince gözaltına alınmıştı. Yakınları benden avukat olarak yardım isteyince Kars adliyesine gitmiş, gördüğüm içler acısı manzara karşısında dehşete kapılmıştım. Şahsın yüzü gözü yara bere içindeydi, tanınmaz hale gelmişti, giysileri kurumuş kanlarla kaplıydı. O an insanlığımdan utandım. "Bu canavarlıktır, hayvanca bir uygulamadır," dedim. Eğer o gün o korkunç tablo karşısında susmuş olsam, hayat boyu hep suçluluk duyacak ve kendimden utanacaktım.

 

'Polis kimin hakkında tutanak tuttuysa cezaevini boylayacak'

 

Vay, bunu demez olsaydım! Orada bulunan polisler hemen tutanak tutup savcıya götürmüşler. Savcı işkence gören şahsı doktora gönderip işkenceciler hakkında soruşturma açacakken, polislerin hem şikayetçi, hem de şahit oldukları tutanağı işleme koyup hakkımda polislere hakaret etmekten Kars Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açtı.

Ağır Ceza Mahkemesi elini çabuk tutarak bana, "suç işlemeye eğilimli olduğumu" ileri sürüp üst sınırdan 14 ay 17 gün hapis cezası verdi. Kararı temyiz ettik, Yargıtay cezayı onayladı. Bu durumda polis kimin hakkında tutanak tuttuysa şahide, ispata gerek kalmadan cezaevini boylayacak! Polis devletinden de ancak bu beklenebilir. AKP demokrasisi işte böyle bir şeydir. Susmak ve kölece boyun eğmek…

 

'Devletin bu restini şerefle kabul ediyorum'

 

Ancak AKP ve devleti yönetenler yanılıyorlar. Mezar taşlarımız bile onları rahat bırakmayacak.

Evet, bana böylece tekrar cezaevi yolu göründü. Devletin bu restini şerefle kabul ediyorum. İstesem bu düzenin nimetlerinden yararlanıp güllük gülistanlık bir hayat sürdürebilir, bu yaşta cezaevine girmeyebilirdim. Ama o zaman da insanlıktan çıkmış olurdum.

Böylece dokuzuncu kez cezaevine girmiş olacağım. Devlet beni cezaevine atmaktan yorulmadı, ben de cezaevine girmekten yorulmadım. Yorulmayacağım. Şimdilik bu böyle sürüp gidecek.

Diktatörlüğün hüküm sürdüğü Türkiye'de cezaevleri demokrasi ve özgürlükler için nöbet tutulan yerlerdir.

Yakınlarım bana, "Artık yeter, bu yaşta cezaevine girmek ayıptır," diyorlar. Ben de, "Bu Diktatörlükte cezaevine girmemek ayıptır," diyorum.

Mutlu ve özgür yarınlar bizi bekliyor. Ümidimizi yitirmeyeceğiz. Adaletsizliğin ve zulmün tek zerresi kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Tekrar hoşça kalın. Sevgilerimle Mahmut Alınak"