Dilek İmamoğlu: Ekrem, Beylikdüzü’nde yaptıklarının çok daha fazlasını İstanbullu kadınlar için yapacak

Dilek İmamoğlu: Ekrem, Beylikdüzü’nde yaptıklarının çok daha fazlasını İstanbullu kadınlar için yapacak
 
31 Mart'ta kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) seçimleri için, ikinci kez kampanya yapan Ekrem İmamoğlu'nun yaşam öyküsünün 5. ve son bölümünde sıra. Bu bölümde Ekrem İmamoğlu'nun hayatındaki en önemli isimlerden birini, 23 yıldır yaşamını paylaştığı Dilek Kaya İmamoğlu'nu okuyacaksınız.

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) AKP'nin talebi doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı iptal etmesiyle mazbatası elinden alınan CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, "Ekrem, Beylikdüzü’nde yaptıklarının çok daha fazlasını İstanbullu kadınlar için yapacak" dedi.

Siyasetçi eşi olmayı anlatan Dilek İmamoğlu, "Eş arkada mı, yanda mı, önde mi durmalı? Bence nerede ihtiyaç varsa, nerede gerekiyorsa orada olmalı. Destekliyorsunuz ve o başarılı oluyor. Bence bu ancak mutluluk verebilir insana, bu anlamda kendimle gurur duyuyorum" diye konuştu. Kendisinin ilham veren ancak ön planda olmak istemediğini söyleyen Dilek İmamoğlu, kadınlar konusunda eşitlik ve özgürlük adına hayalleri olduğunu ifade ederek bu konuda çalışacağını söyledi.

"Beylikdüzü Belediyesi'nde kadın, aile ve çocuklarla ilgili bire bir içinde olduğu projelerin varlığını ve dışarıdan desteklediği projelerin olduğunu" anlatan Dilek İmamoğlu, "Tarkan'ın ‘Asla Vazgeçemem' şarkısı bizim düğün şarkımız. Benim de asla vazgeçmeyeceklerim var. Her şeyden önce ülkesine bağlı, Atatürk değerlerine bağlı bir Cumhuriyet kadınıyım. Bu değerlerden asla vazgeçmem. Kendime yaptığım yatırımlardan vazgeçmem. Özgürlüğümden ve sevgiden de asla vazgeçmem" dedi.

Sözcü'de Özlem Gürses'in imzasıyla yayımlanan ve Ekrem İmamoğlu'nun hayatına odaklanan yazı dizisinin son bölümünün  devamında Dilek İmamoğlu şunları kaydetti::

– Ekrem bir Karadeniz erkeği, çok geleneksel biri olması beklenirdi, ama eşitlikçidir. O kadar çok çalışıyor ki, hem siyasi hem sosyal hayatı çok yoğun, o nedenle çocukları büyütürken tabii ki çok desteği olamadı. Ev düzenine ben, bazen de çocuklar karar veriyor.

– 23 yaşında ilk oğlumu doğurdum. Ama eğitimimi hiç bırakmadım. 23 yıllık evliliğime 3 çocuk, bir yüksek lisans, bir doktora sığdırdım.

– Evlendiğimde lise daha yeni bitmişti. Ama ben eğitimden kopamıyorum. Kendimi bulduğum, kendimi çok yakın, rahat hissettiğim yer okul çatısı. Evliliğim sırasında önce üniversiteyi bitirdim. Ardından MBA yaparak, yüksek lisansımı “Cam Tavan Sendromu” üzerine yazdım, yani kadınların iş yaşamında karşılaştıkları görünmeyen engeller üzerine.

– Şimdi de doktora tezi aşamasındayım. “Liderlik Türleri” üzerine çalışıyorum. “Y Kuşağı”nın liderlik beklentileri, demokratik ve otokratik liderlik tarzlarının bütünleşik kalkınmaya etkisini inceliyorum.

– Ekrem, demokratik liderlik türünün tüm özelliklerini taşıyor; entelektüel, karizmatik, takım çalışmasına çok yatkın, herkesin fikrine saygı duyan, sentez yapabilen biri.

– Eşim çok mükemmeliyetçi biridir. Bir işe girdiği zaman tamamen ona konsantre oluyor. En iyisini yapmak için kendi zamanından, kendi hayatından fedakarlık yapıyor.

"Ekrem çok sabırlı başarısının sırrı bu"

– Ekrem'e İstanbul teklifi geldiğinde hemen “Kabul et” diyemedim. Bir kadın, bir eş ve bir anneyim. Tabii Ekrem bize kalsın istedim, belki biraz da bencilce. Ama İstanbul'un Ekrem'e ihtiyacı vardı, bunu görebiliyorum. Küçük oğlum dedi ki “Baba, Atatürk Samsun'a çıkarken hiç düşündü mü, sen de düşünmeyeceksin, bu işi kabul edeceksin…”

– Ekrem tam da gördüğünüz kadar sabırlı biridir, hatta gördüğünüzden bile daha sabırlıdır. Başarısının en önemli sırrı da budur. Çok sakindir, planını yapar, hedefini koyar ve çok çalışarak mutlaka o hedefe ulaşır.

– Bütün çocuklar Ekrem'i çok seviyor, çocuklar iyiliği de kötülüğü de hemen hisseder biliyorsunuz… Ailemizin manevi olarak korunduğuna inanıyorum, o kadar güzel dualar, o kadar güzel enerjiler geliyor ki, bunlar her kötülüğün önüne geçer diye düşünüyorum. Her şey çok güzel olacak yani.