Alman Die Welt gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da yaptırdığı Ak Saray ile İstanbul Çamlıca'da yaptırdığı 'dev' caminin sadece gösteriş için yapılmadığını, aynı zamanda kendisine İslam dünyasında prestij kazandırmak için de yapıldığını yazdı.
Alman Die Welt gazetesinde, Boris Kalnoky-Christoph B. Schiltz-Daniel Friedrich Sturm tarafından Erdoğan hakkındaki makale 'Kefen, Erdoğan'ın sembolü oldu' başlığıyla yayımlandı.
Erdoğan'ın askeri darbe söylemlerini kullanarak, Türkiye'de demokrasiyi yürürlükten kaldırıp, büyük devlet olma hayelleri içinde ''yeni bir dini kuşak yaratmak'' istediği belirtilen makalede, Avrupa Birliği ile sürdürülen müzakere sürecinin her iki taraf açısından da çıkmazlarla kuşatıldığı hatırlatılıyor.
Erdoğan'ın saray ve camiler yaptırarak, Osmanlı özentisi içinde padişah ve halife olmak istediği gibi çarpıcı iddiaların bulunduğu makalede ''Ankara'daki saray ile İstanbul'da yapımına başlanan 30 bin kapasiteli devasa cami yalnızca gösteriş merakından değil, aynı zamanda İslam dünyasında kendisine saygı ve prestij kazandırıp halife olma hayellerinin de bir sonucudur'' ifadelerine yer veriliyor.
İstanbul'da inşaa ettirilen caminin avlusuna Erdoğan'ın türbesini yaptırmak istediği belirtilen makalede, Erdoğan'ın içinde bulunduğu ruh halinin ‘emperyal psikoloji’ olduğunun altı çiziliyor.
İsrail'e ''Hitler'den daha beter'' ve ''çocuk katili'' diyen Erdoğan'ın, 300 bin insanın ölümünden sorumlu tutulan Sudan diktatörü Ömer El Beşir'den söz ederken, ''Kötü bir şey yapmış olamaz; çünkü o bir Müslüman'' dediği hatırlatılıyor.
Makalede, Erdoğan'ın iktidara geldiği dönemde askeri darbe tehlikesine karşı demokrasiyi kökleştirme söyleminde bulunduğu, buna karşın demokrasiyi Türkiye'den söküp atmak için ne gerekiyorsa yaptığına işaret edilerek, ''Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün doğum günü yerine Muhammed'in doğum günü kutlamaları yapılıyor (...) Laik Türkler, yaşadıkları evlerini satıp, o bölgelerden taşınıyorlar. Çocuklarının geleceği için...'' yorumları yapılıyor.
Ayrıca Türkiye’den “Polis teşkilatının AKP teşkilatına bağlı parti teşkilatı gibi çalıştığı, ulusal istihbaratın doğrudan Erdoğan'a bağlandığı, öğretim görevlilerinden öğrencilere kadar hiç kimsenin demokratik eleştiri ve muhalefet haklarından yararlanamadığı bir ülke” olarak söz ediliyor.
"Ateistlerden terörist gibi söz edilirken, karikatüristler hakkında onlarca davanın açılıyor" denilen yazıda, Suriye'deki İslamcı El Nusra Cephesi'ne doğrudan silah yardımı yapılırken, IŞİD için Türkiye'nin Erdoğan sayesinde geçiş ülkesi haline getirildiği belirtiliyor.
Erdoğan'ın, ''Biz bu yola kefenimizle çıktık ifadesinden de anlaşılacağı gibi, Erdoğan, ya kazanmak istiyor ya da şehit olarak ölmek'' ifadelerine yer veriliyor.