'Devletin Öcalan'la görüştüğü herkesin bildiği bir sırdır

'Devletin Öcalan'la görüştüğü herkesin bildiği bir sırdır

 

T24 - BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın 1999'da Öcalan'ın avukatı olarak bizzat şahit olduğunu söylediği 'devlet-İmralı görüşmeleri' kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "DSP, ANAP ve MHP koalisyon döneminde de devlet görevlilerinin terörist başı ile görüştüğü herkesin bildiği bir sırdır. Nasıl bir sırsa herkes biliyor" diye konuştu.
 
Yeni Şafak'tan Murat Aksoy'un haberine göre, kamuoyu ANASOL-M döneminde devletin İmralı ile yaptığı görüşmeleri konuşuyor. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, değişik zamanlarda, terör örgütü elebaşı ile devlet görevlilerinin görüştüğünü herkesin bildiğine dikkat çekerek, "DSP, ANAP ve MHP koalisyonu döneminde devlet görevlilerin terörist başı ile görüştüğü herkesin bildiği bir sırdır" dedi.
 
ANASOL-M döneminde devletin İmralı'da Öcalan ile yaptığı görüşmeler MİT Kanunu'na ilişkin değişiklik Meclis'te görüşülürken deşifre olmuştu. MHP'li Oktay Vural, devletin 1999'dan beri Öcalan'la görüştüğünü ve ihtiyaç olursa tekrar görüşeceğini söyleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e tepki gösterip koalisyon hükümeti döneminde görüşme olmadığını iddia etti.
 

Gözlerimle gördüm

 
Vural'ın sözlerini yalanlayan BDP'li Hasip Kaplan ise görüşmeye Öcalan'ın avukatı olarak şahit olduğunu söyledi. ANASOL-M döneminde İmralı ile yapılan görüşmelerin herkesin bildiği sırlar olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ şöyle konuştu:
 

Gizlemenin anlamı yok

 
"Değişik zamanlarda, terör örgütü elebaşı ile devlet görevlilerinin görüştüğü herkesin malumudur. Bunu gizlemenin hiç bir manası yoktur. Esasında bu, herkesin bildiği bir sırdır. DSP, ANAP ve MHP Koalisyon döneminde de devlet görevlilerin terörist başı ile görüştüğü herkesin bildiği bir sırdır. Nasıl bir sırsa herkes biliyor. En son MİT yasası görüşülürken BDP'li Hasip Kaplan bunu açıkladı ve görüşmelerin şahidi olduğunu söyledi. İhtiyaç duyulduğunda, sorunun çözümüne ve ülkenin yararına olduğuna kanaat getirildiğinde devlet adına bazı görevliler, geçmişte olduğu gibi yine terör örgütü elebaşı ile görüşebilir."
 

Süreç doğruydu

 
Bir dönem devlet ile PKK arasında arabuluculuk yaptığı belirtilen "Balıkçı" lakaplı İlhami Işık da görüşmelerin sır olmaması gerektiğini savundu.
 
Işık şu değerlendirmeyi yaptı:
 
"Bizimle benzer sorunlar yaşayan devletler her seferinde sorunu muhatabıyla görüşüp çözme yoluna gitmiş ve başarılı da olmuşlardır. Bu görüşmelerin sır olmaması gerektiği kanısındayım. Türkiye'de Hakan Fidan dönemiyle doğru ilerleyen bir süreç vardı. Ama bu sürecin sabote edilmeye çalışıldığı da açık. Grüşmeler devam ederse PKK'nın şiddet kozu ortadan kalkacak ve meşrutiyetini yitirecek. Bu nedenle devlet PKK ile dolaylı da olsa görüşmeli."
 

Görüşme kaçınılmazdı

 
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Yasin Aktay: "Devletin Öcalan'la görüşmesi kaçınılmazdı. Görüşmenin sorunu çözemeyeceğinin anlaşılabilmesi için bile olsa görüşme gerekiyordu. İşte Öcalan'la görüşüldü ve neyin ne kadar olmayacağı görülmüş oldu. Öcalan sorunu sürdürmek istediğinde yetkisi var ama bitirmek istediğinde yetkileri kendi örgütü tarafından elinden alınıyor. Bütün bunların anlaşılmasını sağlayan şey siyasettir. Oslo görüşmeleri sonuçta kanı durdurmaya yarayacaksa, sorunu çözmeye yarayacaksa sürdürülmesi gereken bir girişimdir. Bunu da denemeden kimsenin anlama şansı yok."
 

Bu tür işler gizli yapılmalı

 
TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Nihat Ali Özcan: "Dünyanın her yerinde bu tür işler gizli yapılır. Çünkü sonuçları sıkıntılı ve riskli olur. Eğer belirlediğiniz politika doğrultusunda bir örgütle görüşme yapıyorsanız bunu doğru yöntemlerle yapmalısınız. Belli bir aşamaya gelmeden görüşmeler ayyuka çıkmamalı. Görüşenler bu işin ağır sonuçlarının olacağını bilmeli ve ona göre davranmalıdır."

MHP siyasete alet etmemeli

 
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş devletin sorun çözmek için açık ya da gizli pek çok görüşme yapmasının doğal olduğunu söyledi.
 
Görüşmelerin hükümetlerin bilgisi dışında olamayacağına dikkat çeken Öneş, "Bu IRA meselesinde de, ETA meselesinde de öyle olmuştur" dedi. Öneş, "Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu çözmek için hükümetlerin bilgisi dahilinde geçmişten bugüne pek çok görüşme olmuştur. Olması da doğaldır. Yavaş yavaş bunlar ortaya çıkıyor ama çıkmayacak olanlar da vardır. Görüşmeler açık yapılabileceği gibi gizli de yapılabilir. Hatta, BDP ve öncülleri üzerinden de yapılmış olabilir. Çözüm istiyorsanız, konuşmaktan başka seçeneğiniz yok. Bu görüşmelerin MHP tarafından siyasete alet edilmesi doğru değildir. Kaldı ki seçimlerde bu tartışıldığı ve halktan onay aldı" diye konuştu.
 

Çözüm istemeyen güçler var

 
Eski MİT Daire Başkanı Prof. Dr. Mahir Kaynak: "Bu görüşmelerin yanlış bir tarafı yok. Görüşmelerin yapılması gerekliydi. Mücadele ettiğiniz hedefin faaliyetlerini bilmeden mücadele edemezsiniz. Önce karşısındakinin ne istediğini bileceksin ki mücadele edebilesin. Bu da görüşmelerle mümkün olabilir. Bence bu görüşmeler doğal ve herhangi bir sakıncası yok. Son dönemde PKK artık marka konumuna geldi ve herkes adını kullanıyor. Gerçek PKK ile görüşmek ve sorunun tam adını koymak gerekiyor. Görüşmeler son dönemlerde daha doğru yapılıyor. Çok daha önce yapılsa Kürt sorunu bu noktaya gelmezdi. Hükümetin son dönemdeki Kürt sorunu politikası yerinde ama Türkiye'de kimi sorunların çözülmesini istemeyen güçler var bununda bilincinde olmak lazım."