Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'dan katıldığı CNN Türk'teki canlı yayında, F-35'lerin teslimatı konusuna ilişkin olarak, Türkiye'yi törende Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve büyükelçilik yetkililerinin temsil edeceğini söyledi.
Programda herhangi bir değişikliğin olmadığını, Türkiye'nin teslim törenine davet edildiğini aktaran Mevlüt Çavuşoğlu, "Uçak teslimatı yapılacak. Fakat ondan sonra 2020'ye kadar eğitim çalışmaları olacak. Uçakların Türkiye'ye gelmesi de 2020 yılında olacak. Bunlar tamamen önceden belirlenen takvim çerçevesinde." diye konuştu.
Belirlenen takvim çerçevesinde işleyen bir sürecin olduğunu belirten Çavuşoğlu, ABD Kongresinden geçen karar sebebiyle 2020'nin beklenmediğini dile getirdi. Eğitim çalışmaları nedeniyle bu sürecin beklendiğini anlatan Bakan Çavuşoğlu, bu programın ortaklarından birisi olunduğunu, 1999'dan bu yana Türkiye'nin işin içinde yer aldığını ifade etti. Türkiye'nin üretim konusunda da işin içinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmiştir, parasını zamanında ödemiştir. 'Ben şimdi şu sebepten, bu sebepten dolayı, canım sıkıldı, ben bunu yapmam' demek olmaz. Bu kapsamlı bir sözleşmedir, anlaşmadır, çok taraflı bir sözleşmedir. Bizim herhangi bir endişemiz yok. Yani, 'Kongreden bu karar çıktı, endişeli misiniz?' Yok. Birinci sözleşme anlaşma. İkincisi Türkiye çaresiz değil yani alternatifsiz değil. Biz elbette ABD'den F-35'leri almak isteriz. O sebepten biz anlaşma imzaladık. Ama en kötü senaryoyu konuşuyoruz. Olasılıklarla konuşmayı fazla sevmem ama en kötü senaryoda da Türkiye kendi başının çaresine bakar. Fark etmez. Rus olur, Avrupa'dan olur. Fransa'dan olur. Yani bir ülke vermiyorsa diğer seçeneklere bakarız. Hangisinin şartları bize uygun olursa, hangisi bize yine en uygun teklifi verirse o ülkeden alırız. 'O ülke olmazsa' diye düşünmeyiz. Yani ABD'nin alternatifi Rusya değildir ya da tersi değildir. Seçeneklerimiz fazladır ama biz böyle bir gelişmenin olacağını da gerçekten düşünmüyoruz. Her ne kadar bugün Kongrede değişik sebeplerden dolayı bu kararlar alınsa da biz ABD yönetiminin Türkiye gibi bir müttefikini kaybetmeyeceğini, kaybetmemek için de aklıselim bir şekilde davranacağını düşünüyoruz. Kongreden böyle bir karar çıkması bağlayıcı değil. Neticede yönetimin, en nihayetinde de yönetime bir yetki veriyor. Bir tek Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda katı bir karar aldı, onun dışında tamamen kararlara baktığımız zaman son yetki yönetime bırakılıyor."