Dink cinayetinde 9 kamu görevlisi hakkında verilen takipsizlik kararı kaldırıldı

Dink cinayetinde 9 kamu görevlisi hakkında verilen takipsizlik kararı kaldırıldı

AGOS Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinde ihmal ya da kasıt sahibi olduğu iddia edilen eski İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İl Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah, eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve altı polis hakkındaki kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldı.

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, mahkeme, bu şüpheliler hakkında izin yoluna başvurmaksızın, doğrudan soruşturma açılması gerektiğini vurgularken; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Dink’le ilgili ihlal kararındaki tespitler ışığında işlem yapılmasını istedi. Dink Ailesi Avukatı Hakan Bakırcıoğlu, bu kararla birlikte Güngör, Cerrah, Güler ve altı polis hakkında dava açılmasının mümkün hale geldiğini belirtti.

 

AİHM kararından sonra

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Dink-Türkiye kararı sonrasında Dink Ailesi avukatları 2011 yılında, ihmal ve kastı olan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bu başvurudan iki yıl sonra çıkan 4. Yargı Paketi kapsamında, geçmişte verilmiş kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların

Etkin soruşturma yapılmadan verildiğine ilişkin AİHM’in kesinleşmiş kararı olması halinde üç ay içerisinde yeniden soruşturma açılacağı belirtilince avukatlar ikinci bir şikayet daha yapmıştı.

İstanbul BaşsavcıIığı, Trabzon’daki jandarma ve emniyet görevlileri hakkındaki evrakı yetkisizlik kararıyla bu şehre gönderirken, o dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler hakkındaki soruşturmayı yetkisizlik kararıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yolladı. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve altı polis ile dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngör hakkında, soruşturma izni verilmesi için İstanbul Valiliği’ne başvurdu. İçişleri Bakanlığı tarafından atanan mülkiye müfettişi izin verilmemesi yönünde kanaat bildirince valilik de aynı yönde karar verdi. Dink Ailesi’nin bu karara yaptığı itiraz, 22 Ocak 2014’te İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. İstanbul Başsavcılığı da 21 Şubat’ta mahkemenin kararına dayanarak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Vali Yardımcısı Ergun Güngör hakkında “Evrakın İşlemden Kaldırılmasına” karar verdi. Dink Ailesi, bu karara itiraz etti.

 

AİHM kararlarına göre soruşturulsun

 

İtirazı değerlendiren Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Mayıs’taki kararında, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı kaldırdı. Kararda, Dink’in ölümüne ilişkin AİHM kararında, kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yürütülmediğinin saptandığı ve 4. Yargı Paketi’ne göre de bu durumda yeniden soruşturma açılabileceği belirtildi. Kararda, şöyle denildi:

“Madde ve ihlal kararı içeriği değerlendirildiğinde; ihlalin yerine getirilmesinin ancak doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı anlaşılmaktadır. Aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngünün ortaya çıkacağı tartışmasızdır. Diğer yandan müştekiler vekillerince AİHM’nin ihlal kararından sonra 17.01.2011’de CMK 250 maddesi ile görevli İstanbul Savcılığı’na başvurularak AİHM kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul Valiliği, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında soruşturma yapılması ve dava açılması talebinde bulunulduğu, soruşturmanın sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, İstanbul Başsavcılığı’ndaki 2007/972 soruşturma sayılı evrakın da incelenerek aynı konuda soruşturma olup olmadığının saptanması, AİHM’nin ihlal kararındaki tespitler dikkate alınarak temel soruşturma işlemlerinin yapılarak şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği...”

 

Dava yolu açıldı

 

Avukat Hakan Bakırcıoğlu, bu karar ile birlikte eski İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve altı polis hakkında Dink cinayetinden ötürü dava açılmasının mümkün hale geldiğini ifade etti.