Nafiz ALBAYRAK / NEW YORK, 6 ARALIK (DHA) - ABD\'nin İran\'a uyguladığı yaptırımları delme, bankacılık sahtekarlığı ve kara para aklama suçlamalarına maruz alan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla ile birlikte yargılanan, ancak daha sonra \'tanık\' konumuna geçen işadamı Reza Zarrab\'ın çapraz sorgusundan yeni ifadeler çıktı.
Savcılığın dört gün süren sorgulamasının ardından, savunma avukatlarından Cathy Flemming tarafından çapraz sorgulamaya tutulan Zarrab, şimdiye dek bilinmeyen açıklamalarda bulundu. Zarrab, New York\'ta hapiste yattığı sırada, bir Türk avukatı aracılığıyla kendisine alkol, soğuk algınlığı ilacı getiren ve cep telefonunu kullanmasına izin veren gardiyana 45 bin dolar rüşvet verdiğini söyledi. Zarrab, Türkiye\'de işlediği yalan vergi beyanında bulunmak, fuhuşa aracı olmak, rüşvet vermek ve sahte evrak düzenlemek suçlarından, ABD\'de de FBI\'ya yalan söylemek, cezaevinde marihuana içmek, gardiyana rüşvet vermek suçlarının göz önüne alınmayacağını, savcılıkla yaptığı anlaşma gereği yalnızca kabul ettiği suçlar üzerinden mahkemenin karar vereceğini ifade etti. Zarrab, savcılıkla yaptığı anlaşma gereği, İran yaptırımlarını delen başka kişiler hakkında bilgi vermenin yükümlülükleri arasında bulunduğunu da açıkladı.Zarrab, 2010-2016 yılları arasında Halkbank aracılığıyla İran\'a hayali altın ve gıda ihracatı işlemlerinden 100-150 milyon dolar para kazandığını, rüşvetler, banka komisyonları ve masrafları düştükten sonra kendisine binde 4-5 oranında komisyon kaldığını söyledi. Zarrab, İran\'ın petrol ve doğalgaz satışlarından elde ettiği paraları, Halkbank aracılığıyla yaptığının iddia ettiği hayali altın ve ticareti karşılığında bankadan çıkararak, İran\'ın uluslararası ödemelerini yapmaya yönelik ileri sürdüğü sisteme ilişkin ayrıntıları paylaştı.
\'BENİM KİMSEYE KIZGINLIĞIM YOK\'
Zarrab, Fleming\'in bir sorusu üzerine, \'kendi savunma ekibine kattığı New York eski belediye Başkanı Rudolph Giuliani ile ABD eski Adalet Bakanı Michael Mukasey\'in kendisinin serbest bırakılması için siyasi çabalar harcadığını\' da kabul etti. Bu isimlerin Türkiye\'ye giderek üst düzey yetkililerle de görüştüğünü doğrulayan Zarrab, \"Hukuki çerçevede çalışmalar yaptıkları doğru. Bunun olabilme ihtimalini düşündüm\" diye konuştu. Fleming\'in \"Bu girişimler işe yaramayınca Türkiye\'deki bazı kişilere kızgınsınız, doğru mu?\" sorusuna \"Benim kimseye kızgınlığım yok\" diye karşılık verdi. İtirafçı ve tanık konumuna geçmeden önce savcılık makamı ile çok sayıda görüşme yaptığını söyledi.
\'YÜKÜMLÜLÜKLERİM ARASINDA BAŞKALARINA İLŞKİN BİLGİ VERMEK DE VAR\'
Zarrab, \"Başkalarının tuzağa düşürülerek ABD\'ye ya da Avrupa\'ya seyahat etmelerini sağlamak için savcılıkla anlaştınız mı?\" sorusunu \"Özel biri için bir çalışma yapmadık. Ama savcılıkla vardığımız uzlaşma sonucu benim böyle bir yükümlülüğüm var\" diye yanıtladı. Zarrab, birlikte iş yaptığı Abdullah Recai\'nin Almanya\'ya gitmesi için aracı olarak yakalatma iddiası ile ilgili olarak da \"Savcılığa, Recai\'nin sık sık Almanya\'ya gittiğini, sizden 15-20 milyon dolar alacağı olduğunu, bunu kullanarak onu tuzağa düşürebileceğinizi söylediniz mi?\" sorusuna \"Evet doğru söyledim ancak borcum olan rakam 15-20 değil, 14 milyon dolar. Başka şahısların seyahat alışkanlıkları ve gittikleri yerler ile ilgili bilgileri savcılıkla paylaştım\" diye yanıt verdi. Zarrab, bir soru üzerine Miami\'de yakalandığında yanında nakit olarak 102 bin dolar taşıdığını, bu paranın eşi Ebru Gündeş ve kızının da içinde bulunduğu 7 kişilik grubun 10 günlük ihtiyaç parası olduğunu söyledi.
\'GARDİYANA TÜRK AVUKATIM ARACILIĞIYLA 45 BİN DOLAR RÜŞVET VERDİM\'
Zarrab, savcılığın kendisine yüklediği, kendisinin de kabul ettiği suçlamalar dışında kovuşturmaya uğramayacağını, ancak yeni bir suç işlerse hakkında yeni dava açılabileceğini aktardı. Bu bağlamda, Türkiye\'de işlediği rüşvet vermek, fuhuşa aracı olmak, yalan vergi beyanında bulunmak, sahte evrak düzenlemek gibi suçların ABD\'nin yetki alanı dışında kaldığını söyledi ve \"FBI\'ya iki ayrı sorguda yalan söylemiş olmam, cezaevinde marihuana içmiş olmam kovuşturmaya uğramayacak. Ama mahkemede hakkımda karar vermeye sıra gelince bunlar göz önünde bulundurulacak\" dedi. İran ile ticarete yönelik suçlara ek olarak, Brooklyn\'de hapis yattığı cezaevinde bir gardiyana rüşvet vermek suçunu da itiraf ettiğini belirten Zarrab, \"Bir gardiyana bana alkol getirmesi, soğuk algınlığı ilacı getirmesi ve cep telefonunu kullanmama izin vermesi karşılığında 45 bin dolar rüşvet verdim. Telefon görüşmelerinde kızımla videolu görüştüm, eşim, dayım, ablam ve avukatımla görüştüm. Gardiyanın rüşvet parası olan 45 bin doları, bana Türkiye\'den gönderilen masraf parasının içinden aldım. O dönem burada olan bir Türk avukatım gardiyana parayı teslim etti\" diye konuştu. Zarrab, yaptığı bu telefon konuşmalarının cezaevi yönetimi tarafından kayıt edilemediğinin de farkında olduğunu söyledi.
\'100-150 MİLYON DOLAR KAZANDIM\'
Zarrab, Fleming\'in \"2010-2016 yılları arasında, Halkbank\'ı kullanarak İran\'a yaptığınız hayali ihracat işlerinden ne kadar kazandınız?\" sorusuna verdiği yanıtta, \'Net bilmiyorum, 100-150 milyon dolar. Parayı İran\'ın Türkiye\'ye ve başka ülkelere sattığı petrol ve doğalgaz ürünleri paralarının toplandığı Halkbank\'tan çıkarıp, İran\'ın uluslararası borçlarını kapatmak için yaptığım ödemelerin komisyonundan kazanıyordum. Bana, banka komisyonunu, rüşvetleri ve masrafları düştükten sonra binde 4-5 oranında komisyon kalıyordu\" dedi. Zarrab, bu işler için Aktif Bank ile de bir süre çalıştığını söyledi.
Zarrab, Halkbank aracılığı ile yaptığının iddia ettiği hayali ihracatın ayrıntılarını da paylaştı ve Hakan Atilla\'ya hiçbir zaman rüşvet ödemediğini, Atilla\'nın da kendisinden rüşvet istemediğini, bazı işlemlerine ise \'taş koyduğunu\' ifade etti.