Yeni Akit gazetesindeki köşe yazısında, Müslümanları günah olarak belirtilen "kadın, para, koltuk, alkol, uyuşturucu ve kumar" başlıklarında uyaran Abdurahman Dilipak, "kumar uğruna birçok kişinin sağlığını, saadetini ve parasını kaybettiğini" belirterek, "Bu tipler, iktidar çevrelerinde de var, muhalefet çevrelerinde de.. Yurt dışına giden bazı politikacıların işret alemlerinin kasetleri de gün gelir, söz dinlemedikleri bir gün birileri üzerinden deşifre edilir" dedi.
"Şeytan her zaman kadın, içki, kumarla gelmez. Bazen makam teklif eder, bazen para.." diyen Dilipak, "siyonist fonlar"ın kim iktidarda ise ona en yakın, güvenilir kişiler üzerinden gelmeye çalışacağını savundu. Hedef alınan kişinin durumun farkına varamayabileceğini belirten Dilipak, "Siz bu işlerin farkına vardığınızda zaten çok geç olmuştur. Sizinle ilgilenenler, eşinizle, oğlunuz, kızınızla, kardeşlerinizle çoktan yakın dostluklar kurmuşlardır. Kayınbiraderiniz, bacanağınız sizden önde koşmaktadır. Ve herkes bu yeni dünyalarında çok mutludurlar. Eee artık biraz da sizin dünyadan kâm almaya hakkınız yok mu? Haccınıza, Umrenize de gidersiniz, annenizin adına cami de yaptırırsınız.." ifadelerini kullandı.
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 31 Aralık 2015 tarihli köşe yazısı şöyle:
"Bu yazımda öncelikle zenginleri, politikacıları, bürokratları, STK temsilcilerini uyarmak istiyorum. Aslında bu uyarı herkesi ilgilendiriyor. Ama özellikle, öncelikle tepedekileri uyarmak istiyorum, çünkü onların yediği haltlar bütün topluma sirayet ediyor ve bu işin faturasını bütün bir toplum ödüyor.
Bu konuda şu ayet mealini hep aklımızda tutalım: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım”.
Daha önce yazdım. Kadın, para, koltuk, alkol, uyuşturucu ve kumar. Şimdi bir de bu çıktı.
Aslında bunların hepsi akraba günahlar. Bunlara yaklaşmayacaksınız yoksa hepsi sizi birbiri ile tanıştırır..
Alkol kötülüklerin anasıdır. Haram para saadet getirmez. Bunların hemen hepsi, masum gibi gözüken küçük bir kaçamak ya da merakla başlar. Sonra sizi ele geçirir. Nefsinizin ya da bir adım sonrasında birilerinin esiri olursunuz.
Bunun kadını-erkeği-yaşlısı-genci yok. Yoksulu-zengini de yok. Herkesin kendine göre bir çeşidi var..
Kumar oynayanlar için hayatın kendisi bir kumardır. Zevk, heyecan, şans, başarı her şey bu oyunda gizlidir.. Bu belaya yakasını kaptıran kendilerine özel bir çevre oluşturur. Bu bela bir kere yakanıza yapışınca ne aile düzeniniz kalır, ne iş çevreniz ve ne de iş hayatınız. Zavallı insanlardan oluşan bir bataklığa saplanırsınız. Bu alemde gerçek dostluklar yoktur. Gün gelir, hiç yoktan kanlı hesaplaşmalar yaşanır kumar borcu yüzünden ya da uyuşturucu borcu yüzünden. Gün gelir, eskiden elinden tuttuğunuz insanlar, eski dostlarınız, aileniz bile tanımaz sizi..
Kimi zenginler işret uğruna, gizli nikahlar, kayıtdışı çocuklar uğruna, kimi uyuşturucu belasına, kimi kumar uğruna saadetini, sağlığını, itibarını kaybediyor.. Yazık değil mi?
Kaç işadamı var, ortalıkta adı dolaşan, kaç politikacı, kaç bürokrat, gazeteci. Eskiden kumar borcu yüzünden partisini değiştiren adamlar da vardı. İşret uğruna siyasi kariyeri noktalanan insanlar var.
Bu iş artık istihbarat ajanlarının, örgütlerin, mafyanın iş tuttuğu alanlar.. Bu bataklık her gün yeni birilerini yutmaya devam ediyor. Herkes bu gerçeğin üzerini örtüyor. Birileri de bu ayıplarını başkalarının bilmediğini sanıyor. Yarın, gün gelir o dışarıda bekleyen sivil, resmi korumalar konuşur, tehditler, şantajlar sizi de, ailenizi de perişan eder. O insanların da hayatlarını karartırsınız. Hem bunca VIP insan bu işlere bulaşmışsa sıradan insancıklar neler yapmaz ki..
Bu tipler, iktidar çevrelerinde de var, muhalefet çevrelerinde de.. Yurt dışına giden bazı politikacıların işret alemlerinin kasetleri de gün gelir, söz dinlemedikleri bir gün birileri üzerinden deşifre edilir.
Şeytan her zaman kadın, içki, kumarla gelmez. Bazen makam teklif eder, bazen para.. Fon kaynaklı kredilerin arkasında kim var dersiniz. Siyonist fonlar, Avrupa üzerinden, Amerika’dan ya da İslam ülkelerinin birinin üzerinden kapınızı çalabilirler. En çok da kim iktidarda ise ona en yakın, güvenilir birileri üzerinden gelmeye çalışacakladır. Mevcut şirket bir bakmışsınız sessiz sedasız el değiştirmiş. Coca Cola’nın adı mesela “Zemzem Cola” olmuş.
Gümüş motor piyasaya çıktığında Lamborghini bir anda fiyat kırıp, Gümüş motorun maliyet fiyatının altında mal satmaya başlamıştı. Stratejik öneme sahip ihalelere giren birileri inanılmaz fiyatlar teklif edebilirler.. Güvenlik işleri, güvenlik yazılımları mesela. Siz bu işlerin farkına vardığınızda zaten çok geç olmuştur. Sizinle ilgilenenler, eşinizle, oğlunuz, kızınızla, kardeşlerinizle çoktan yakın dostluklar kurmuşlardır. Kayınbiraderiniz, bacanağınız sizden önde koşmaktadır. Ve herkes bu yeni dünyalarında çok mutludurlar. Eee artık biraz da sizin dünyadan kâm almaya hakkınız yok mu? Haccınıza, Umrenize de gidersiniz, annenizin adına cami de yaptırırsınız..
At arabadır, avrat garsoniyerde sizi bekler, pusat dersen o parasını verdiğinde gözünü kırpmadan senin için tetik çekecek adamındır. Artık sizi kim durdurabilir ki. Her şeyi alabilir, satabilirsiniz. Artık size yeni bir din lazım, hani dostluklar, yeni aşklar, yeni heyecanlar. Uyuşturucu ve alkol vicdan zonklamasına iyi gelirmiş. Derin düşünmeyeceksin, eğleneceksin. Ye, iç, eğlen. Hayat çabuk geçiyor, yeni ufuklara yelken açmak gerek, yeni aşklar yaşamalı insan, değil mi.. Radikal olmayacaksın, dünyayı sen mi düzelteceksin! “One minute”, “Mavi Marmara”, “Dünya 5’ten büyüktür”müş. Germeyeceksin. Böyle düşünmeye başladı iseniz, kendinizi gözden geçirin derim..
Unutmayın, sizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah (c.c.) var.. Kiramen Kâtibin, bizim her anımızı kaydediyor ve bu kayıtların önümüze konulacağı bir gün var.. Tabi eğer, Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız. Evet evet, bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız, söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz her sözün hesabının sorulacağı bir gün var. Hep söylediğim bir şeyi tekrar söyleyeceğim: Bu dünyada söyleyip söylemediklerimiz, yapıp, yapmadıklarımızla, ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyacağız ya da kendi cehennemimize kendi sırtımızda odun taşıyacağız.
Gelin fuhuştan, işretten, alkolden, uyuşturucudan ve kumardan vazgeçin. Ankara’da, İstanbul’daki ve diğer illerdeki günah evlerinizi, otellerde, yatlarda yediğiniz haltları ve inlerinizi biliyorlar. Girenler-çıkanlar kayıt altında..
Selam ve dua ile.."