Diliriş Postası'nın bugünkü başyazısında AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin "Paralel yapı ile mücadele cemaat fabrika ayarlarına dönerse sona erecek" açıklaması eleştirildi. Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk imzasıyla yayımlanan başyazıda "Öncelikli olarak şunu iyi anlayalım, paralel konusu üzerine herhangi bir AK Partili siyasetçinin 'tamam, madem pişmansınız sizi affettik' deme hakkı yoktur" dendi. Erem Şentürk, yazısında "Bunlar fabrika ayarındayken Papazla İmama aynı anda nikah kıydıran adamlar. Haşa 'Dinler' diyerek sanki Allah katında İslam’dan başka din varmış gibi 'diyalog' zırvalığı ile Ekber Şah tiyatrosu oynayan döner sermaye bu edepsizler. Hangi fabrika ayarları anlamadım ki" ifadelerine yer verdi.
Diriliş Postası'nın bugünkü (26 Nisan 2016) nüshasında yayımlanan başyazı şöyle:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı "Mehmet Özhaseki'nin açıklaması üzerinden başlayan tartışmaya göre Fetullahçılar fabrika ayarlarına dönerse mücadele sona erebilirmiş. Kritik bir yanlış anlamayı ortaya koymamız lazım. Bu mesele yani paralel mücadelesi iki kardeşin incir çekirdeğini doldurmayacak sebepten çıkmış bir kavgası değil ki bir yolunu bulup sonlandıralım. Yanlış anlamışsınız! Askerle, İstanbul sermayesiyle, çoğunluğa tahakküm kuran elit azınlıkla, Siyonistlerle, Masonlarla, İrancılarla, batı hayranı mankurtlarla, lobilerle, localarla ve mandacılarla niye nasıl mücadele ediliyorsa paralelle de tamda aynı sebep ve yöntemlerle mücadele ediliyor. Öncelikli olarak şunu iyi anlayalım, paralel konusu üzerine herhangi bir AK Partili siyasetçinin “tamam, madem pişmansınız sizi affettik” deme hakkı yoktur. Bu mesele AK Parti’nin siyasi meselesi değildir çünkü siyasi bir mesele değildir. Mesele, devleti gasp eden vesayetlerden kurtulup hürriyete kavuşma meselesidir. Mesele, evlatlarımıza bağımsız, tam bağımsız bir Türkiye miras bırakabilme mücadelesidir. Mesele, Büyük Türkiye idealidir.
Fetullahçıların fabrika ayarları, tedbir yapıp gizlenerek devlete sızmak ve devlet büyüklerinin yanına yöresine sinsice yerleşmek. Asker alma ocakları gibi çalışan dershanelerde memleketin evlatlarını Pensilvanya’ya devşirmek. Yerleştirdikleri kameralar ve mikrofonlar bulunup imha edildi, yeni baştan kamera ve mikrofon mu döşeyecekler acaba, çünkü klasik bir Fetullahçının fabrika ayarı mahremi kaydedip şantaj arşivi oluşturmak. Bunlar fabrika ayarındayken Papazla İmama aynı anda nikah kıydıran adamlar. Haşa “Dinler” diyerek sanki Allah katında İslam’dan başka din varmış gibi “diyalog” zırvalığı ile Ekber Şah tiyatrosu oynayan döner sermaye bu edepsizler. Hangi fabrika ayarları anlamadım ki…
En ufacık bir nefes alma aralığında, antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakteriler gibi kendileri güncelleyip karşımıza başka bir halde çıkmaları engellenene kadar, yani tamamen tasfiye olup tek tek hepsi yok olana kadar sürecek bu mücadele. Devlete sızanların akıbeti hakkında ibreti alem olarak tarihe yazılacaklar.
Bir ileriki aşamada silahlanıp doğrudan silahla saldırma tehlikesi olan adamlardan söz ediyoruz. Kendilerine bağlı öğretim görevlileri üniversitelerde öğrencilere “silahlanın, kendinizi koruyun, çatışın, savaşın” diye anlatıyor. Bu adamları affetmeye kimin hakkı varmış? Fetullahçılardan doğrudan şahsınıza bir zarar geldiyse ve canınız isterse siz bunu affedebilirsiniz. Himmet diye kaptırdığınız paraları, şantajla tepenize binip kestikleri haraçları helal edin mesela kimseyi ilgilendirmez. Ama kalkıp topyekûn “hadi fabrika ayarlarınıza dönün sizi affedelim” çağrısı başka bir anlama gelir ve "Mehmet Özhaseki'nin hiç öyle bir niyeti olmasa da o tehlikeli anlama tevil edilir. Ezcümle: Müslüman bir halkın kendi iradesiyle seçtiği Recep Tayyip Erdoğan’a, Tağut, Tiran, Yezit, Ebu Süfyan, Ebrehe, Abdullah bin Sebe ithamında bulunanların şu anda durdukları nokta tam olarak onların fabrika ayarladır. Daha önceki durumları, İrancı ve Siyonist otoritelerinden öğrendikleri takiye ayarlarıydı efendim, yanlış anlama olmasın. Fetullahçılara “fabrika ayarlınıza dönün” demek “yeniden takiye yapın” demektir ve bunun memlekete hiçbir faydası yoktur.