Sanatçılar, Cumhurbaşkanlığı’nca yayımlanan kararname ile Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin ‘genel müdürlük’ statülerinin kaldırılmasına ve ‘tüzel kişilikleri’nin son bulmasına tepki gösterdi. Usta tiyatrocu Genco Erkal, "Ülkemiz sanatına vurulabilecek en öldürücü darbedir bence. Bu cinayeti işleyenler tarihe kara harflerle yazılacaklar" diyerek tepkisini gösterirken, Nesrin Nazankaya, "Söyleyecek sözümüzle, özgür arayışlarımızla işimizi yapmaya devam edeceğiz. Öyle ya da böyle!" dedi.
Zaten uzun zamandır sistemli bir biçimde planlanan bir olaydı bu. Bundan önce Devlet Tiyatroları’ndan opera ve baleyi devre dışı bırakmak, özerkliğini yok etmek... Zaten şimdiye kadar bir biçimde Devlet Tiyatroları, opera ve bale de olsun, gelen giden hükümetlerin tiyatrosu gibi görüldü ne yazık ki. Oysa onların kamuya açık son derece önemli ve tarihsel görevleri var. Muhsin Hoca’nın (Ertuğrul) yaratısıdır bu. Bu anlamda yaptıkları bu girişimi ben hem Devlet Tiyatroları’na hem de opera ve baleye karşı sanatsal bir darbe olarak nitelendiriyorum.
Bu iktidar Devlet Tiyatroları, Opera ve Balesi’ni özelleştirip, bu kurumlardan kurtulmak istiyor. Bu konuda hazırlanan tasarı toplumdan gelen büyük tepkiler sonucu, seçimdi, referandumdu, daha fazla tepki çekmemek için uyutuldu. İşte tam da yeni rejimin kurulduğu gün niyetler açığa çıktı ve anında, tartışılmadan kanunlaştı. Aynı günlerde Orhan Aydın’ın gözaltına alınması, Fazıl Say’ın konserinin iptal edilmesi, yeni düzende, kültür sanat alanında neler yaşayacağımızın ilk göstergeleri oluyor. Devlet Tiyatroları’nın, Opera ve Balesi’nin lağvediliyor olması ülkemiz sanatına vurulabilecek en öldürücü darbedir bence. Bu cinayeti işleyenler tarihe kara harflerle yazılacaklar. Bugün tüm dünyada bir Türk tiyatrosundan söz edilebiliyorsa bu Cumhuriyetimizin eseridir. Doğru temeller üzerine kurulmuş, bugüne dek çok değerli sanatçılar yetiştirmiş,tiyatro sanatını tüm Anadolu’ya ulaştırıp sevdirmiştir. Bu saygın yapıyı çağın gereklerine göre düzenlemek varken, onu tümüyle ezip yok etmek barbarlıktır, sanat düşmanlığıdır.tiyatro , serbest piyasa ekonomisinin eline bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
“DT, DOB gibi diğer devlet kurumları içinde tek ve en önemli varoluşu özerkliği olan yetmiş yıllık sanat kurumuna yapılan bu uygulama uygar ülkelerde ve ileri toplumlarda görülmeyen bir uygulamadır. Toplumumuzun birçok şehrinde halka ucuz biletle kaliteli sanatkültür götüren bu kurumlardır. tiyatro -opera-baleorkestralar... Seksen yılın büyük birikimi!”
"Cumhuriyet lağvediliyorken, Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi’nin lağvedilmesi şaşırtıcı değil"
“Yeni Devlet Tiyatroları’ndan çağdaş, yaratıcı, deneysel oyunlar bekliyoruz...”
"Türkiye’de sanatçılar, yıllardır ödenekli sanat kurumlarının özgürleşmesi, özerkliği, demokratik yerinden yönetim için mücadeleler verdiler. Gel gör ki şimdi bir KHK ile Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi gibi Cumhuriyet kurumları çökertilmiş oluyor. Mevcut yapının yerine hangi akillerin nasıl bir keramet koyacakları da meçhul. Artık devletin tiyatrosu değil de, Cumhurbaşkanının tiyatrosu olacak. Oysa uygarlığın şiarı şudur: Bilim ve sanat özgürdür. Nokta.”
"Uzun yıllar emek vermiş bir Devlet Tiyatrolu olarak derin üzüntüler içindeyim. Böyle bir kurumu kapatmakla kültür-sanat yaşamımıza büyük bir darbe vurulduğu açıktır ancak tiyatronun yeni yaşam alanları yaratacağı da o denli açık bir gerçektir. Söyleyecek sözümüzle, özgür arayışlarımızla işimizi yapmaya devam edeceğiz. Öyle ya da böyle!”