Kendisini "Hür yandaş gazete" olarak tanımlayan Diriliş Postası, başyazısında, “Lojmanlara bombalı araçla saldırıp 5 aylık bir bebeği öldürenin eylem fikri 1128 imzacıya aittir” diye yazdı.
“Toplumsal yapıyı bozmaya yönelik terör faaliyetlerini desteklemek, güçlendirmek ve yaygınlaşması için ortaya metin çıkarmak bir eve roket atıp 8 yaşında kızı öldürmekle aynı suçtur” denen yazıda, “PKK’nın silahlı gücü tamamen bitirilse o 1128 kişinin temsil zihniyeti yerine bir haftada daha beter bir örgütü kurabilir” ifadelerine yer verildi.
Diriliş Postası'nda yayımlanan başyazı şöyle:
1128 Akademisyen, şu kadar sanatçı, bilmem ne kadar tiyatrocu, falan miktar şarkıcı, filan miktar dizi şöhreti derken PKK’ya destek olmak için toplanan güruh konusunda hayati hatalar yapıyoruz.
Cizre’de, Silopi’de, Dargeçit’te Diyarbakır’ın Sur Mahallesinde ya da İstanbul Okmeydanı semtindeki bir hücre evinde kime karşı mücadele veriliyor? Mesele elinde silahlı olan bir avuç serseri midir gerçekten? Hamaney’den, Putin’den, Netenyahu’dan, Obama’dan, adada ki Kraliçe’den destek alan serseriler olması mı onları önemli yapıyor? Şiddetli patlamalar yapabilecek bombaları olan serseriler olsun, kendine bomba bağlayıp insanların içinde patlatacak kadar gözü dönmüş olsunlar. Hatta sayıları binleri aşmış olsun. Bunlar gerçekten dert midir? Derttir ama çözülemeyecek dert değildir.
Bu meseleyi çözümü zor hale getiren terörün gerçek gücüne yoğunlaşarak çözebiliriz ancak. “Hedef gösteriliyoruz” diyerek yaygara yapacaklar. Kınanmak hedef gösterilmek değildir. İfade özgürlüğü varsa kınama özgürlüğü de vardır. Toplumsal yapıyı bozmaya yönelik terör faaliyetlerini desteklemek, güçlendirmek ve yaygınlaşması için ortaya metin çıkarmak bir eve roket atıp 8 yaşında kızı öldürmekle aynı suçtur. Lojmanlara bombalı araçla saldırıp 5 aylık bir bebeği öldürenin eylem fikri 1128 imzacıya aittir. Yapılabilir hatta yapılmak zorundadır diye “devrimci şiddet” e ikna edenler o teorisyenlerdir. Hitler arkasındaki entelektüel kadro dünyada eşi benzeri görülmemiş bir akademisyen ve sanatçı ordusuydu. PKK’nın arkasındaki “aydın” kadro da aynı Hitler’in aydın kadrosu gibi cinayetlere tevil etmekle kalmıyor yeni cinayetlerinin teorik zeminini hazırlıyorlar. PKK’nın silahlı gücü tamamen bitirilse o 1128 kişinin temsil zihniyeti yerine bir haftada daha beter bir örgütü kurabilir. 1908’de İmro Çetesi İstanbul’a saldırırken aynı kadro kapıları açmış ve onlara Bulgarca “ya istiklal ya ölüm diye” slogan ezberletmişlerdi. Şimdi PKK’ya hendek kazdırıyorlar. PKK destekçisi akademisyenleri suçlu yapan fikirlerini beyan etmeleri değil, katliamı tevil ederek yeni katliamlara teşvik etmeleri.