Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan İdlib açıklaması: Rejimin arsızlığı artıyor; karşılık verdik, vermeyi de sürdüreceğiz

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan İdlib açıklaması: Rejimin arsızlığı artıyor; karşılık verdik, vermeyi de sürdüreceğiz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'de 8 Türk askerinin şehit edilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, "Rejimin saldırganlığı, arsızlığı artıyor. Karşılık verdik, vermeyi de sürdüreceğiz" dedi.

Çavuşoğlu, "Son günlerde İdlib'de ciddi bir gerginlik oldu. Dün de 8 şehidimiz var. Rejimin saldırganlığı, arsızlığı artıyor. Bunu dengelemek için, durdurmak için bugüne kadar olduğu gibi Soçi ve Astana sürecinde olduğu gibi komşumuz Rusya ile bu çatışmaları durdurmaya çalışıyoruz. Burada Rusya'ya önemli görevler düşüyor. Bir an önce kalıcı ateşkes ve anayasa komisyonu ile de siyasi sürece ivme kazandırmak istiyoruz. Bize karşı yapılan saldırıları da tölere etmemiz mümkün değil. Karşılığını verdik, vermeyi de sürdüreceğiz" diye konuştu.

"Yoğun dış politika gündemimiz nedeniyle Asya'yı zaman zaman ihmal ettiğimizi gördük" diyen Bakan Çavuşoğlu, "O sebeple Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla geçen yıl da duyurduğum yeniden Asya girişimiyle bölge ile ilişkilerimizi canlandırmayı kararlaştırdık. Mümkün olan her alanda karşılıklı saygı ve ortak iş birliği üzerinde projeler geliştirmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu'nun açıklamalarının ardından soru cevap bölümüne geçildi. Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Rejimin saldırganlığını bir an önce durdurmak gerekiyor. Astana ve Soçi süreçleri son zamanlarda tamamen ortadan kalkmadı ama yara almaya başladı. Bizim amacımız Ruslarla değişik düzeylerde olan temaslarımızın Astana ve Soçi süreçlerini canlı tutması, daha da güçlendirerek siyasi çözüme gitmesi. Acilen yapılması gereken şey rejimin saldırılarını durdurmak ve 12 Ocak itibariyle bir ateşkes daha ilan edilmişti. Burada amaç yerinden edilmiş insanların evine geri döndürülmesini sağlamak."

"Sahadaki gözlem noktalarımızın amacı ihlalleri gözetlemekti bunun ötesinde de Rusya'nın gözlem noktaları vardı. Sahada ihlaller rapor ediliyor ama bunun bir faydası yok. Rejimin sürekli 'Burada teröristler var' bahanesiyle İdlib'i almak için saldırılar yapmasını biz bekliyorduk. Bunu önlemek için mekanizmalar kurduk."

(Rusya'nın' Türkiye bizi bilgilendirmedi' açıklaması) "Tüm faaliyetlerimizde özellikle Kuzey Doğu Suriye bölgesinde ABD oradayken onlarla karşılıklı olarak bilgilendirmeyi sürdürüyorduk. Şimdi de her zaman bilgilendirme yapılıyor. Dün Lavrov'un kendisi de söyledi. Kendi askerleri bilgilendirme olmadığını söylerken diğer taraftan askerlerimizin adeta online bir şekilde irtibatta olduğunu kendi söyledi. Biz bildirimlerde bulunuyoruz aksi takdirde kaza olabilir. "Biz rejimi tam kontrol edemiyoruz" bahanelerini de doğru bulmuyoruz. Tüm yaşananlar gösteriyor ki rejim siyasi çözüme değil askeri çözüme yöneliyor."

"Dün Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Cidde'deki İİT toplantısına katıldım. Buradaki ABD'nin barış planı dediği planın reddedilmesi önemliydi. Orada yaptığımız konuşmalarda, yapmamız gerekenleri kayda geçirdik. Daha önce iki defa İstanbul'da da iki defa olağanüstü zirveler gerçekleştirmiştik. BM'yi olağanüstü toplantıya çağırarak iki önemli karar aldırmıştık. Yine dün bizim önerimiz üzerine, BM'den de karar çıkartılmasını kararlaştırdık. ABD kararı açıkladıktan sonra bazı Müslüman ülkelerin ABD'yi memnun edecek açıklamalar yaptığını gördük. Dünkü konuşmamızda bu tutumları Allah da affetmez, ümmet de affetmez dedik. Önemli olan Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı toplantılarında gösterdiğimiz birliği her zaman göstermek. 

"Bu konunun önce Güvenlik Konseyi'ne taşınması gerekiyor. ABD'nin veto edeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Güvenlik Konseyi'nden sonra BM Genel Kurulu'na taşınır. Bunun takvimini New York'taki elçimiz takip ederler. Burada sadece İslam dünyası olarak, dünyanın geri kalanından kopuk olarak değil, İsrail'in zulmüne karşı olan herkesle beraber hareket etmemiz gerekiyor."

"İdlib konusunda ABD ve Avrupa'dan destek uzun süredir geliyor. Burada yerinden edilen insanlarla ilgilenen kimse olmadı. Burada Almanya ve Şansölye Merkel'i ayrı tutmak isterim. Almanya'yı özellikle yerinden edilmiş insanlar konusunda destek sözü var. Ama gerek Amerika, gerek koalisyon, gerekse Batı dünyası insani konularda hassas olan herkesin sadece sözle değil, icraatle destek vermesi gerekiyor."

"İdlib'de kararlılığımızı sık sık vurguladık. Bu insani dramı durdurmak bizim sorumluluğumuzda. İlave 2 milyon insan gelirse bu bizim için de çok büyük bir sorun olacak. Atılması gereken ne adım varsa atacağımız başkomutan olarak sayın Erdoğan açıkladılar, benim de vurgulamak istediğim buydu. "