Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Fethullah Gülen cemaatinin kaç kişiden oluştuğu konusunda Zaman gazetesinin tirajı üzerinden bir hesap yaptı. "Cemaatin gerçek sayısı konusunda farklı iddialar var.. Ve bu konuda en gerçekçi sayısı Zaman gazetesinin tirajı gibi gözüküyor" diyen Dilipak, cemaatin nüfusuna ulaşmak için Zaman'ın ilan edilen tirajını beşe bölmek gerektiğini iddia etti.
Dilipak'ın Yeni Akit'te "The Cemaat dediğin!.." başlığıyla yayımlanan (14 Eylül 2014) yazısı şöyle:
Bunlar pamuk şekeri gibidir.. Bırakırsan kocaman gözükür, tutarsan bir şey kalmaz.. Kendilerini dev aynasında görürler, fiziki büyüklükleri yetmez, manevi büyüklükleri de vardır.. Kökleri derinlerdedir..
Cemaatin gerçek sayısı konusunda farklı iddialar var.. Ve bu konuda en gerçekçi sayısı Zaman gazetesinin tirajı gibi gözüküyor..
Hatırlarsanız, geçen yılın son ayında 1.300.000 tiraj açıklanmıştı.
Aslında Zaman gazetesinin tirajı bir milyonu geçtiğinde Gülen, ala-yı vala ile Türkiye’ye dönecekti..
Onlar bir milyon gazete tirajını, anne-baba, 3 çocuk olarak hesap ediyorlar ve 5’le çarpıp, 5 milyon kişiye ulaştıklarını var sayıyorlardı..
Zaman gazetesinin gerçek okur sayısı, hiç bir zaman gerçek anlamda 1 milyonu bulmadı.. Benim ve çocuklarımın oturdukları evlerin kapısına her sabah daire sayısı kadar gazete bırakıldı.. Kimse para ödemedi ama bu hep böyle devam etti, kapıcı bunları toplayıp kağıt toplayıcılarına verdi genel olarak. Herkes hep “bu değirmenin suyu nereden geliyor” sorusunu sordu..
Bugün alan da ayrıca Zaman alıyordu.. Zaman grubunun desteklediği Taraf’ın tirajı da bir türlü istenilen seviyeye ulaşmadı. Bugün de öyle. Ama Cemaatin resmi yayın organı Zaman’dı..
Zaman’ın tirajının % 10’u resmi alımdı.. Bir o kadar da resmi kurumlara bedava dağıtılıyordu. Emniyet, askeri birlikler, yüksek yargı, herkese Zaman dağıtılırdı..
Aileye bir gazete değil, işe ayrı, eve ayrı, adamın her şirketine ayrı abone yetmez, bir de şirket yöneticilerine, yani biri 5’le çarpmayacak, 5’e böleceksiniz, gerçek tiraja ulaşmak için.. 1 milyon dediklerinde gerçek tirajlarının 200.000 olduğu bile şüpheli.
Biraz da kendilerini kandırıyorlardı. Her Bank Asya mudisini abone yapmaya kalkarsan, her öğrenci ailesini zorunlu abone olmaya tabi tutarsan o tiraj zor değil..
Cemaatte piramidal bir yapıdan söz ediliyor. En tepede 1 kişi; Gülen var.. Onun bulunduğu üçgende 1000 kişi var. Onların altında 10.000, onun da altında 100.000, en altta ise 1 milyon..
1 milyonluk grup temas kurulmuş, derslere gelen giden kısım, sempatizan düzeyinde.. Onu açık sarıya boyayın. Gazeteye abone olan ve kendilerine sıcak bakan kesim bu kesim. Onun üstündekiler düzenli derslere katılan, himmet veren insanlar ya da himmet gören. 100.000 kişi kadar tahmin ediliyor.. Onun üstünde 10.000 kişilik grup ise bu yapı içinde aktif sorumluluk üstlenen profesyonel kadrolar.. Onun da üstünde yer alan, 1000 kadar kripto adam var. Üst düzey sorumluluk üstlenen, mali ve idari açıdan bu yapının taşıyıcı sütunları hükmündeki kripto adamlar bunlar. Yurt içi ve dışı bağlantılar bunların üzerinden gerçekleştiriliyor. Belli seviyedeki sırlara vakıf olan insanlar. Yapı bunların hepsini yakından takip ediyor. Zaaflarını, meziyetlerini çok iyi biliyor.. Bunların içinde seküler kişiler de var, 10.000’lik grupta da önemli sayıda seküler tipler var.. Bu seviyelere aşağıdaki yukarıya filtre edilerek geliyorlar.. 1000’in tepesinde 100’lük, 10’luk gruplar var..
Her grup kendi içinde beşe bölünüyor, ayrıca, mesela 1’in etrafında 3’ler, 7’ler var.. 40’lar var.. Çekirdek yapı en dış halkaya kadar kendi içinde hücreler şeklinde modellenmiş. İmamlar, mütevelliler şeklinde genişlemişler.. Anlatılanlara göre, işin mistik ve ezoterik yanları da var..
Evdeki hesapları çarşıya uymadı.. Onlar sanırım bir ara 1.300.000 tiraja ulaştıklarında, bunu aile sayısı olarak görüp, 5’le çarpıp, her aileden 3 kişinin oy kullanacağını varsayarak ve bunlar kendilerini “özgül ağırlıkları yüksek bir kesim” olarak gördüklerinden, bir o kadar da çevresel etki çarpanı ile, kendilerini iktidar partisi ya da koalisyon hükümetinde lider konumunda görüyorlardı. Erdoğan’ın eline vurup lokmasını elinden alacaklardı, o hesaba göre, zaten AK Parti’de 3 dönemden 70 kişinin yarısı için Paralel yapı bir çıkış kapısı olacaktı, 50 kişi de kendileri ile temas halinde 30-40 kişi kaset dosya derken, daha şimdiden 100 milletvekilini aşıyorlardı.. Ama olmadı işte. Hayalleri suya düştü.. AK Parti’den ayrılıp gidenler de iflah olmadı. AK Parti bu oyunlar karşısında direndi ve güçlendi.. Cemaat, bankasına para yatıran işadamlarının çalışanlarını, yurduna, okuluna, dershanesine kayıt yaptıran herkesin bağlantılı olduğu herkesi kendi cemaat çatısı altında ucuz bir oy deposu olarak görüyordu sanki! NT’den alışveriş ediyorsanız “cemaatçi” olmuş oluyordunuz bir bakıma..
Gelinen noktada Zaman’ın tirajı son bir aydır düzenli şekilde geriliyor.. 1.300.000’den bu gün gelinen noktada tirajları 900.000’in altına geriledi. Yani kendi açıkladıkları tiraj raporlarına göre bile % 30’dan fazla tiraj kaybı var. Aslında gerçek kayıp çok daha büyük.. Ve erime devam ediyor.. Bu gün öyle bir milyonluk sempatizan kitle yok. 100.000’lik kitle ise tedirgin bir bekleyiş içinde..
Bu işler böyledir.. Dün birileri başarılarda kendi becerisi önde çıkartıyordu, şimdi gelinen noktada herkes bu işin sorumluluğunu bir başkasına yıkmaya çalışacak.. Para hesapları başlayacak, daralan yargı çemberinden kurtulmak isteyenler suçu bir başkasına yıkmaya çalışacak..
İlk defa yaşanmıyor bunlar.. Dava bir kenara bırakılacak ve herkes kendi can derdine düşecek..
Bunun geri dönüşü de yok. Çünkü kötü bir şekilde deşifre oldular ve inatlarından dolayı bu yara giderek daha da derinleşiyor..
23 yıllık bir hareket, beklenmedik şekilde bir anda dibe vurdu.. Harekete geçerken geç kaldıklarını düşünüyorlardı ama aceleye getirdiler. Tam da derin devletle de anlaşmışlardı ki, olan oldu ve bu günlere gelindi.. Ne partileri, ne bankaları, holdingleri, futbol takımları hiç biri dertlerine derman değil.. Büyük ve derin ittifak da işe yaramadı, Ekmel bey projesi bir balon gibi söndü gitti.
Artık Türkiye’nin ve bölgenin geleceğinde ne paralel devlet, ne paralel din, ne de BOP var.. Kontrollü bunalım stratejisi uyguluyorlar. Nötralizasyon süreci başlattılar..
Süreç devam ediyor. Şimdi sırada HSYK seçimi var ve sonra.. Yaşayıp göreceğiz olacakları. Birileri için gelecek günler, geçen günleri aratacak.
Selam ve dua ile..