Dilipak: Türkiye tek başına Suriye’de demokratik temsil kabiliyeti açısından rejimle kıyaslanamayacak kadar güçlü

Dilipak: Türkiye tek başına Suriye’de demokratik temsil kabiliyeti açısından rejimle kıyaslanamayacak kadar güçlü

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, İdlib'deki son gelişmeleri bugünkü köşesinde yorumladı. Dilipak Türkiye'de '8 milyon' Suriyelinin yaşadığını belirterek, "Türkiye tek başına Suriye’de demokratik temsil kabiliyeti açısından rejimle kıyaslanamayacak kadar güçlü" görüşünü savundu. 

Dilipak, "Bölgede çatışmalar devam ederken, Esed ve Rusya’nın desteğindeki grublar çok sayıda insan, araç ve mühimmat kaybederken, Türkiye tarafından bir İHA kaybedildiği haberi geldi. Yani bölgede gidişat çok gergin ve kaygı verici. Sanki bir oyunun içine doğru bir yandan itiliyor, öte yandan çekiliyoruz gibi bir endişe taşıyorum.  İlk kez Türkiye ve Esed güçleri karşı karşıya. Rusya ile İdlib konusunda ipler kopma noktasında. Erdoğan ay sonuna kadar süre verse de 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedi. Türkiye, Suriye rejim güçlerinin Soçi mutabakatında yer alan sınırların gerisine çekilerek İdlib’e yönelik saldırılarını sona erdirerek ateşkesin bir an önce sağlanmasını istiyor. Eğer bölgedeki karakollarına yönelik bir tehdit oluşursa tehdit kaynağına karşı anında cevap vereceğini de duyurdu. Halen Türkiye’nin bölgedeki karakollarından bazıları Suriye ve Rusya’nın kontrolü altındaki bölgelerde bulunuyor. Surman, Morik, Han Şeyhun bölgesindeki askeri karakollar aralık, ocak aylarında rejimin kontrolüne geçti." ifadesini kullandı. 

Dilipak şunları kaydetti:

Rejim İdlib’deki 7 Türk askeri ve bir personeli şehit etmesiyle tansiyon en yüksek seviyeye çıktı. Esad rejiminin Akdeniz sahilindeki Lazkiye’yi Halep’e bağlayan M-4 karayolunu kontrol etme hedefi vardı. Onun için bunlar M-4 ile Halep’i Şam’a bağlayan M-5 karayolunun kesiştiği bölgeye saldırıyorlar. Bu koridoru kontrol ederlerse, bu  ekonomik ve enerji açısından olduğu kadar stratejik açıdan da önemli bir konu. İdlib ve Haleb bu durumda muhalifler için güvenli bir yer olmaktan çıkacak. Bunun anlamı şu: Türkiye’deki 4 milyon göçmenin sayısının 8 milyona yükselmesi. Zaten daha şimdiden sınırımızdaki birikme 800 bini buldu. Eğer bölgede kontrol, rejimin eline geçecek olursa Halep ve İdlib’ten gelecek göçmenlerle bu sayı 8 milyona çıkabilir.

Peki Suriye’nin nüfusu kaç: 18 milyon!  Bunun 8 milyonu Türkiye’de. Bunun anlamı şu: Nüfusun yaklaşık %45’i Türkiye’nin koruması altında bulunuyor. Diğer ülkelere sığınanlar da eğer imkan bulsalar Türkiye’ye gelirler. Ya da Türkiye’ye gelme imkanı bulamayan rejimin kontrolü altında yaşayan bir milyondan fazla insan olduğunu da unutmamak gerek. Yani Türkiye tek başına Suriye’de Demokratik temsil kabiliyeti açısından rejimle kıyaslanamayacak kadar güçlü.

İdlib’in güvenliği 17 Eylül 2018’de Rusya’nın Soçi kentinde varılan İdlib Mutabakatı’nın en önemli maddelerinden birisiydi. Ama gelinen noktada Rusya bu taahhüdünü yerine getirme konusunda isteksiz gözüküyor. İran ise Türkiye ile Rejim arasında arabuluculuk teklif ederek, Türkiye’yi, bu durumu değerlendirerek Esed’le masaya oturtmaya çalışıyor.

8 Şubat’ta Ankara’da İdlib başta olmak üzere Suriye gündemiyle toplanan Türk ve Rus heyetleri, Dışişleri Bakanlığında bir araya geldiği toplantı iki tur halinde 3 saat sürdü ve  görüşmelere önümüzdeki hafta da devam edilmesi kararlaştırıldı.