Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kasım ayına kadar onay sürecinin tamamlanacağını açıkladığı Paris İklim Anlaşması ile ilgili “Önlemler yoksul ülkelerde üretim maliyetlerini artıracak. Kalkınmakta olan ülkeler de gelişmiş ülkelere bağımlı uydular haline gelecek. İnşallah Ankara bu işe balıklama atlayıp, başına bir bela almaz” dedi.
Kadını yönelik her türlü şiddeti önlemeyi amaçlayan ve 1 Temmuz’da yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı olduğunu yazılarında sık sık dile getiren Dilipak, “Biliyorsunuz, bir de iklim zokasını yuttururlarsa vay başımıza geleceklere. Açıklama yapıldı, iklim anlaşmasını onaylayacakmışız. Allah korusun!. Tabii, inşallah biz de cahillerden, zalimlerden, işbirlikçilerden olmayalım. Biz hatırlatalım: Oltayı yutan balık yem istemez. İstanbul sözleşmesi, Lanzorotte, 5G, Hayvan Hakları Yasası, Great Rest bunların hepsi aynı lobinin tezgâhları” diye yazdı.
Paris İklim Anlaşması’nın hayata geçirilmesi halinde yiyecek büyükbaş, tavuk ve balık bulunmayacağını yazan Dilipak, “Dilerim bu iklim zokasını da yutmayız!” dedi.
Dünyanın kirletilmesinde suçluların belli olduğunu belirten Dilipak, “Antibiyotikler, kozmetikler, zirai ilaç diye pazarladıkları zehirleri kim üretiyor. ‘İklim değişikliği’ bahanesinin arkasına saklanıyorlar. Yalan söylüyor, bu bin yılda bir yaşanan tabii bir süreç. Hep oldu ve olacak. Manyetik kutuplardaki değişiklik kozmik bir olay Ay’da da, Güneş’te de, Güneş sisteminde de olan bir döngü. Bu olayı bahane ederek, provoke ederek dünyada panik oluşturmak istiyorlar” dedi.
“Her şeyi yapabileceğinizi söylüyorsunuz, Amazon yangınlarını, Avustralya yangınlarını neden söndürmediniz” diyen Dilipak, “Evet, ‘cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. İyi niyetleriniz sizi kurtaramayacak. “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın’ denmedi mi size. Onlar size ilahiyatçı, bilim adamı, politikacı, doktor, bürokrat, gazeteci kılığı ile de gelir” diye yazdı.
İklim Sözleşmesi’nin global sermayenin lokal kaynakları kontrol altına almasını sağlayacak bir proje olduğunu yazan Dilipak, Görünürde “İnsan faaliyetleriyle; hayvan, petrol, kömür işletmeleri ortaya çıkan sera gazlarını, 2050- 2100 yılları arasında ağaç, toprak ve okyanusların doğal yollardan sindirebileceği bir noktaya çekmek. Ülkelerin uygulama performansını 5 yılda bir değerlendirmek ve yeni hedefler belirlemek için bilim kurulları oluşturmak ve yeni hedefler belirlemek. Zengin ülkelerin daha yoksul ülkelere ‘iklim finansı’ vermesini sağlamak” dedi.
Yeni enerji politikalarının yoksul ülkelerin aleyhine olacağını ifade eden Dilipak, özetle şöyle devam etti: “Göreceksiniz enerji maliyetlerinin çok fazla artması ve enerji kıtlığı, tarım ve endüstriyel ürünlerde fiyat artışına sebep olacak.
Evet, önlemler yoksul ülkelerde üretim maliyetlerini artıracak. Kalkınmakta olan ülkeler de gelişmiş ülkelere bağımlı uydular haline gelecek.
Neyse, inşallah Ankara bu işe balıklama atlayıp, başına bir bela almaz. Bu konuyu bu gidişle daha çok yazmak zorunda kalacağız.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın