Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, olağanüstü kongreye gidecek olan CHP’nin ismindeki “Cumhuriyet” kelimesini “Cumhuriyetçi” olarak değişeceğini ve İş Bankası yönetiminden çekileceğini iddia etti.
“İş Bankası’nın ortaklı yapısı için gerekli paranın Mustafa Kemal tarafından, hilafet fonundan aktardığı ve İş Bankası’nın bilinen ortakları dışında Osmanlı İtibarı Milli Bankası ve ayrıca 23 bankanın hisselerinin daha İş Bankası’na intikal ettirildiği” iddiasını dile getiren Dilipak “CHP, eğer bu hukuk mücadelesinde arada kalmak istemiyorsa, bu kongrede, ek bir gündem maddesi ile İş Bankası ile ilişkisini kesmelidir” dedi.
Abdurrahman Dilipak’ın “İş Bankası 90 yaşında” başlığıyla Yeni Akit gazetesinde yayımlanan (26 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
Bugün Finansal Tetikçilikle Mücadele Platformu ve Adaleti Savunanlar Platformu’nun İş Bankası Genel Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması var..
Bugün İş Bankası’nın kuruluşunun 90. Yılı..
İşe bakar mısınız, tam da İş Bankası’nın mülkiyeti konusunda binlerce müşteki, onlarca dava açtığı bir zamanda, İş Bankası 90. Yılını kutlarken, CHP de olağanüstü kongreye gidiyor.. Bir yandan da bir hafta içinde yeni Cumhurbaşkanı ve yeni Başbakan koltuğuna oturacak..Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor.. Ve bu yeni dönemde CHP, isminin başındaki “Cumhuriyet” kelimesini “Cumhuriyetçi” olarak değiştirecek ve CHP göreceksiniz İş Bankası yönetiminden çekilecek ve İş Bankası el değiştirecek..
Basın açıklamasına göre, bugün yapılacak bu açıklama sadece İstanbul’da genel müdürlük önünde olmayacak, eşzamanlı olarak Ankara, Mersin, Ordu, Denizli ve Afyon (Bolvadin)’de deİş Bankası ortak ve mudilerinin katılımı ile yapılacak..
Bilmem biliyor musunuz, bugün İş Bankası’nda hak iddia eden binlerce kişi var ve onlarca dava açılmış durumda. Yakın da bir de tesbit davası açılacak..
Adaleti Savunanlar Platformu, bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını, CHP kurultayı öncesi parti-banka ilişkisinin sonlandırılması için harekete geçmeye çağırıyor.
Başından beri İş Bankası’nın ortaklık yapısı hep tartışıldı durdu.. Mustafa Kemal’in bu paraları, hilafet fonundan aktardığı da hep söyledi.. Basın açıklamasında verilen bilgiye göre, bugün İş Bankası’nın bilinen ortakları dışında Osmanlı İtibarı Milli Bankası ve ayrıca 23 bankanın hisselerinin daha İş Bankası’na intikal ettirildiği iddiasi söz konusu.. Bu bankaların ortaklarının varisleri de bu bankadan hak talep etmektedirler. Ben daha önce bu konulara değindiğim için banka hakkımda suç duyurusunda bulundu, ama bu girişim reddedildi tabii ki! Bu insanlar bankanın mülkiyetine sahip çıkma iddiasındalar.. Kişilerin haklarını istemeleri nasıl suç olarak değerlendirilebilir ki! Şimdi ortaya çıkan yeni bilgiler İş Bankası’nın sermaye yapısının son derece tartışmalı olduğunu gösteriyor.. Hatta bu tartışmaya daha sonra ortak edilmek üzere parası alınan kişilerin pay defterinde adlarının bulunmaması ile ilgili iddialar da eklenmiş vaziyette. Bu iddia sahiplerinin büyük bir bölümü de CHP’li, soldan gelen insanlar.. Benim üzerinde durduğum konu, elbette herkesin hakkını alması ama, öncelikle hilafet fonundan aktarılan paraların karşılığı hisselerin gerçek değerlerinin Diyanet’e aktarılması ile ilgili.. Yoksa Mersin’den Ocakçıoğlu ailesinin İş Bankası ile ilgili anlattıkları inanılacak gibi değil.. Başkasına dürüstlük dersi verenlerin, önce kendi yönettikleri kurumlarda yaşananlara bakması gerekmez mi!
Herkes biliyor ki, hilafet makamı kaldırıldı ve yasada hilafetin mana ve mefhum olarak Cumhuriyet ve onun istinatgahı olan TBMM’nin şahsı manevisinde mündemiç olduğu belirtildi.. Hilafet ilga edilmediğine göre bu paranın ayrı bir fonda tutulması gerekirdi.
Bu yapılmadı. Hilafet fonundan aktarılan paralar, nama muharrer hisse senedlerine dönüştürüldü..
Öte yandan, her Müslüman bilir ki, riba haramdır. Platform açıklamasında da belirtildiği gibi, Dini vergilerden oluşan bir paranın, şahıslara temlik edilmesinden öte bir riba kuruluşuna sermaye yapılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Dahası Mustafa Kemal’le ilişkilendirilen bu paranın yönetiminin laikçi bir siyasi parti olan CHP ile ilişkilendirilerek, hukuk dışı yollarla bir partinin şaibeli bir sermayenin yönetimine tayin edilmesi de aynı şekilde kabul edilemez.
Platform sözcüleri şunu talep ediyorlar: Bu konuda, Hilafet mana ve mefhum olarak Cumhuriyet ve TBMM’nin şahsi manevisinde mündemiç olduğuna göre,Cumhurbaşkanlığını ve Meclis’i, kendine emanet edilen bir kurum hakkında inisiyatif üstlenmeye ve konuyu araştırmaya davet ediyorlar. Aynı şekilde Başbakanlık makamını ve Devlet Denetleme Kurumu’nu harekete geçmeye çağırıyoruz. Konunun hukuki yönden incelenmesi için, Adalet Bakanlığı’nı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını, Sayıştay’ı, BDDK’yı iddialarla ilgili Cumhuriyet Savcılığını re’sen soruşturma açmaya davet ediyorlar..
Bana göre de, CHP, eğer bu hukuk mücadelesinde arada kalmak istemiyorsa, bu kongrede, ek bir gündem maddesi ile İş Bankası ile ilgili hukuk garabetine son vermek için konuyu gündeme alarak, İş Bankası ile ilişkisini kesmelidir.. Eğer bunu yapmaz ise, bu tartışmanın merkezinde yer alacak ve önümüzdeki günlerde mahkeye sunacağımız belgeler karşısında bugün vermesi gereken kararı vermediği için pişmanlık duyacaktır. İş Bankası’nın CHP ile ilişkisi kesilmelidir.. İş Bankası’ndaki hilafet fonuna ait sermaye Diyanet’e devredilmelidir.. El konularak İş Bankası’na devredilen diğer bankaların sermayelerinin sahiplerinin varislerinin hakları kendilerine ödenmelidir.. Bankanın kuruluşundan bu yana bütün işlemleri incelenerek, tarihi gerçekleri ortaya çıkarılmalıdır.