T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne Uludere'deki 34 vatandaşımızın ne de İstanbul'da sokak ortasında hunharca katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hrant Dink'in davası, geçmişte olduğu gibi Ankara'nın derin dehlizlerinde kaybolmaz kaybolamaz" dedi. Hiçbir provokasyonun gizli kalmayacağını belirten Başbakan Erdoğan, "6 farklı dilde aynı ezgiyle, aynı duyguyla söylenen Sarı Gelin türküsünü, Şişli'de sıkılan kurşun susturamaz'' diye konuştu.Erdoğan, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi 1. Etap konutlarının hak sahipleri kura çekimi töreninde yaptığı konuşmada, AK Parti Hükümeti'nin diğer hükümetlerden farkını anlattı.Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:''Biz gideriz, Moğolistan'da Türklerden kalma ilk yazılı anıtlara sahip çıkarız. Biz gideriz, Saraybosna'da, Prizren'de, Priştine'de, Üsküp'te, Kudüs'te atalarımızın mirasına sahip çıkarız. Biz, Diyarbakır'da, Edirne'de, İstanbul'da, Mardin'de, 81 vilayette vakıf eserlerini, tarihi eserleri bulur, ortaya çıkarır, tamir ederiz. Herkesin unuttuğu, Ankara'nın Hacı Bayram Veli'sini biz hatırlar, hayırla yadeder, şanına yaraşır bir türbeye kavuştururuz. Aynı şekilde, Samsun'da 19 Mayıs'ın hatırasına, Çanakkale'de, Sakarya'da, Sarıkamış'ta şehitliklere biz sahip çıkarız. Biz eser üretiriz, biz eser ortaya koyarız ama onlar sadece işin edebiyatını yapar, sadece istismarını yaparlar. Ankara'nın taşına bak gözlerimin yaşına bak... Bunlar bu. Siz, birileri gibi göz yaşı dökmeye devam edin. Biz Gazi Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine doğru yürümüyor, koşuyoruz. Farkımız bu. Hatta koşmuyor, bir cazibe merkezi haline getirdiğimiz Ankara'dan Türkiye'ye artık yüksek hızlı trenlerle, saatte 250 kilometreyle adetauçuyoruz.Böyle anamuhalefet partisi genel başkanı olur mu ya, nasıl genel başkan bu? Kendi ülkesinin, bu milletin çıkarlarını gözetmeyen, yurt dışında kendi ülkesini şikayet eden, ekonomiyi kötüleyen, karalayan bir anamuhalefet partisi genel başkanı olabilir mi? Maalesef Türkiye'de var... Bakın Brüksel'de, Avrupa Sosyalist Partiler Kongresi'nin panelinde konuşuyor ve aynen şu ifadeleri kullanıyor; 'Dünyada cari açıkta bir numarayız' diyor. Doğruyu söylemediği gibi, bunu Brüksel'de yabancılara ifade ediyor. 'Hapisteki gazeteci sayımız Çin'den fazla, medya özgürlüğü yok' diyor. Bunu da Brüksel'de söylüyor. 'Bizim yöneticilerimiz Arap ve Ortadoğu yöneticilerine özeniyor' diyor. 'Türkiye'de ekonomik iyileşmenin abartıldığını' söylüyor. Tekrar ediyorum, bunları CHP grup toplantısında değil, Brüksel'de, yabancıların önünde söylüyor.Allah aşkına, Türkiye ile ilgili cahilce açıklamalar yapan, ABD Cumhuriyetçi başkan aday adayı Rick Perry ile bizim anamuhalefet partisi genel başkanı arasında ne fark var? Fark şu; birisi Teksas'ta yaşıyor, diğeri Ankara'da. Birisi Teksas'tan Türkiye'ye Fransız, diğeri Ankara'dan Türkiye'ye Fransız...''Hrant Dink davasıAnkara'nın, Türk milletinin kalbinin attığı başkent olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Ankara'nın, dünyaya gururla bakan, ekonomisiyle dünyada takdirleri toplayan, kahraman bir ülkenin, aziz bir ülkenin, hakkı ve hukuku en güçlü şekilde savunan Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyadaki sesi ve nefesi olduğunu dile getirdi.Ankara'yı bu anlayışla bugünlere taşıdıklarını ve geleceğe taşıyacaklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:''Biz Ankara'yı dönüştürüyor, sadece bu milletin, 74 milyonun değil, adaletin, hukukun, kardeşliğin, uluslararası dayanışmanın, uzlaşmanın başkenti konumuna yükseltiyoruz. Biz Ankara'da sadece çöp dağlarına son vermedik. Biz Ankara'da sadece kirli havaya son vermedik. Biz Ankara'da sadece kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirmedik. Biz, Ankara'nın sadece çehresini değil, altını çizerek ifade ediyorum, köhnemiş ruhunu, sağır, dilsiz, tepkisiz hantallığını, ağır bürokratik havasını değiştirdik.74 milyonun Ankara'dan umutlarının tükendiği bir anda, biz Ankara'yı bu milletin, bu coğrafyanın umudu haline getirdik. Ankara'nın derinlerine, kılcal damarlarına işlemiş olan suç örgütlerini, derin ilişkileri tek tek deşifre ettik. Biz Ankara'daki o hantallığın bizi dönüştürmesine müsaade etmedik; tersine, Ankara'yı milletin iradesi doğrultusunda dönüştürdük, dönüştürmeye de devam ediyoruz. Şunu herkes bilsin ki, Ankara'nın gözü, kulağı, bütün benliği şu anda Van'daki kardeşlerinin üzerinde, onlarla birliktedir. Ankara'nın yüreği Uludere ile birliktedir. Ankara artık, kendi sınırlarının ötesini göremeyen bir miyop değil. Ankara, sadece Gazze'yi, Kudüs'ü, Şam'ı, Somali'yi görüp, yanı başındaki illere tepkisiz bir hipermetrop da değil.Ne Uludere'deki 34 vatandaşımızın, ne de İstanbul'da, sokak ortasında hunharca katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hrant Dink'in davası, hiç kimsenin endişesi olmasın, geçmişte olduğu gibi, Ankara'nın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz. Türkiye artık eski Türkiye değil. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz. Hiçbir tezgah, hiçbir komplo, hiçbir provokasyon gizli kalamaz.Bir kere şunu herkes bilsin; 6 farklı dilde, aynı ezgiyle, aynı duyguyla söylenen Sarı Gelin türküsünü, Şişli'de sıkılan bir kurşun susturamaz. Hükümet olarak yürütme olarak bugüne kadar bizim sorumluluğumuz neyse biz onu hakkıyla yerine getirmenin gayreti içinde olduk. Bundan sonra da aynı samimi gayreti göstereceğiz. Bakınız olay olmuştur ve 32 saatte faili yakalanmıştır. Bu, yürütmenin bu konu üzerinde ne kadar hassas olduğunu, ne kadar bu işte işi sıkı tuttuğunun bir ifadesidir. Dolayısıyla şu anda sağda solda köşelerinde yazı yazanlar yürütmeye konuşurken, hükümetimize konuşurken önce kendilerine şöyle bir çeki düzen versinler de ondan sonra konuşsunlar. Bu bir faili meçhul olmamıştır. Anında işin üzerine gidilmiş ve 32 saatte neticelendirilmiştir. Bunların bağlantıları şu, bu, vesaire... Bu ülkede yargı yürütmeye neyi bu noktada isterse, yürütmeden isterse yürütme onu yapar. Yapmıyorsa o zaman bütün bu sorumluluğun altına bizzat imzamızı atarak biz gireriz ama bu ülkenin bir yasama yürütme, yargı erki olduğun da herkesin bilmesi lazım.Yeri geldiği zaman 'diktatörlük', yeri geldiği zaman 'demokrasi' diyeceksin. O zaman demokraside biz bileceğiz ki kuvvetler ayrılığı prensibi var. Bunun gereği neyse onu yapacağız. İşte biz, bunu yapıyoruz ve yaptık. Hiç kimse ama hiç kimse sanki hükümet yargılama yapıyormuş gibi faturayı hükümete kesme yanlışına düşmemelidir. Yargılama süreçlerini hükümetten bilenler de hata yaparlar. Hükümetin süreçlere müdahale etmesini isteyenler de yanlış yaparlar. AK Parti'nin aklığına temizliğine kimse leke süremez gölge düşüremez. Kaldı ki Dink davasında da dosya kapanmamış süreç tamamlanmamıştır. Devam eden bir süreç var. Temyiz aşamasında umuyorum ki yargı şüpheleri giderecek kamu vicdanını rahatlatacak adımları atacaktır.''