Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "AB'ye katılım Türkiye'nin egemenliği ve çıkarları için bir zorunluluk. Avrupalı olup AB sistemi dışında kalma lüksümüz yok. Onun için biz katlım konusunda kararlıyız" dedi.
Kaymakcı; Mardin Valiliği'ndeki 'İl İl AB Buluşmaları-12' programında yaptığı konuşmada, tarihini akışını değiştiren, kuşaklara ilham veren bir coğrafyada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Türkiye ile AB ilişkileri hakkında bilgilendirmede bulunan Kaymakcı, "1999 yılından itibaren AB'ye aday ülkeyiz. 2002 yılından itibaren de AB'nin bazı mali imkanlarından yararlanmaya ve bazı birlik programlarına katılmaya hak kazandık. Bu çerçevede Mardin'de şu ana kadar gerçekleştirilen 477 proje var. Bunlara aşağı yukarı 114 milyon avro kaynak ayrılmış durumda" diye konuştu.
"Türkiye'nin AB'ye üye olma meselesi tamamen Türkiye'nin çıkarları ve egemenliğiyle ilgili bir konu. AB'ye katılım Türkiye'nin egemenliği ve çıkarları için bir zorunluluk. Avrupalı olup AB sistemi dışında kalma lüksümüz yok. Onun için biz katılım konusunda kararlıyız. Katılım dışındaki ilişkilerimizin bize çok faydası yok" ifadelerini kullanan Kaymakcı, katılım müzakerelerinde şu ana kadar 16 faslı açtıklarını, bir faslı kapadıklarını bildirdi. Kaymakcı, katılım müzakerelerinde siyasi engellerin bulunduğunu, bunların aşılmayacak engeller olmadığını belirtti.
AB ile Gümrük Birliği ve vize serbestisi konusuna da değinen Kaymakcı, bu konunun genişletilmesi ve güncellenmesi için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Kaymakcı, AB ile ilişkilerde en önemli konunun terörle mücadele olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef terörün batı Avrupa ve kuzey Avrupa ülkelerinde iyi anlaşılamaması ve bu ülkelerin göreceli olarak güvenli bölgelerde yaşaması nedeniyle bizi pek anlamadılar. Bu konuda hala birtakım yanlış anlamlar devam ediyor. Eğer terörle mücadele konusunda da hem PKK/PYD/YPG hem DEAŞ hem de FETÖ boyutuyla aynı noktaya gelirsek, birbirimize olan güvenimiz, inancımız daha da artacak ve bu herkesin huzuru için olacak. NATO'nun sınırı Mardin'de, Şırnak'ta başlar. Dolayısıyla, Türkiye ile samimi bir şekilde güvenlik ve savunma konusunda iş birliği yapmadığı takdirde hiçbir Avrupa ülkesi kendisini güvende hissedemez. Bu hepimizin yararına olan bir şey. Umarım bunu önümüzdeki dönem güçlendireceğiz."
AB ile bir başka ilişkinin de göç konusu olduğuna değinen Kaymakcı, Avrupa'nın düzensiz göç yükünü Türkiye'nin taşıdığını dile getirdi.
Kaymakcı, şöyle konuştu:
"Türkiye şu anda hem Avrupa'nın hem dünyanın en cömert en insani en yardımsever ülkelerinden biri. AB ile bu noktada yapılmış bir anlaşmamız var. Bu anlaşma konusunda üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Hem düzensiz göçü engelleme konusunda hem de buna rağmen Yunan adalarına yasa dışı geçmiş kişileri geri kabul konusunda sorumluluğumuzu 2020 yılının Mart ayına kadar fazlasıyla yerine getirdik. AB maalesef sözlerini tutmadı göç konusunda. Verdiği 4 sözden 1,5'ini tuttu. Yunan adalarından geri alınmış her bir kişi için AB kişi alacaktı, sadece bu sözünü tuttu. İkinci sözü, 6 milyar avroyu 2018 yılına kadar Türkiye'deki Suriyelilere tahsis etmekti. Bu paranın da şu ana kadar 4,2 milyar avrosu Suriyelilere ulaşmış durumda. AB Suriye’nin kuzeyinde Türkiye ile iş birliği sözünü de yerine getirmedi. Türkiye'nin, AB'nin ve AB üyesi ülkelerin Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırına yakın noktalarda yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve geri dönüşlerin teşvik etmesi, böyle bir hüküm vardı. Maalesef bu hükmü AB yerine getirmedi, getirmediği gibi Türkiye'nin Suriye'de yapmış olduğu ve yapmak zorunda kaldığı harekatları da eleştirdi ve hatta bazı AB üyesi ülkeler Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulamaya kalktı."