Karaman'da 'çocuklara cinsel istismar' davası kararına ilişkin olarak, "Devrimci geleneğin pedofilisine 508 yıl hapis cezası" manşetini atan Diriliş Postası gazetesi Başyazarı Erem Şentürk,"Ben müdahil olmak istiyorum dedi bir Baro Başkan'ı. Mahkeme Başkan'ı kabul edene kadar bağırdılar salonu provoke ettiler. Mahkeme Başkan'ı kabul etti bu sefer yine bağırmaya başladılar. Dava ertelensin. Dosyayı incelemek istiyoruz diye. Amaç sürüncemede tutmak ve istismar ettikleri mağdur çocuk davasını canlı tutmaktan başka bir şey değildi aslında. Böyle yürüyor memlekete muhalefet işleri. Arada çocukları bile feda ediyorlar" dedi. "Ensar Vakfı ya da KAİMDER'i korumamız mı gerekiyor? Ne münasebet! Gerekiyorsa kapansınlar bile. O yurtlar gerekli hizmetleri yapan değerli yerler ancak hiçbiri kutsal bir yer değil. Mesele çocukları zayi etmemek" ifadelerini kullanan Şentük, "Bu çocukları pedofili sapıklarından ve onları isitismar eden kronik muhalefetten aynı anda muhafaza etmeliyiz. Mahkeme salonunda Ensar Vakfı kapatılsın diye avaz avaz bağıran birkaç avukatı sabırla dinleyip çocuklarla ilgili derdi var mı diye anlamaya çalıştım. Zerre umurunda değil çocuklar. Tek derdi kendi zaten kapıda bağırdı. AK Parti gidene kadar bu dava devam edecek diye bağıra çağıra bir şeyler anlatıyordu" diye yazdı.
Erem Şentürk'ün "Karaman Davası" başlığıyla yayımlanan (21 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"Sabah saat 9 olmadan Karaman Adliyesi’ndeydik. 10 çocuğa karşı taciz, cinsel istismar ve nitelikli istismar suçlarını işleyen sapığın davası görülmeye başlanacaktı ki tezviratlar, provokasyonlar ve mağdur çocukları istismar etmeye kalkan başka istismarcılar ortalığa saçıldı. Davaya mı bakalım onlara bakalım diye bir kaç dakikalık şaşkınlığın ardından mahkeme başkanı davaya ara verdi.
"Davayı toplumdan kaçırıyordunuz" provokasyonu hızla yayıldı adliye koridorunda. Bir yalan, bizzat gerçeğin olduğu yerde bile bu hızla yayılıyorsa sosyal medyada yayılmamışsa şaşmalı. Halbuki müdahil olmak isteyen 15 Baro’dan gelen 50 isteği kabul edildi. Gerçek bu ama yalanlar yayılmaya devam ediyordu. Yabancı ülkelerin haber merkezleri sabah Karaman'da gösteri yasağı olduğunu polisin müdahale ettiğini yazdılar. Halbuki kapının önüne toplanan çeşitli ideolojik gruplar istedikleri gibi bağırdılar. Kimse onlara müdahale etmedi. Çocuklar umurunda değildi hiçbirinin. Hükümet istifa etsin, Cumhurbaşkanı gitsin, Diyanet İşleri Başkan'ı istifa etsin, Ensar Vakfı kapatılsın ve Nükleer santral yapılmasın diye bağırıyorlardı. Dava devam ederken onlar da yalan söylemeye devam ediyorlardı. "Davanın üstü örtülmek istiyor" diye provokasyon yaptıkları sırada AK Parti Denizli Milletvekili Avukat Cahit Özkan salonda Mahkeme Başkan'ına hitaben yaptığı konuşmada Türkiye'nin taraf olduğu uluslarası sözleşmelere atfen davanın takipçisi olduklarını ve sanık için en ağır cezayı talep ettiklerini dile getiriyordu. Bir Baro Başkanı’nın Mahkeme Başkanından talep ettiği şeyi duyunca her şey ortaya çıkmıştı aslında. Davadan karar çıkartmamak için ve istismar edilmiş çocukları istismar etmeye devam etmek için mağdur çocuklar üzerinden siyaset üretmeye devam etmek, uzatmak ve mümkün olduğunca erteletmek istiyorlardı. Sorsan hepsi çocuklara çok üzgün ama! Ben müdahil olmak istiyorum dedi bir Baro Başkan'ı. Mahkeme Başkan'ı kabul edene kadar bağırdılar salonu provoke ettiler. Mahkeme Başkan'ı kabul etti bu sefer yine bağırmaya başladılar. Dava ertelensin. Dosyayı incelemek istiyoruz diye. Amaç sürüncemede tutmak ve istismar ettikleri mağdur çocuk davasını canlı tutmaktan başka bir şey değildi aslında. Böyle yürüyor memlekete muhalefet işleri. Arada çocukları bile feda ediyorlar. Sorsan hepsi çocuklara çok üzgün! Ensar Vakfı ya da Kaimder’i korumamız mı gerekiyor? Ne münasebet! Gerekiyorsa kapansınlar bile. O yurtlar gerekli hizmetleri yapan değerli yerler ancak hiçbiri kutsal bir yer değil. Mesele çocukları zayi etmemek. Bu çocukları pedofili sapıklardan ve onları isitismar eden kronik muhalefetten aynı anda muhafaza etmeliyiz. Mahkeme salonunda Ensar Vakfı kapatılsın diye avaz avaz bağıran birkaç avukatı sabırla dinleyip çocuklarla ilgili derdi var mı diye anlamaya çalıştım. Zerre umurunda değil çocuklar. Tek derdi kendi zaten kapıda bağırdı. AK Parti gidene kadar bu dava devam edecek diye bağıra çağıra bir şeyler anlatıyordu. Bu işte korkunç bir şeydi. Çocukları hem pedofililerden hem de bunlardan korumanın bir yolunu bulmalıyız"