İnternet devletlerin dezenformasyon için kullandığı bir propaganda aracına dönüştü. Oxford İnternet Enstitüsü araştırmasına göre aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 70 ülke vatandaşlarını trol ekipleriyle yanıltıyor.
Oxford İnternet Enstitüsü tarafından yapılan "The Global Disinformation Order" başlıklı araştırmaya göre internet aracılığıyla kamuoyunu yanıltmaya yönelik girişimler dünya genelinde artış gösteriyor.
Perşembe günü yayınlanan araştırmanın sonucuna göre hali hazırda Türkiye'nin de aralarında yer aldığı 70 ülkede vatandaşlar devlet kurumları ya da siyasi partilerin yönlendirmesiyle internetteki kampanyalarla yanıltılıyor.
Araştırmada aralarında Türkiye'nin de yer aldığı, "bilişim propagandası uygulayan otoriter ülkeler" olarak sınıflandırılan 26 ülkede halen hükümetlerin insan hakları ihlallerini ve muhaliflerin tepkilerini gizlemek için sosyal medyada yanıltıcı propaganda yürüttüğüne işaret edildi.
Türkiye'nin "orta kapasitede internette yanıltıcı propaganda yapan ülkeler" arasında yer aldığı belirtiliyor. Bunun her biri 500 kişiden oluşan ekipler tarafından yanıltıcı sosyal medya kampanyaları ile yapıldığı kaydediliyor. Yurt dışında operasyon yapmak için de bazı sosyal medya ekiplerinin kullanıldığı bilgisine yer veriliyor.
Araştırmaya göre yanıltıcı propagandaların yürütüldüğü en yaygın ortam sosyal medya platformu Facebook. Halen 56 ülkede bu platform üzerinden kampanyalar yürütülüyor. Araştırmaya göre Türkiye'de Facebook ve Twitter üzerinden yanıltıcı propaganda yapıldığı tespit edildi.
Çin, Hindistan, İran, Pakistan, Rusya, Suudi Arabistan ve Venezuela'nın kamuoyunu etkilemek üzere Facebook ve Twitter üzerinden sınır ötesi faaliyet yürüttükleri ifade ediliyor. Buna göre yanıltıcı kampanyalar için sahte hesaplar açılarak, yurt içinde ve yurtdışındaki insanlara yanlış bilgiler aktarılıyor.
Oxford İnternet Enstitüsü Direktörü Philip Howard, dijital kanallarla yayılan propagandaların zaman ve mekan tanımaması nedeniyle her zaman ve her yerde kamuoyunu yanlış yönlendirebileceğini bu nedenle "demokrasiye yönelik bir tehdit" oluşturduğunu söyledi. Uzman, propagandaların her zaman "siyasetin bir parçası" olarak görülmesine karşın, mevcut kampanyaların ulaşabildiği geniş kitleler bakımından "modern demokrasi ile ilgili endişeleri" haklı çıkardığına dikkat çekti.
Araştırma sonucunda Brexit oylaması ile 2016'daki ABD Başkanlık seçimi dijital manipülasyonun nasıl işe yaradığını ortaya koyan girişimlere örnek olarak gösterildi. Araştırmaya göre bu tür eğilimlerde artış var. 2017'de 28, 2018'de ise 48 kampanya kamuoyunu yanıltıcı şekilde gerçekleştirildi.
Araştırmaya göre internette manipülasyon teknikleri, sadece otoriter devletlerde değil demokratik ülkelerde de uygulanıyor.
Araştırmada özellikle Çin'in, küresel dezenformasyonda "büyük bir aktör" haline geldiğine işaret edildi. Çin Halk Cumhuriyeti artık sadece Weibo, WeChat ve QQ gibi yerel platformları değil, Facebook, Twitter ve YouTube gibi küresel ağları da kullanıyor.
Araştırma ekibinde yer alan Samantha Bradshaw, eskiden sosyal medyanın "özgürlük ve demokrasi gücü" olarak değerlendirilirken, günümüzde dezenformasyonları genişletme aracı olarak ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Bradshaw sosyal medyanın şiddeti teşvik ederek, medyaya ve demokratik kurumlara duyulan güveni zayıflattığına işaret etti.