Dink'i valilikte 'uyaran' iki MİT'çinin savunması: "Biz sadece Sabiha Gökçen belgelerini istedik." MİT'in yazısı ise öyle demiyor.
Milliyet'in haberine göre, Hrant Dink’i 2004’te İstanbul Valiliği’ne çağırıp ‘ikaz ettikleri’ öne sürülen MİT’çiler Özel Yılmaz ile Handan Selçuk, görevlerinin Sabiha Gökçen’in Ermeni kökenli olduğuna ilişkin belgeleri Dink’ten almaktan ibaret olduğunu savundu. Oysa Dink’in ölümünden bir hafta önce yazdığı yazı ve MİT belgesi bunu yalanlıyor.
Radikal, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın haklarında ‘takipsizlik’ kararı verilen iki MİT’çi Özel Yılmaz ile Handan Selçuk’un ifadesine ulaştı. Buna göre, 2010 yılında MİT’çiler hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan şikâyetçi olundu. Ankara Başsavcılığı da 21 Haziran 2010’da Başbakanlık’tan soruşturma izni istedi. Başbakanlık 21 Ocak 2011’de izin verdi. Savcı Murat Demir, 9 Mayıs 2011’de Özel Yılmaz ile Handan Sulçuk’un ifadelerini aldı. Özel Yılmaz, MİT Müsteşarlığı’nın emriyle valilikteki görüşmeye katıldıklarını, Dink’ten, Agos gazetesindeki yazısında Ermeni asıllı olduğunu belirttiği Sabiha Gökçen’e ilişkin belgeleri almak dışında bir görevlerinin olmadığını savundu. Yılmaz, şöyle dedi:
“Toplantıda Dink bizim MİT mensubu olduğumuzu bilmiyordu. Kendisinden habere ilişkin belge ve fotoğrafların birer suretini (Vali Yardımcısı Ergün Güngör) Ergün Bey istedi. Dink gittikten sonra belgeleri alarak MİT’e ilettik. Benim ve Handan hanımın toplantıya katılma sebebimiz habere konu bilgi ve belgelerin birer suretini alıp müsteşarlığa iletmekten ibaretti. Bunun dışında herhangi bir vazifemiz yoktu. Biz bu görevimizi ifa ettik. Öldürülmesine kadar Hrant Dink ile ilgili bize görev verilmedi. Suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımızda neden soruşturma izni verildiğini anlamış değilim. Herhangi bir görevi kötüye kullanma ve ihmal suçu işlemiş değilim.”
Handan Selçuk ise görüşmede yalnızca Güngör’ün Dink’le konuştuğunu öne sürerek, şöyle devam etti: “Vali Yardımcısı Ergün Bey bizi bir yakını olarak tanıttı. Vali Bey kendisinden bu tür yazıları yazmanın toplumda bazı grupları rahatsız edebileceğini, bazı olaylara sebebiyet verebileceğini, daha dikkatli yazıların yazılması gerektiğini ve buna benzer sözler söyledi. Bu toplantıya ilişkin Dink 12 Ocak 2007 tarihli Agos’ta haber de yaptı ve yazdığı yazıda aleyhimize herhangi bir cümleden söz etmedi.”
Oysa MİT’in 19 Temmuz 2010’da Dink davasının görüldüğü İstanbul Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazıda, savcılık ifadelerinin aksine, Yılmaz ve Selçuk’un Dink’i ‘ikaz ettikleri’ vurgulandı: “Ermenilik faaliyetleri ve Agos gazetesi kapsamında Dink hakkında basına yansıyan haberlerin dışında bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. ‘Sabiha Gökçen’ olayı olarak bilinen haberlerin yayımlanmasından sonra Dink’in valiliğe davet edilmesinden müsteşarlığımızın bilgisi olmuştur. Teşkilat yetkililerince müsteşarlığın şifahi talimatları doğrultusunda, anılan Sabiha Gökçen’le ilgili haberlerin toplum içinde infial uyandırabileceği ve duyum ve söylemlere dayanan bu haberleri yayımlamanın özellikle toplumda bulunan bazı kişi ve çevrelerce çarpıtılarak kullanılabileceği ifade edilmiştir.”