T24 - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk için "zamanaşımı süresinin dolduğunu" belirterek kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Gazeteci Hrant Dink’i 2004 yılında İstanbul Valiliğine çağırarak ‘uyardığı’ iddia edilen MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk hakkında, Dink ailesi avukatlarının başvurusu üzerine soruşturma başlatılmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaklaşık 1 yıldır yürütülen soruşturmada Eylül ayında “kovuşturmaya yer olmadığı" kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir tarafından verilen kararda, “Şüphelilerin Hrant Dink’in de katıldığı İstanbul Valiliği’nde dönemin Vali Yardımcısı Ergün Güngör başkanlığında yapılan toplantıya katıldıkları, bu toplantıda Sabiha Gökçen hakkında yapılan haberin konuşulduğu ve Hant Dink’in elinde bulunan ve Sabiha Gökçen ve yakınlarına ait olduğu iddia edilen belge fotoğrafları Vali Yardımcısı vasıtasıyla aldıkları ve MİT Müsteşarlığı’na teslim ettikleri belirlenmiştir" denildi. 'Tedbir için herhangi bir girişimde bulunmadılar' Savcılık kararında şu ifadeler yer aldı: “24 Şubat 2004 tarihinde yapılan toplantıda Hrant Dink’e hitaben şüpheliler tarafından ‘Sabiha Gökçen ile ilgili haberlerin toplum içinde infial uyandırabileceği ve duyum ve söylentilere dayanan bu haberleri yayınlamanın özellikle toplumda bulunan bazı kişi ve çevrelerce çarpıtılarak kullanılabileceği hususlarının ifade edildiği’ tespit edilmiştir. Bu bilgiler ışığında Hrant Dink’in 2004 yılının şubat ayında yapılan görüşmeden sonra bazı kişilerce hedef alındığı, hayatının tehlike altında olduğu, ilgililerin bu durumu bildiği, buna bağlı olarak Hrant Dink’i uyardıkları ancak bu uyarıyı üst makamlara bildirip gerekli tedbirin alınması için herhangi bir girişimde bulunmadıkları tespit olunmuştur" 'Zamanaşımı süresi 5 yıl' Kararda "şüphelilerin üzerlerine atılı suçun görevi ihmal veya görevi kötüyle kullanma suçlarını düzenleyen maddeleri ihlal eder nitelikte olduğu ancak 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, şüphelilere soruşturma izni verilmesini gerektiren eylem olan toplantının 24 Şubat 2004 tarihinden itibaren 24 Şubat 2009’da dolduğu" ifade edildi. Şüpheliler hakkında soruşturma izninin 21 Ocak 2011 tarihinde verildiği, izin tarihi itibariyle şüphelilerin üzerine atılı suçun zamanaşımına uğramış olduğu vurgusu yapılarak “Zamanaşımı nedeniyle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildi. Avukatlardan karara itiraz Kararı alan avukatlar, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Başsavcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının bozulmasını talep eden Dink Ailesi’nin avukatları dilekçede, kanunlara göre söz konusu kişilerin Hrant Dink cinayetini engellemek, koruyucu ve önleyici tedbirler almakla yükümlü olduklarını belirtti. Dilekçede, Yılmaz ve Selçuk’un, bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için TCK'nın 83. maddesine göre Hrant Dink cinayetinden sorumlu oldukları kaydedildi. Suç tarihinin Hrant Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak 2007 olarak kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Şüphelilerin eylemleri açıktır. Yasadan kaynaklanan görevlerini yerine getirerek önlem almış olsalardı Hrant Dink’in öldürülmesine engel olacaklardı. Olmadılar. O halde eylemleri ihmal yoluyla insan öldürmedir. Kasten insan öldürme eylemini ihmali davranışla işlemişlerdir. Bu suçtan yargılanmaları gerekir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek bu yargılamanın önünün kesilmesi hukuki değildir."