ANKARA (DHA) - DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturyalı mevkidaşı Karin Kneissl ile telefonda görüştü. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri Bakanı Kneissl ile telefon görüşmesi yaptı. İki bakan görüşmede Avusturya\'daki Sembol Yasası\'nı ele aldı.
\"\'BOZKURT\' VE \'RABİA\' İŞARETLERİNİN \'SEMBOL YASASI\' KAPSAMINA ALINMASINI ŞİDDETLE KINIYORUZ\" Dışişleri Bakanlığı\'ndan \'Sembol Yasası\'na ilişkin yapılan açıklama şu şekilde: \"Avusturya’da aşırılık yanlısı örgütlere ait sembolleri yasaklayan 2014 tarihli \'Sembol Yasası\'nda değişiklik yapılmasına dair kanun dün (11 Aralık 2018) Avusturya Ulusal Meclisi’ndeki oylamada kabul edildi. Yasaya PKK terör örgütünün sembollerinin dahil edilmesi, terörle mücadele bağlamında doğru yönde olmakla beraber geç atılmış bir adımdır. Bu konudaki düzenlemenin nasıl uygulanacağının yakından takipçisi olacağız. Bununla birlikte, ülkemizde yasal bir siyasi partinin sembolü olan \'bozkurt\' ve ülkemizin yanısıra birçok ülkede Müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan \'rabia\' işaretlerinin \'Sembol Yasası\' kapsamına alınmasını kabul etmiyoruz ve şiddetle kınıyoruz. Bu siyasi ve dini sembollerin aşırılıkla yakından uzaktan hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Terörizmle mücadelede işbirliği gibi yüksek bir amaçla başlatılan yasal bir çalışmanın bu şekilde bir siyasi ve popülist hamleyle amacından saptırılmış ve değersizleştirilmiş olması üzücü ve düşündürücüdür. Yasanın demokratik değerlerle bağdaşmadığı, meşru siyaset zeminini daralttığı ve sadece sözkonusu siyasi sembolleri kullananları değil, topyekûn siyaset kurumunu ve demokrasiyi hedef aldığı açıktır.Avusturya makamları aşırılıkla samimi bir şekilde mücadele etmek istiyorsa önce kendi ülkelerine bakmalıdır. Bu ülkede giderek artan ve ana akım siyasete dahi sirayet eden aşırı sağ ve ırkçı eğilimleri görmezden gelmeye son vermeli, bu konuda gerekli vicdani muhasebeyi yaparak etkili tedbirler almalıdır. Zira, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık Avusturya’da yaşayan yabancıların maalesef her gün maruz kaldıkları bir olgudur. Bu durum, sayıları yüzbinleri bulan Türk toplumunun yaşadığı bu ülkede toplumsal huzuru bozmakta ve yerel makamların önem verdiği entegrasyonu imkansız kılmaktadır. Türkiye’yi, Avusturya Türk toplumunu ve Müslümanları derinden rencide eden bu gelişmenin ikili ilişkilerimizin normalleşmesi amacıyla geçtiğimiz dönemde sürdürülen çabalara hiçbir katkısı olmayacaktır. Avusturya makamlarından bu vahim hatanın düzeltilmesini bekliyoruz.\"