T24 Ankara
İstanbul Başsavcılığı’nca açılan ve mahkeme tarafından kabul edilen 335 sayfalık Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) iddianamesinin 170 ayrı kısmında, İçişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde bazı çalışanlarının terör örgütü iltisakı bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlattığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na atıf yapıldı. PKK üyeliği ve üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek suçlamalarıyla 10’u tutuklu 23 sanık hakkında açılan davada, belediyede gassal olarak çalışan sanıkların maaşlarının bir bölümünü derneğe aktardıkları, derneğe belediye tarafından yoksullara dağıtılmak üzere yardım kartları verildiği iddiaları yer aldı. Aynı iddialar, iddianamenin hem genel anlatım bölümünde, hem sanık ifadelerinde, hem savcı değerlendirmelerinden tekrarlandı. İddianamenin delil değerlendirme bölümünde, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, seçim öncesi DİAYDER üyeleri ile görüştüğü ve kadro sözü verdiklerine yönelik sanık beyanlarına işaret edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 335 sayfalık iddianamenin gönderildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, incelemesini tamamladı. İddianameyi kabul ederek tensip tutanağı hazırlayan mahkeme heyeti, ilk duruşmaların 18 ve 21 Şubat'ta yapılmasına karar verdi.
İddianamede, derneğin, terör örgütü PKK/KCK sistematiği doğrultusunda kurularak faaliyet yürüttüğü iddia edildi. 10’u tutuklu 23 sanığın katıldıkları basın açıklamaları, basına verdikleri demeçler, eylemleri sıralanarak, tüm bunların örgütün amaçları doğrultusunda gerçekleştirildiği öne sürüldü. Bu iddiaya dayanak gösterilen kanıtlar arasında, sanıkların HDP’li belediyelere kayyım atamasını protesto etmeleri, IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını kınamaları da yer aldı. İddianamede eylemlerin, “terör örgütü PKK perspektifine uyduğu” öne sürüldü.
İddianamede, derneğin, KCK sözleşmesinde "Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi" adı altında yer alan ilkeler doğrultusunda, Abdullah Öcalan'ın telkin ve yönlendirmeleriyle alternatif "Kürt Diyanet İşleri" olarak kurulduğu belirtildi. İddianamede, derneğin, örgüte müzahir sitelerde Müslüman Kürtlerin Diyanet'e bağlı camilerde namaz kılmamaları ve alternatif cuma namazları gibi sivil itaatsizlik eylem çağrıları yaptığı da kaydedildi.
İddianamenin 170 ayrı kısmında, aynı iddialar defalarca gündeme getirilerek İBB ile DİAYDER arasında ilişki olduğu da öne sürüldü.
İddianamede, derneğin örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da faaliyet esnasında etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilen yardım kartlarını sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırdığı iddia edildi.
Sanıklardan Mehmet İnan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) 'de gassal olarak alınmasında DİAYDER yöneticilerinin referans olduğu ve kendisiyle birlikte bazı kişilerin de dernek öncülüğünde işe alındığını söylediği aktarıldı. İddianamede, Mehmet İnan'ın, bu kişilerle belediyeye ilk girdiklerinde maaşlarından bir kısmını DİAYDER'e vereceklerini söylediklerini, ancak sonrasında bu kişilerin derneğe para verip vermediklerini bilmediğini anlattığına yer verildi. Buna karşılık aldığı 4 bin lira maaşın bin lirasını DİAYDER’e verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, bu kapsamda, PKK'ya aktarılmak ve KCK yapılanması çerçevesinde gerçekleştirilen örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere "Mali Kampanya" adı altında, belediyelerde çalışan personelin maaşlarının bir kısmının aktarıldığı anlatılıyor.
Görüşme içeriklerinde, ramazan ayı nedeniyle İBB tarafından DİAYDER'e verilen alışveriş kartlarının sanık Ekrem Baran tarafından dağıtılması maksadıyla Avrupa ve Anadolu yakalarında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı ifade edilen iddianamede, söz konusu kartların dağıtılacağı şahıslar arasında "Değer Aileleri" olarak adlandırılan ailelerin de bulunduğu kaydedildi.
İddianamede, teknik takip sonucu, İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanlarınca ailelere dağıtıldığının tespit edildiği belirtilerek, "Dernek tarafından, örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da faaliyet esnasında etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına, kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilen yardım kartlarının sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırıldığı" ifadeleri yer aldı.
İddianamede, sanıkların konuşma tapeleri değerlendirilirken, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından imam alımı ilanı yapıldığı, yerel seçimlerden önce DİAYDER’e bağlı sözde imamlar ile Ekrem İMAMOĞLU ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nun toplantı yaparak kendilerine kadro konusunda söz verildiği…” ifadeleri kullanıldı.
DİAYDER- İBB bağlantısı için de “Diayder'in refaransı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesine işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık ve CMK 135 tedbirinden elde edilen görüşmelerden tespit edildiği…” denildi.
Sanıklardan Hasan Karahan’ın, “''dernek başkanı Büyükşehir Belediye ile cenaze imamı alımında toplantı yapmıyor ki bu derneğin çıkar ilişkisi olduğunu hissettim ve 2020'de
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bu derneğinden imamlar almışlar ve üye olduğumuz halde toplantı yapmayarak danışmadan üyeler ile ve beni din alimleri temsil etmedikleri için istifa ediyorum, adaletsizliği gördüğüm için üyelikten istifa ediyorum.'' şeklinde yazılamalarının olduğu ifade edildi.
Ayrıca derneğin bastırdığı takvimin ücretinin de belediye tarafından ödendiğine yönelik sanık konuşmaları bulunduğu belirtildi.
İddianamede, 10'u tutuklu 23 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 3,5 yıl ile 15'er yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.