Dijital dünya hayatımızı nasıl değiştirecek?

Dijital dünya hayatımızı nasıl değiştirecek?

T24- İnternet sayesinde kolayca ulaşılan bilgi, keşifleri kolaylaştırıyor. En uzak yerleri bile bir tık ötenize taşıyarak gezegenimizi küçültüyor. İnternet ve yazılım teknolojisindeki gelişmeler bir başka deyişle dijital dünya gelecekte sosyal yaşantımızı ne gibi kolaylıklar getirecek? İnternet acaba dünyanın şu ana dek gördüğü en büyük güç olabilir mi?İşte bu soruların yanıtını arayan BBC Dünya Servisi internet ve yazılım dünyasının önde gelen sektör temsilcilerinin görüşünü aldı. Google Yönetim Kurulu Başkanı Eric Smith, yakın zamanda gerçekleştirmeyi planladıkları gelişmeleri anlatırken, "100 farklı dili birbirine doğrudan çevirebileceğiniz bir tür matris oluşturmak" üzerine çalıştıklarını söyledi. Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Steve Balmer de tek bir komutla tüm enformasyon ve iletişim dünyasının fiilen bir araya gelerek istediğimiz işi gerçekleştirmesinin hayal olmadığını anlattı.

 

100 farklı dili birbirine çeviren matris

Eric SchmidtGoogle Yönetim Kurulu Başkanı

İnternet, bizlerin de katılımıyla, bir değişimden geçiyor. İnternet uzun süre özel, belli bir kitleye hitap eden bir pazardı ama bugün, dünya nüfusunun dörtte biri tarafından kullanılıyor.

Neredeyse etrafımdaki herkes, annem dahil, internet kullanıcısı.

Dünyanın bir çok yeri hala 3G, yani 3'üncü nesil dediğimiz; kullanıcılara kablosuz telefon görüşmeleri ve veri aktarımı sunan telefonlara alışma aşamasında.

Dolayısıyla 4G, yani 4'üncü nesilden bahsetmeden önce gelin, herkesin mevcut 3'üncü nesil telefonlarının kalitesini artırmaya odaklanalım.

4G, yani dördüncü nesil kablosuz telefon ve video konferans teknolojisi için ise 2011 ve 2012 tarihleri gündemde.

Kısa mesajla çeviri

Google'un hedefi, 100 farklı dili birbirine doğrudan çevirebileceğiniz bir tür matris oluşturmak.

Bunu yaparken dillerden birini, şu an olduğu gibi, önce İngilizce'ye çevirmek zorunda kalmayacaksınız.

Böylece herhangi bir internet sayfasının tamamını, sayfanın genel görünümünü değiştirmeden, orijinal dilinden farklı şekilde görüntülemek mümkün olabilecek.

Aynı prensibi video ortamında da uygulayabilmeliyiz.

Yani diyelim ki, "Youtube'daki tüm videoları otomatik olarak, anlayabileceğiniz bir dile çevirmek istiyorsunuz." O zaman neden bunu bir ileri aşamaya taşımayalım?

Neden SMS, yani kısa mesajla çeviri teknolojisini kullanmayalım?

Bu sayede, sizinle aynı dili konuşmayan bir arkadaşınızla SMS yoluyla iletişime geçebilirsiniz.

Ya da Google Ses programıyla, söylemek istediklerinizi sisteme kaydedebilirsiniz, biz bunu yazılı ortama döker, sonra sesinizi başka bir dilde yeniden üretebiliriz.

Bir diğer örnek de "arttırılmış gerçeklik", yani gerçek dünyayla 3'üncü nesil teknolojinin birleştirilmesi projesidir.

Örneğin cep telefonunuzla bir sokağın ya da bir binanın fotoğrafını çekip bize yolluyorsunuz. Biz de size o bölge hakkında ne biliyorsak, tarihini, orada neler yaşanmakta olduğunu anlatıyoruz.

Sosyal iletişim ağları

Hepimiz şu ya da bu şekilde bir sosyal ağın parçasıyız.

Arkadaşlarınız, aileniz, beraber çalıştığınız insanlar bize, size dair ipuçları sunuyor.

Yani herhangi bir şeyi bir arkadaşınız beğendiyse büyük olasılıkla sizin de ilgilenebileceğiniz bir şeydir bu, o zaman onu sıralamamızda daha üstlere yerleştiriyoruz.

Sizi daha iyi tanıdıkça, internet ağını da sizin için kişiselleştirmemiz kolaylaşacak.

Deneyimlerimiz, insanların yüzde 90'ının kendilerine ilişkin bilgiyi paylaşmaktan rahatsız olmadığını ortaya koyuyor.

Buna şiddetle karşı çıkanların sayısı ise yüzde 10'u geçmiyor.

 

Birbirimizle teknoloji yoluyla etkileşime başlayacağız

Steve BalmerMicrosoft Yönetim Kurulu Başkanı

Bana kalırsa yazılım dünyası, internet ve teknoloji, önümüzdeki on yıl içerisinde gerçekten olağanüstü, rüya gibi olacak. Bence insanlar, bazı şeylerin gerçekten farkına varacaklar: Bunlardan birincisi, birbirimizle, enformasyon ve teknoloji yoluyla etkileşime geçmeye başlayacağız. Konuşmak, sesler, bunlar, çok daha doğal olacak.

Bence en önemli, en yaygın kullanılacak keşifler, insanların bir makineyle etkileşimi diyebileceğimiz "kullanıcı arayüzü"nün doğallığı anlamında, bu konu etrafında gelişecek.

İnsanlar hala "bu elimdekilerin, yapmalarını istediğim şeyleri yapmasını sağlayamıyorum" diyorlar, o zaman gerçekten de burada asıl hüner, nasıl bir insana talimat verebiliyorsanız aynı şekilde bilgisayara da komut verebilmeniz olmalı.

"Seyahatim için hazırlıklarımı yap" diyebileceksiniz örneğin, öyle dosyaya gir, aça bas filan yok. Ve bilgisayar da sizi bilecek, tanıyacak; ister evde koltukta oturmuş BBC izliyor olun, ister telefonda ya da bilgisayarın başında, o sizin için gereken adımları atacak. Tüm enformasyon ve iletişim dünyası fiilen bir araya gelecek.

Bulut bilişimi

Yani bugün televizyon deyince, radyo deyince aklımıza gelen, "Yazdır" deyince düşündüğümüz şey, hatta sesli arama ya da görüntülü arama dediğimiz her şey, internet ortamında iletiliyor olacak. Tümü çok daha interaktif, çok daha ilginç bir hal alacak, akıllı yazılımları, televizyon ya da telefonu kişisel bilgisayarınızda, internet ortamında çalıştırmanız çok daha rahat olacak. "Bulut bilişimi" de denilen yöntemden bahsediyorum.

İnsanlar "bulut bilişimi" deyince aslında bir şeyin nasıl işlediğini tartışıyorlar. Yani yapacağımız şeyler değişecek ama bilgisayarların ve yazılımların işlevlerini nasıl tarif ettiğimiz de değişecek. Bir çok şeyi müşterek veri merkezlerinde ya da evinizde saklamak yerine, interneti kullanacağız, internet bu ortamın bir tür merkezi olacak aslında. "Bulut bilişimi", kuşkusuz geleceğin kilit önemde itici güçlerinden biri olacak, buna kuşku yok ancak bu da bizim sektörümüzdeki diğer her şey gibi işliyor. Yani fikirler çok hızlı ortaya atılsa da bunların gerçekleşmesini sağlayan gerçek teknolojik ilerlemeler, daha uzun bir dönemde görülebiliyor.

Kuşkusuz internet bizim birbirimizle sanal anlamda etkileşim biçimlerimizin de merkezinde yer alacak - fiziksel bir etkileşim içinde olmaya devam edeceğiz ama birbirimizle ilişki biçimlerimiz eskisine kıyasla, çok daha yüksek oranda sanal ortamda olacak.

Geçen akşam karımla iki ayrı yere gitmemiz gerekti - biri bir oğlumuz, diğeri de diğer oğlumuzla ilgiliydi. Peki, katılamadığım etkinlikte neler yaşandığını nasıl takip ettim, yani oğlumun basketbol maçında neler olduğunu nasıl biliyorum sizce?

Çünkü maçı izleyen ebeveynlerden biri, maç skorlarını devamlı Twitter üzerinden güncelledi. Ben de bir yandan diğer oğlumun konserini izlerken, ayrıca araba kullanırken de Twitter'ı takip ettim. Anlayacağınız, bu şey, bir çok açıdan bayağı önemli.