"Devlet Bylock mağdurları konusunda neden bu kadar geç kaldı?"

"Devlet Bylock mağdurları konusunda neden bu kadar geç kaldı?"

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 bin 480 kişinin telefonuna kendi iradesi dışında Bylock yüklendiğini açıklaması üzerine devletin, mağdur olan vatandaşlardan özür dilemesi gerektiğini belirtti.Devlet kurumlarına 18 Temmuz'dan itibaren Bylock listelerinde problemler olduğuna dair raporlar gelmesine dikkat çeken  Ergin, "Bu listelerdeki suçsuz vatandaşların isimlerini ayıklamak için neden aralık ayının sonuna kadar zaman kaybetmiştir?" diye sordu.

Sedat Ergin'in "Devlet ByLock mağdurları konusunda çok geç kaldı" başlığıyla yayımlanan (5 Ocak 2017) yazısı şöyle:

İsmail Saymaz, geçen cumartesi günü ByLock’ta yapılan hataları konu alan son derece çarpıcı bir haber analizle karşımıza çıktı Hürriyet’te.

Yazı, aralarında Zerrin Gölyeri’nin de bulunduğu Ankara Barosu’na kayıtlı beş avukatın 18 Mayıs 2017 günü ByLock kullanıcısı oldukları gerekçesiyle gözaltına alınması hadisesinden yola çıkıyordu.

Gölyeri, “Ben Kemalistim, bu adamlarla ne ilgim olabilir” diyerek FETÖ bağlantısını şiddetle reddetmişti. Ankara Barosu’nun yaptığı kuvvetli itirazlar üzerine gözaltına alınan avukatlar savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.

Savcı Adnan Gümüş, şüphelilerin ByLock kullanımı konusundaki itirazları üzerine bilirkişi görevlendirmeye karar vermiş ve geçmişte Balyoz davasında da delillerin sahte olduğu yolunda rapor vermiş olan adli bilişim uzmanı emekli Binbaşı Ahmet Hakan Erdoğan’a başvurmuştu.

Erdoğan, bir başka adli bilişimci Serdar Aslan’la birlikte avukat Zerrin Gölyeri’nin cep telefonu üzerinde yaptığı incelemede şu bulgulara ulaştı: Gölyeri ByLock kullanıcısı değildi, ancak “Freezy” isimli bir aplikasyon üzerinden müzik dinliyordu ve ilginç bir şekilde bu yazılım ByLock sunucusuna link veriyordu.

Ayrıca, “Freezy”, “Namaz Vakitleri TR” ve “Kıble Pusulası” adlı aplikasyonları da taşıyan “Mor Beyin” adlı bir platformda yer alıyordu.

Erdoğan-Aslan ikilisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu rapor 18 Temmuz 2017 tarihini taşıyor.

*

Bu durumda şunu kabul etmemiz gerekiyor: Devlet, 18 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla, ByLock kullanıcısı şüphelilerle ilgili elindeki resmi listelerde bazı problemli durumlar olduğunu, bu programı kullanmayan bazı vatandaşların cep telefonlarının “Mor Beyin” isimli bir dijital platform üzerinden ByLock sunucusuna yönlendirildiği bilgisine vâkıftı.

“Bazı vatandaşlar” derken 15-20 kişiden söz etmiyoruz. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın açıklamasına göre, (sonradan) bu şekilde yönlendirmeyle ByLock listelerine girdiği saptanan kişilerin sayısı 11 bin 480’dir. Kocaman, bu durumda olup tutuklu bulunan vatandaşların sayısını ise 27 Aralık tarihi itibarıyla “yaklaşık bin” olarak açıklamıştı.

Şimdi yanıt aramamız gereken kritik soru şudur: 18 Temmuz itibarıyla ByLock listelerinde problemler olduğununa ilişkin raporlar almış olan devlet kurumları, bu listelerdeki suçsuz vatandaşların isimlerini ayıklamak için neden aralık ayının sonuna kadar zaman kaybetmiştir? Arada geçen zaman süresi neredeyse beş buçuk aydır. Bu süre içinde “yaklaşık bin kişi” hiçbir suçu olmadığı halde demir parmaklıklar arkasında alıkonmaya devam edilmiştir.

Üstelik ByLock listelerinin sorunlu olduğunu ortaya çıkaran yalnızca Erdoğan-Aslan ikilisi değildir. Adli bilişim alanında uzmanlıklarıyla temayüz etmiş başka bilirkişiler, örneğin Tuncay Beşikçi ve Koray Peksayar gibi uzmanlar da benzer içerikteki raporları muhtelif mahkemelere sunmuşlar, ancak bu raporlara itibar edilmemiştir.

Peksayar’ın “Mor Beyin Uygulamaları Hakkında Bilgi Notu” başlıklı raporu 8 Ekim 2017 tarihlidir. Beşikçi’nin benzer içerikli raporu 26 Ekim 2017 tarihini taşıyor.

*

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gelen şikâyetler üzerine konuyu MİT ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) havale edip onlardan gelecek resmi rapora göre hareket etmek istediği anlaşılıyor. Ancak bu mekanizmanın işleyişi bir hayli zaman almıştır.

MİT raporunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 20 Aralık, BTK ise “Çok İvedi”kaydıyla 26 Aralık tarihinde göndermiştir.

Bunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın hemen ertesi günü (27 Aralık) yaptığı bir açıklamayla “11 bin 480 vatandaşın iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirildiğini” kamuoyuna resmen duyurması izlemiştir. Başsavcılığın açıklamasında bu yönlendirmeye yol açan “Mor Beyin” isimli yazılımın FETÖ/PDY tarafından geliştirildiği belirtilmiştir.

Varılan noktada MİT ve BTK raporları da sivil bilirkişilerin önceden yaptıkları “Mor Beyin” tespitini teyit etmiştir. Sonuçta toplam 11 bin 480 GSM numarası, FETÖ/PDY örgütü üyeleri tarafından kullanıldığı tespit edilen 100 binin üzerinde ismin yer aldığı ByLock listesinden çıkartılmış, liste ayıklanarak güncellenmiştir.

*

Haksız bir şekilde cezaevinde alıkonan binden fazla tutuklunun önemli bir bölümü geride bıraktığımız günlerde yapılan yazışmalar sonucu tahliye edildi.

Ayrıca, toplam 11 bin 480 kişilik listede bulunan –tutuklananlar dışındaki- diğer vatandaşlar da devlet kurumları tarafından “FETÖ/PDY bağlantılı” olarak fişlendikleri için şüpheli konumdadır. Bunlar arasında KHK ile kamuda işine son verilen, ayrıca farklı şekillerde mağduriyet yaşayan çok sayıda vatandaşın olduğunu söyleyebiliriz.

Ortaya çıkan mağduriyetin derecesi ve yaygınlığı bu aşamada tam olarak ölçülemiyor.

Vatandaşların haklarına saygı duyan bir devletin, kendisine ulaşan raporlar ışığında bu meselenin üstüne zaman kaybetmeksizin gidip, yaşanan mağduriyetlere çok daha önceden son vermesi gerekmez miydi?