"Devlet desteği" polemiği sürüyor: Haluk Bayraktar’dan Ali Babacan’a tepki: Konuyu, 180 derece tersinden gösterme çabası!

"Devlet desteği" polemiği sürüyor: Haluk Bayraktar’dan Ali Babacan’a tepki: Konuyu, 180 derece tersinden gösterme çabası!

Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın katıldığı bir programda kendisini hedef aldığı, "devletin tüm imkanları tek şirkete aktarılıyor" sözlerine tepki gösterdi. Bayraktar, "Konuyu, 180 derece tersinden gösterme çabası. Olduğundan çok farklı gösterme teşebbüsü maalesef. Beyefendi, 8 yıl MGK üyeliği yaptığını söylüyor. 'Bu ülkede bütün dünyanın konuştuğu Bayraktar TB2 nedir?' demez mi?" dedi.

Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, dün Habertürk TV'nin canlı yayınına katıldı. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Bayraktar'ın açıklamaları şöyle:

“Baykar, ihracat ve yurt içi satışlarla, kendi öz kaynaklarıyla yatırım yaparak 6 tonluk uçak platformuyla uğraşır hale geldi”

“Baykar'ın 20 yıllık birikimi var. Bayraktar Kızılelma, Baykar'ın yüzde 100 imkanlarıyla geliştirilmiştir.

Bize bir talep olmadı, dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olması dolayısıyla ülkemizin geleceği açısından bunun ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için kendi imkanlarımızla adım attık. Devletle, herhangi bir otorite ile anlaşmadan. Hedefimizin cumhuriyetin 100. yılında bu uçuşu gerçekleştirmekti. Biz, Baykar olarak her zaman beyan ettiğimiz tarihten daha evvel, 2022'in Aralık ayında ilk uçuşu gerçekleştirmiş olduk. Akıncı'yı, 2019'da İstanbul'daki TEKNOFEST'te buluşturmuştuk. Bu, cumhuriyetimizin 100. yılında böylesine önemli stratejik kazanım, Baykar ve tedarikçi eko sistemiyle. 20 yıl önce Baykar, beş kişilik ekipti. 5 kiloluk uçakla uğraşıyordu. Baykar, ihracat ve yurt içi satışlarla, kendi öz kaynaklarıyla yatırım yaparak 6 tonluk uçak platformuyla uğraşır hale geldi. Beş kişi, 3 bin 500 oldu. Baykar, bine yakın tedarikçi ile bu noktada.

“20 yıl önce savunma sanayinde faaliyet gösteren 17 firma vardı, bugün 2 binden fazla firma var”

Türkiye'de, özellikle savunma sanayinde son 20 yılda çok kritik atılımlar atıldı. 20 yıl önce savunma sanayinde faaliyet gösteren 17 firma vardı, bugün 2 binden fazla firma var. Çoğunluğu özel sektörde. Bugün Saha İstanbul'un 900'dan fazla üyesi var. Yüzde 95'i özel sektör, bu kümelenmenin içerisinde. Özellikle savunma sanayinde yerlileşme vizyonu ve yerlileşme iradesi. Türkiye'de çok önemli bir karara imza atıldı. Tank, İHA, Atak helikopterlerinin alım kararı vardı. Bir toplantıda, 'biz bu projeleri iptal ediyoruz, tamamını yerli yapacağız, yurt dışı bağımlısı olmayacağız' dendi. İşin ekonomik anlamda katma değer boyutu var. Bir de işin parasını verseniz dahi, satın almak isteseniz dahi size bunu vermiyor. 2009'da Türkiye, ABD'den SİHA talebinde bulundu, Amerika bunu reddetti. Türkiye, yerli İHA'larından önce İsrail'den, Heron ithal ediyordu. Ama ne oluyordu, İsrail en ufak yedek parça ihtiyacı olduğu zaman, en ufak bir politik anlaşmazlık olduğu zaman destek vermiyordu. Türkiye, 90'lı yıllarda ABD'de Gınat dediğimiz insansız hava araçlarını satın aldı. Milyonlarca dolar para ödendi. 100 saati dahi doldurmadan envanter dışı bırakıldı. Çünkü destek gelmiyordu. Bugün Bayraktar SİHA'ları, 600 bin saati buldu. Müthiş bir gelişim var.

Türkiye, 15 yıl gibi sürede bu teknolojiyi parasıyla alamazken, 2004'te bir irade koydu. Bizim ilk geliştirdiğimiz ürün Bayraktar mini İHA. Elden atılan 5 kiloluk uçak. İlk kez savunma sanayinde o karardan sonra, 'Biz bu işi rekabete açık yapacağız'. 'Bunu kim yapıp, gelip bize başarılı sunum yaparsa ondan 76 tane uçak alacağız' dediler. Bugünküne nazaran düşük çaplı imkanlarımız vardı. Devlet o zaman şunu deseydi ki, 'kurulu devlet firmaları var sen yapacaksın' deseydi, bugün Baykar yoktu. Şeffaf bir modelle biz girmiş olduğumuzdan dolayı var. O kadar çok ince, birbirine iplikle bağlı hususlar var ki. Bunlardan bir tanesi olmasa bugünkü başarı olmazdı.

Baykar'a, "devlet desteği" polemiği

Konuyu, 180 derece tersinden gösterme çabası. Olduğundan çok farklı gösterme teşebbüsü maalesef. 2004'te biz ufacık firmaydık. Özdemir Bayraktar liderliğinde yedi kişi başladık. Sonra Savunma Sanayi Başkanlığı, milli ve özgür üretim kararı aldı. 'Uçağın gövdesi veya elektriğini yerli yapan firma bu işe katılabilir' dendi. Devletten nakit destek alan bir üniversite katılmıştı o yarışmaya. Baykar olarak hem gövdesini hem de uçuş elektroniği yazılımıyla o yarışmaya katılıp, birinci olduk. Savunma sanayinde projeler, tanımlı, belirli kurumlara verilen, rekabet olmayan kurumlardı. Biz, 76 adet uçağı teslim ettik. Özdemir Bayraktar apartmanını satıp, bütün kazanımları bu işe yatırdı. Silahlı kuvvetlerin envanterine giren ilk hava aracını, biz yaptık. Biz o işi kazandıktan sonra Malazgirt sınıfı dünyanın ilk döner kanat helikopterini yaptık. Şırnak'ta atölye kurduk, tamamen kendi imkanlarımızla. 'Türkiye için İHA, bir kıvılcım etkisi yaratır' dedik ve alana girdik.

Bizim geliştirdiğimiz sistemlerin en önemli başarısı güvenli olması. Türkiye eskiden F-16'ların montajını yapıyordu ama siz sıfırdan bir ürün geliştiriyorsanız bunlara sabır göstermeniz lazım. Selçuk Bayraktar anlattı, uçağın her şeyini yaparsınız. Tekerleğine bir takoz koyarsınız. Uçamaz.

Milletimiz farkında, milletimiz TEKNOFEST'e gittiğinde ürünlere dokunuyor. Milletimiz görüyor. Bu işleri durdurmak kolay, yapmak zor. Öyle iftiralarla karşılaşıyoruz ki. Bu işler parayla olmuyor, emekle oluyor, adım adım üzerine koyarak geliyor.

“Tekel oluşturma diye bir şey olabilir mi? Baykar'ın varlığı rekabet”

İddialar, iftiralara gelelim. İlk önce spiker soruyor, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybederse bu işler engellenir' diye bir ifade var. Beyefendi, 8 yıl MGK üyeliği yaptığını söylüyor. 'Bu ülkede bütün dünyanın konuştuğu Bayraktar TB2 nedir?' demez mi? Bir fuar yaptık, İngiltere Savunma Bakanı geldi. Bayraktar SİHA'ların ne kadar oyun değiştirici olduğunu söyledi. Bulgaristan, Malezya Cumhurbaşkanı geldi fabrikamıza geldi. Sayın Kılıçdaroğlu 2012'de geldi. Ama maalesef CHP'den grup başkanvekili dünyanın en büyük festivalini, 'Damadın TEKNOFES'i' diye itibarsızlaştırmaya çalıştı. 'İstikbal göklerdedir diyen' lider Atatürk'ün kurduğu parti CHP. Bize bankalar, Bayraktar TB2'nin sözleşme imzalamasında teminat mektubu vermedi. Ufak birader, İş Bankası Genel Müdürü'ne mektup yazdı. Yetkililer geldi, 'sizin CV'lerinize bakıyoruz' dediler. Ve, 'bu CV'lerin üzerine size teminat mektubu veriyoruz' dedi.

'Rekabet yok, şımarıklık' iftiraları ile dil uzatacaksınız, biz yanıt verince siyasi yapı olacağız. Böyle bir şey olacak mı? Tekel oluşturma diye bir şey olabilir mi? Baykar'ın varlığı rekabet. Devletin bu projeleri desteklemesi doğal bir şey ama biz Baykar olarak kendi yağımızda kavrulduk. Hiçbir zaman kredi kullanmadık, biz bunu tercih ettik. TAİ Anka, 2004'ten beri desteklenen ve onlarca satın alınan bir proje.

Devlet satın alımları nasıl yapıyor?

Savunma sanayinde bir süreç var. Silahlı kuvvetler, ihtiyaç bildiriyor, Savunma Sanayi Daire Başkanlığı ihale açıyor. Katılıyorsunuz. İHA üreten Türkiye'de yedi firma var. Türkiye maliyet etkin bir şekilde tedarik ediyor, biz zaten ihracat yapınca daha çok gelir elde ediyoruz.”

Ne olmuştu?

Babacan'ın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İHA’lar ve SİHA’lar üreten Baykar'a ilişkin soruya, "Burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor" yanıtını vermesi gündem olmuştu.

Babacan, "8 yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesiydim. Dolayısıyla bizim savunma sanayindeki kendi kapasitemizin, yerli kapasitemizin, yerli teknolojimizin ilerlemesi ülkemizin güvenliği açısından son derece önemli. Bazı operasyonlarda başka ülkelerin teknolojisine muhtaç kalmak gerçekten silahlı kuvvetlerimizin elini kolunu bağlayan bir mesele olarak ortaya çıkıyor. Biz özellikle insansız hava araçları ile ilgili Türkiye’de oluşan üretim kapasitesinin ve teknolojinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve ülkemizin gurur kaynağı olduğunu düşünüyoruz. Fakat burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor. Halbuki benzer kaynaklar, en az 4-5 şirkete aktarılsa, çünkü devlet desteği olmadan bu iş olmuyor. Devletten çok yüksek miktarlarda nakit destekle bu işler oluyor. Onu herkesin bilmesi lazım" demişti.

Bunun üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İnsansız hava araçları Türkiye’nin terörle mücadele tarihini değiştirdi. Hele Bayraktar İHA, dünyanın önünde selam durduğu oyun değiştirici bir mucizedir. Saldıranlar, Ya ajandır, Ya haindir, Ya embesildir... Ordumuza kimyasal silah iftirası atan bir kişiye 'geçmiş olsun' diyebilen, bu sıfatların hepsini üzerinde taşır. Amerika'nın çocukları, Çaresiz zübükler..." ifadelerini kullanmıştı.