Doçentlik için dil puanı barajını 65'ten 55'e düşüren YÖK, ‘akademisyenlerin dillerini geliştirmek’ amacıyla yurtdışı projesi başlattı. Projeye göre her yıl yurtdışına gönderilecek 400 akademisyene aylık 2 bin 500 lira destek sağlanacak.
Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talebiyle kaldırılan yardımcı doçentliğin yerine getirilen yeni unvana yapılacak atamalar için ilk olarak, “Doçentlik için asgari dil şartı”nda düzenlemeye gidildi. Öğretim üyeleri, “Doktor Öğretim Görevlisi, Doçent” ve “Profesör” olarak kademelendirilerek doçentlik için gereken dil barajı 65’ten 55’e düşürüldü.
YÖK, doktora derecesine sahip araştırma görevlileri ile öğretim görevlileri ve doktor öğretim üyelerinin yabancı dil eğitimini desteklemek amacıyla burs programı başlattı. Her yıl yurtdışına gönderilecek 400 akademisyene aylık 2 bin 500 lira destek sağlanacak.
Doktorasını tamamlayan öğretim üyelerinin atanması için, “Akademik kariyer platformu” kuruldu ve atamalarda yetki üniversitelere bırakıldı. Bu süreçte yaklaşık 37 bin Yardımcı Doçent, “Doktor Öğretim Görevlisi” adıyla oluşturulan yeni kadroya geçirildi.
Akademideki dil sorunu derinleşince harekete geçen YÖK, “Yurtdışı Dil Eğitim Bursu” projesi kapsamında her yıl 400 akademisyenin 2 ila 6 ay arasında yurtdışına dil kursuna gönderilmesini kararlaştırdı. Akademisyenlere verilecek burs miktarının aylık 2 bin 500 lira olacağı belirtildi. Yıllık toplam maliyeti 6 milyon lirayı bulacak olan bursun YÖK bütçesinden karşılanacağı bildirildi. Dil eğitim bursuna ilişkin YÖK’ten yapılan açıklamada, “Hizmet süresi en az üç yıl olan, son beş yıl içinde yabancı dil sınavından en az 50 ve en fazla 64 puan aldığını belgelendiren akademisyenler başvurabilecek” denildi.
Akademik unvana sahip kişilerin, “Dillerinin geliştirilmesi” gerekçesiyle yurt dışına gönderilmesinin 'ironik' olduğunu söyleyen Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Akademideki atamalarda liyakat esas alınsaydı, böyle bir projeye gerek kalmayacaktı” dedi.
Akademik kariyerin devamı için asgari bir dil yeterliliğe sahip olunması gerektiğini söyleyen Bozdoğan, “Bir akademisyenin ÖSYM’nin yaptığı dil belirleme sınavından 55 puan alması belli bir yeterliliği gösterir, ancak demek ki YÖK bu sınavı yeterli görmüyor” diye konuştu.
Akademisyenlerin düzenli aralıklarla yurt dışına çıkması ve seminerlere katılması gerektiğinin altını çizen Bozdoğan, şöyle konuştu:
“Akademinin uluslararası yayın kriterleri var. Akademisyenlerin niteliğini düşürerek kendi kadrolarını akademiye atıyorlar. Bu projeyle de kendi atadıkları akademisyenlerin yeterliliklerinden duydukları kaygıyı gidermeye çalışıyorlar. Akademik atamalarla ilgili kriterlerin düşürülmesiyle yapılan atamalara güvenemedikleri için böyle bir adım atıldı. Akademiye yapılan atamalardaki kriterler objektif olsaydı böyle bir projeye gerek olmayacaktı. YÖK daha önce farklı programlarla akademisyenleri yurtdışına gönderdi ama ‘Dil öğrenmek’ amacıyla gönderilmeleri çok vahim.”