Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek adliyeye sevk edildi.
Dün Ankara'da gözaltına alınıp İstanbul'a getirilen Akyürek geceyi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü nezarethanesinde geçirdi. Akyürek'in Emniyet Müdürlüğü'nde ifade vermediği belirtildi. Ramazan Akyürek, saat 09.30 sıralarında adliyeye sevk edildi.
Akyürek, adliye öncesi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. Sağlık kontrolünden çıktığı sırada gazetecilerin 'Birşey söyleyecek misiniz?' şeklindeki sorusu üzerine Akyürek, “Çok teşekkürler. Hakkınızı helal edin arkadaş" dedi. Daha sonra sivil polis aracına binen Ramazan Akyürek, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na götürüldü.
Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran'da kaldırılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a teslim edilen, Dink cinayetinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddialarına yönelik dosya ile devam eden soruşturma dosyası, tek soruşturma dosyası olarak birleştirilmişti. Yusuf Doğan'ın Yargıtay'da görevlendirilmesiyle dosya, aynı bürodaki görevli savcılardan Gökalp Kökçü'ye devredilmişti.
Tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, emniyetteki paralel yapı soruşturmasında tutuklu bulunan eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın "şüpheli", cinayet davasının sanığı Ogün Samast'ın ise "tanık" sıfatıyla ifadelerine başvurmuştu.
Soruşturma kapsamında polis memurları Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ile Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir tutuklanmıştı.
Soruşturmanın şüphelilerinden Ramazan Akyürek'de, geçen Ekim ayında şüpheli olarak ifade vermişti. Akyürek ifadesinde, Dink'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından korunması gerektiğini vurgulayarak, 'Ben İstanbul Emniyet Müdürü olsaydım mutlaka tedbir alırdım' demişti. Ramazan Akyürek 16 sayfa tutan ifadesinde kendisine sorulan sorulara da 12' kez 'hatırlamıyorum' 15 kez de 'bilgi sahibi değilim, bilmiyorum' diye cevap vermişti.
Soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, Ramazan Akyürek hakkında TCK 83.maddesi gereği gözaltı talimatı verdi. Gözaltına alınan Akyürek, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Akyürek'in İstanbul'a getirileceği kaydedildi.
Ramazan Akyürek Hrant Dink soruşturması kapsamında geçen Ekim'de verdiği ifadesinde kendisine sorulan sorulardan bazılarına 'Hatırlamıyorum ve bilmiyorum' şeklinde ifade vermişti. İşte Akyürek'in hatırlamadıkları ve bilmedikleri :
Yasin Hayal’i İstanbul’da yakaladılar ve bana bu çerçevede yararlanabilecekleri bir yardımcı istihbarat elemanı bulduklarını söylediler, ismini söylemiş olabilirler ama ben hatırlamıyorum.
Ben Erhan Tuncel’in Mc Donald’s olayı ile ilgili herhangi bir ilgisinin olduğunu ve sizin belirttiğiniz atılan bombayı yapan kişi olduğu hakkında hiçbir bilgiye sahip değilim.
23 Kasım 2006 tarihinde ben İstihbarat Daire Başkanı iken, Trabzon’dan Erhan Tuncel’in ajanlıktan çıkartılması ile ilgili yazı geldiği dönemlerde onun yerine bir ikame yapılmadığı veya teknik takip yapılıp yapılmadığı konusunda bana bilgi verilmedi, bilgi sahibi değilim.
Yasin Hayal hakkında teknik takip kararı alındığına yönelik bir bilgi sunulup sunulmadığını hatırlamıyorum.
Ben Trabzon İl Emniyet Müdürü iken Yasin Hayal ve diğerlerine yönelik bir teknik takip yapıldığını biliyorum, böyle bir çalışmadan haberdarım ama içeriğini bilmiyorum.
Trabzon’da iken yapılan teknik takip yani dinlemenin sonucunda elde edilen görüşmelerin çözülüp çözülmediği bilgisine sahip değilim.
Muhittin Zenit ile Erhan Tuncel arasındaki ilişkinin devam edip etmediğini bilmiyorum. Bu konuşmanın muhteviyatı ile ilgili bilgi sahibi değilim.
Ne Ali Öz’ün bana ne de benim Ali Öz’e bilgi sunumu yapıp yapmadıklarımızı hatırlamıyorum. Bu konuda ne tür tedbir alınacağına dair konuşulduğunu hatırlamıyorum.
Hrant Dink’in medyaya yansıyan özellikle Hrant Dink ile ilgili davaların görüldüğü adliyelerde veya o bölgelerde uğradığı saldırılar dışında özel bir bilgi gelip gelmediğini hatırlamıyorum.
Trabzon İstihbarat Şubesi’nin log kayıtlarının tutulduğu bilgisayar ‘server’larının daire başkanlığımıza gönderilip gönderilmediğini hatırlamıyorum.
Ben log kayıtlarının kimler tarafından silinebileceği yönünde net bir bilgiye sahip değilim. Trabzon’dan gelen log kayıtlarının silinip silinmediğini bilmiyorum.
Ben Hrant Dink’e ilişkin log kayıtlarının silinip silinmediğinden haberdar olmadığım için eğer silinmiş ise ne amaçla silindiği hakkında bilgi sahibi değilim.
Ben o tarihte İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile görüşme yapıp yapmadığımı hatırlamıyorum.
Bana göstermiş olduğunuz şemaların hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda bilgi sahibi değilim. Gördüğüm şemaları hatırlamıyorum. (Hrant Dink cinayetine ilişkin şüphelilerle ilgili hazırlandığı ileri sürülen şema.)
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
MADDE 83. - (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.