Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 15 Temmuz gecesi gerçekleşen darbe girişimiyle ilgili olarak, "Bu darbe sadece Gülen cemaatinin darbesi değil, ABD, AB, NATO, İsrail, İngiltere ve Vatikan gibi PDY bileşenlerinin ortak senaryosuydu" iddiasında bulundu. "Hedef tek başına Erdoğan değildi" diyen Dilipak, darbe girişiminin amacına ilişkin olarak da, "Hedef tek başına AK Parti ya da Türkiye de değil, tüm İslam dünyasıydı. Yani 'Paralel din'di" ifadelerini kullandı.
Abdurrahman Dilipak'ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (26 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan "La Galibe İllallah!" başlıklı yazı şöyle:
Allah’ın yardımı ile bu darbe girişimi, vesile olarak Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve halkımızın feraset ve fedakarlığı, cesareti ile engellendi.
Şunu açık ve net bir şekilde ortaya koyalım. Bu darbe sadece Gülen cemaatinin darbesi değil, ABD, AB, NATO, İsrail, İngiltere ve Vatikan gibiPDY bileşenlerinin ortak senaryosu idi ve hedef tek başına Erdoğan, AK Parti ya da Türkiye değil, tüm İslam dünyası idi. Yani “Paralel din”di..
Birçok kişi, o gün sabah namazına kadar kimin galib olacağına baktı. O birçok kişi, bu işten kim galip çıkarsa onunla birlikte olacaktı. Sağcısı da, solcusu da, milliyetçisi de, İslamcısı da, sermayesi de, bürokratı da, sivil toplum örgütleri de büyük ölçüde bu düşüncede idi.. Örgütsüz halk, din ve devletin namusunu koruma gayreti ile ve milli bir refleksle meydanlara çıktı ve duruma el koydu.
Bu iş burada bitmedi. Gülen hareketinin bir kısım uyuyan hücreleri, aramızda. AK Parti içinde, bürokrasi de, sermaye kuruluşlarında, Media’da, STK’ların içinde, Cemaat yapılarının içinde bekliyor.. Bunu bir kenara not edin..
Cemaatin beli kırılsa bile, uluslararası sistemin ülkemizde daha birçok iltisaklı adamı mevcut. Sağ, sol, İslamcı, liberal, her kesimde adamları var. Gülen’in yarım bıraktığı, yüzüne gözüne bulaştırdığı işi, yarın uluslararası sistem öteki elemanları üzerinden sürdürmeye çalışacaktır..
Uluslararası sistem bu işin peşini bırakmayacak.. Bugün olmasa da yarın, ya da bu iş soğuyunca bir başka vesile ile bu konular yeniden ısıtılıp masaya konulacaktır..
Kimsenin Türkiye’yi kaybetmek gibi bir lüksü yok.. Dost olarak kapımızı çalarak ya da aba altından sopa göstererek dönüp tekrar gelecekler.. Yani bu işler bugünden yarına hal yoluna girmeyecek. 3 ay sonra da gündem sıcaklığını koruyacak, küllenip üstü örtülüyor gibi olsa da..
Kimse çok farkında değil ama bu “Paralel din” meselesi önemli. Bu, bu ihanet çevrelerinin bölgede Mehdiyet tartışmaları üzerinden kanlı senaryolar hazırladıklarının bir işareti.. Sünni Mehdi olmadı ama, şimdi Şii bir “Amerikano Mehdi” ile yarım kalan işlerini tamamlamak istiyor olabilirler.. İmitasyon yeni bir “Asa-yı Musa”nın şimdi yeniden Şii Mehdi için dizayn edilmesi gerekecek sanırım..
Tekrar söylüyorum, bu FETÖ yapılanması Türkiye ile başlayıp biten bir senaryo değil.
Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’le konuştum. 53.000 nüfuslu ilçede 9 şehid var. 8000 direnişçi 82 yaralı ile darbe karşısında kahramanca direniyor.. Bunu kimse hesaba katmadı.. Ne FETÖ ne de CIA! Ve sonuç ortada. “Kazan faktörü”.
Bilmem biliyor musunuz, Kazan ilginç bir ilçe; Türkiye’nin dört bir yanından insan var ama Türkiye’nin en sessiz, en sakin ilçelerinden biri, ne adi suç, ne terör, ne asayiş sorunu olmaz.. Böyle bir ilçede nerede ise aktif nüfus olarak her evden bir kişi sokakta. Bunu görelim..
Bir sürü esbabdan söz edebilirsiniz. Mantıki gerekçeler bulabilirsiniz, bunun tek açıklaması var, “Allah böyle istedi”. “La Galibe İllallah!” Bizi gören, duyan, bilen hüküm sahibi, kadir-i mutlak bir Allah vardır.. Genelkurmay’ın, MİT’in aciz kaldığı bir yerde Kazanlı Anadolu’nun bağrı yanık kadınları, şehirlerin varoşlarından akıp gelen insan seli son noktayı koydu.. Bir halkın direnişi üzerinde Allah’ın ikramı tecelli etti. İşte keramet budur!
Bizim, gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadir-i mutlak bir Allahımız var. Onların ABD’si, NATO’su, Mason Locaları, dolarları varmış. Allah bize yeter!
AK Partililere küçük bir hatırlatma. Bakın bugün yanınızdaymış gibi gözüken, o gece yarısından sonra isbatı vücud etmeye başlayanlar var ya, onların önemli bir kısmı sizin dostunuz değil. Kazanan siz olduğunuz için yanınızda gözüküyor. Onlara güvenmeyin, itibar etmeyin. Yarın işler tersine giderse, ayakta dururken elinizi öpen bunlar, oturursanız saldırırlar, düşerseniz vururlar..
Birileri hidayete ermiş gibi gözüküyorlar ya, takıyye yapıyor olabilirler. Korktular, onun için ray değiştirdiler.. Bir kısmı psikolojik bir şok geçiriyor. Bunlar intihar da edebilirler, akıl sağlıkları da tehlikeye düşebilir. Kimi de sustular, kendilerini evlerine kapattılar. Bu kâbusun sona ermesini bekliyorlar. Dua ediyorlar. Bir mucize bekliyorlar..
Pensilvanya’dan yakında yeni kehanetler servis edilecektir.. Bu “ahmak”ların bir kısmı da o yalanlara inanacaktır..
Bu hainler, bütün planlarını Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzerine kurdular.. Kendilerini Azrail sandılar. Eceli gelmeden ölmez insan.. Hz. Ali; “Ecelim ömrümün kefilidir” der. Ecelim gelmeden beni kim öldürebilir ki, ecelim gelmişse beni kim yaşatabilir ki! İnsanın nefesi sayılıdır. Aslında her nefes alışverişte insan biraz ölür. Öldüğümüzü sandığımızda ölümlü dünyada ölürken, ölümsüz bir hayata doğarız!
Darbeciler kaderi yok saydılar. “Tanrıyı bir kıyamete zorladıklarını” düşünüyor olmalıydılar..
İnsanı öldürdüler. “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir”. Hani karınca ezmezdiniz.. Sizi gidi bozguncular, hani ıslah edicilerdiniz.. Hangi akılla TBMM’ye, Milli iradenin istinatgâhı olan o makama alçakça bomba yağdırdınız. Siz bozguncuların tâ kendilerisiniz. Ne yazık ki, gözleriniz var görmüyor, kulaklarınız var duymuyor, kalbiniz var hissetmiyorsunuz..
Selâm ve dua ile..
1-Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, “Türkiye’nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB, üyelik sürecini anında durduracaktır” dedi. Belki Türkiye tek taraflı AB üyeliğini dondurmalıdır.
2-ABD ve CIA suçüstü oldu. Darbe girişimi sebebi ile ABD yönetimi ve CIA yöneticileri hakkında BM, NATO, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde girişimde bulunulmalıdır.. Bu arada Fuller’i ve yardımcısını, İncirlik’teki toplantı ve lojistiği geçtik, darbe sürecini hazırlayan ve yöneten unsurlar arasında ISAF Komutanı General John F. Campbell’ın bulunduğu ve darbeye destek amacıyla Nijerya’da bulunan UBA Bank şubesinden CIA aracılığı ile ciddi para akışı sağlandığı bilgisine ulaşıldı. Ankara; Beyazsaray, Kongre ve temsilciler meclisine suç duyurusunda bulunmalıdır..