Dinler arası diyalogtan kim ne anlıyor?

Dinler arası diyalogtan kim ne anlıyor?

Papa’nın Türkiye ziyareti öncesinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İtalyan La Stampa gazetesine verdiği demeçte dinlerarası diyalog konusunda aşırı iyimser beklentilere girilmemesine ilişkin sözler sarf etmişti.

Görmez’in “Dinlerarası diyalog İslam ile Hıristiyanlık arasında kullanılan bir tabir değildir. Vatikan’ın kullandığı dinlerarası diyalog tanımlaması daha ziyade Hrıstiyan kiliselerinin birbirleri arasında diyalogu içermektedir. Elbette dini yapıların dünyanın ahlaki sorunlarıyla ilgili olarak birbiriyle konuşmaları mümkündür. Bu tür ziyaret ve ilişkileri, mütevazı ve beşeri ilişkilerin ötesine taşımak bizi hakikatten uzaklaştırır” şeklindeki sözleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dinler arası diyalogu, nezaket görüşmelerinden ibaret gördüğü savını gündeme getirdi.

Akademik algı farklı

DW’nin sorularını yanıtlayan Osnabrück Üniversitesi İslam İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rauf Ceylan bir ilahiyatçı olarak dinler arası diyalog kavramından algıladıklarının Mehmet Görmez’in tarifiyle uyuşmadığını belirterek şöyle konuştu: "Biz akademisyenler olarak farklı bir görüşe sahibiz. Üniversitelerde kültürler arası diyalog ve komünikasyon bilim dalları vardır. Diyalog benim gerçeklerim var, bunu gidip başka dinlere dayatayım anlamına gelmez. Diyalogda dinlerin gerçekleri, ortak özelikleri ve farkları konuşulur. Yani tek taraflı bakılmaz."

Papa’nın Türkiye ziyaretini değerlendiren Vatikan Devlet Sekreteri aynı zamanda başbakanlık görevini de yürüten Kardinal Pietro Parolin de dinlerarası diyalog kavramını aslında Görmez’den farklı yorumlamadı. Vatikan Televizyonu’na ziyaretle ilgili açıklamalarda bulunan Parolin, ziyaretin ana temalarından birinin dinler arası diyalog olduğunu vurguladı. Ancak bunu daha çok kiliseler arasındaki dostluk ilişkilerini pekiştirmeye yönelik bir temas olarak gördüğünü kaydetti.

Vatikan nasıl bakıyor?

Parolin, “Papa Françesko kiliseler arasındaki dostluk, işbirliği ve diyalog bağlarını güçlendirmek, zulüm altındaki, zor durumdaki Hıristiyan kardeşlerimizin endişelerini dile getirmek için Türkiye’ye gidiyor” diyerek, bir anlamda Vatikan ile Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanlığının diyalog kavramı konusunda neredeyse görüş birliğinde olduklarını dile getirdi.

Prof. Dr. Ceylan, İlahiyat biliminin diyalog kavramını, Vatikan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan farklı yorumladığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyalogdan başka alternatifimiz yok. Katolik dünyasının liderinin Türkiye'yi ziyaret etmesinin öncelikle sembolik bir anlamı var. Ancak diyalog karşılıklı mümkün olur. Sadece Vatikan'ın Türkiye'ye gelmesi yeterli değil. Türkiye'de de yetkililer ve dini temsilciler bu fırsatı değerlendirip kendi mesajlarını vermeli."

Dinlerarası diyalog çalışmalarının Almanya’da 1970’li yıllardan beri yapıldığını ve olumlu sonuçlar elde edildiğini belirten Prof. Ceylan şunları söyledi: "Almanya'da Müslümanlarla Hıristiyanlar arasındaki diyalog iyi sonuçlar veriyor. Medyadaki tartışmaları bir tarafa bırakırsak kilise ve camiler arasındaki diyalog sayesinde sıkı işbirliği içindeler. İşçi göçünün başlangıcında kiliseler kapılarını Müslümanlara açmış, onlar da buralarda bayram namazı kılmıştı."