Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki boş bir arazide başından vurulmuş halde bulunan Dilek Damarlı’nın ölümüne ilişkin dosyada üç yıl sonra çok önemli bir gelişme yaşandı. Esas hakkındaki görüşünü açıklayan İstinaf Savcısı, “olayın intihar değil cinayet olduğunu” söyledi. Savcı, Damarlı’nın tırnaklarında sanıklardan Gazi G.’ye ait DNA örneklerinin bulunduğunu belirterek, sanık hakkında “kasten öldürme”, olaydan sonra silahla kaçarak saklanan ve elinde barut izi tespit edilen Ali A. hakkında ise “kasten öldürmeye yardım” suçundan ceza istedi. Dosyaya bakan Ankara İstinaf 2. Ceza Dairesi de sanıklar hakkında yurtdışına çıkış ve imza şartıyla adli kontrol uygulanmasına karar verdi.
Dava dosyasına göre üç çocuk annesi Dilek Damarlı, 14 Aralık 2019 tarihinde Kahramankazan’daki boş bir arazide yarı çıplak ve başından vurulmuş halde bulundu. Damarlı’nın beraberindeki Gazi G. ve Ali A., olaydan sonra ambulans çağırmak yerine Damarlı’yı arabalarına koyarak kaçmaya çalıştı. Başaramayınca Damarlı’yı arazide bırakarak kaçtı. Daha sonra olay yerine tekrar dönen iki isim, bir kez daha cesedi olay yerinde bırakarak ayrıldı. Kaçarken arabasında bulunan Damarlı’ya ait kıyafetleri atan Gazi G., Damarlı’nın cep telefonunu da taşla kırdı. Sonrasında evine giderek duş alan Gazi G. kanlı kıyafetlerini de çamaşır makinesine atarak yıkadı. Olaydan sonra kaçarak saklanan Ali A. ise, bir süre sonra avukatı ile beraber teslim oldu. Silahı da teslim etti.
Başlatılan soruşturma kapsamında Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındı. Raporda, Damarlı’nın iç çamaşırı ile tırnak aralarında Gazi G’ye ait DNA örnekleri tespit edilirken, Ali A.’nın elinden alınan swap örneklerinde de barut izi olduğu belirlendi. Soruşturma sonunda savcılık iki isim hakkında “kasten öldürme” suçundan dava açtı. Dava Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savcılık ve duruşma sırasındaki savunmalarında sanıklar birbirleriyle çelişkili ifadeler verdi. Ali A. ifadesinde, Damarlı’nın araba kolçağındaki silahı alarak aşağı indiğini ve sağ eliyle kafasına sıktığını belirtti. Gazi G. de, Damarlı’nın silahla atış yapmak için arabadan aşağı indiğini, “bu gerçek mi” deyip tetiğe bastığını ve kendisini vurduğunu söyledi.
Duruşmada ifade veren Damarlı’nın arkadaşı R.D, Damarlı ile sanık Gazi G’nin ilişkileri olduğunu, Gazi G’nin Damarlı’yı “başkasıyla olursan öldürürüm” sözleriyle tehdit ettiğini anlattı. R.D olaydan bir süre önce Damarlı’nın kendisini arayarak, “Çay koy 15-20 dakikaya geliyorum” dediğini de aktararak, “kesinlikle intihar düşüncesi yoktu” dedi.
Duruşma savcısı ise esas hakkındaki mütalaasında elinde barut izi bulunan Ali A’nın, Gazi G’nin iştirakıyla Damarlı’yı başından vurduğunu belirterek, sanıkların kasten öldürme suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Ancak mahkeme Adli Tıp Kurumu ve diğer raporlara karşın, savunmalarının aksine sanıkların mahkumiyetine yeterli delil olmadığını gerekçe göstererek beraat kararı verdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, olay yerini gören bir kamera kaydı yada görgü tanığı olmadığı ifade edilerek, “sanıklardan Gazi’nin evine gidip duş alması ve kıyafetlerini değiştirmesinden sonra olayı anlatması, Damarlı’yı arabaya taşımaya çalışmaları, olayda kullanılan silahın sahiplenilmemesi ve Damarlı’nın telefonunun kırılmasının” sanıklar aleyhine şüphe oluşturduğu ancak ceza yargılamasının amacının maddi gerçeği şüphe bırakmayacak şekilde ortaya çıkarmak olduğu belirtildi. Kararda, söz konusu şüpheli hareketlerin sanıkların mahkumiyetine yeterli olmadığı da öne sürülerek, sanıklardan Ali A’daki barut izinin Damarlı’yı arabaya taşımaya çalışırken oluşmuş olabileceği iddia edildi. Sanıkların suçu işlediklerinin kabulü halinde dahi hangi saikle ne şekilde işledikleri, suça iştiraklerinin nasıl olduğu gibi pek çok sorunun yanıtsız kaldığı ileri sürülen kararda, maktülün intihar düşüncesi olmasa dahi eylemi sehven gerçekleştirmiş olabileceği belirtildi. Kararda, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği sanıkların beraatına hükmedildiği anlatıldı.
Ancak dosya itiraz üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza Dairesine geldi. İstinaf mahkemesinde duruşmalı olarak görülen davanın son celsesinde savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. İstinaf Savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, Damarlı’nın ölümünün intihar değil cinayet olduğunu belirterek, sanık Gazi G’nin Damarlı’yı vurduğunu, Ali A’nın da suçun işlenmesine yardım ettiğini belirtti. Savcı, Gazi G hakkında kasten öldürme, Ali A hakkında ise “kasten öldürmeye yardım” suçundan ceza isterken, sanıkların kaçma şüphesi olduğunu da belirterek, tutuklanmalarını talep etti. Talebi değerlendiren Daire de, sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir imza şartıyla adli kontrol uygulanmasına karar verdi.