Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk bakanların Almanya’daki etkinliklerinin iptaline yönelik eleştirilerini Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e yönelttiğini söylerken “Bakana, ‘Siz hayır tarafını tutuyorsunuz. Siz bizim içerideki referandumumuza taraf oluyorsunuz’ dedim. Tek tek söyledim” dedi. Çavuşoğlu, "Biz şu anki yönetime, ‘Siz Nazisiniz’ demiyoruz. Ama onlar her gün Cumhurbaşkanımıza diktatör diyor" ifadesini kullandı.
Aralarında Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın da bulunduğu bir grup gazeteci ile bir araya gelen Çavuşoğlu, özetle şunları söyledi:
(Alman Bakan Gabriel ile görüşme) Almanya’nın, Türk bakanların toplantılarını engellemeye çalışması demokratik, hukuki değil sistematik. Organize şekilde bu toplantıların engellenmeye çalışıldığını söyledik. Her türlü baskıyı yapıyor, polis, istihbarat geliyor. 20 yıldır burası böyle, bugüne kadar neredeydiniz? Demirtaş da toplantı yaptı, o zaman niye engellemediniz? Düğün oluyor her gün, o zaman niye yapmadınız? ‘Birbirimize dürüst olacağız. Siz, hayır tarafını tutuyorsunuz. Türkiye’deki seçimlerde sizin taraf tutmamanız gerekiyor. Biz, bugüne kadar Almanya siyasetinde hiç taraf tuttuk mu? Biz vatandaşlarımıza ‘Entegre olun, haklarınızdan faydalanın’ diyoruz. Siz bizim içerideki referandumumuza taraf oluyorsunuz’ dedim. Tek tek söyledim. Türkiye ile organize bir biçimde basının siyasetçilerin saldırgan tutum sergilemelerini doğru bulmuyoruz. Biz sizin iç siyasetinize karışıyor muyuz? Siz de bizimkine karışmayın.
Şu anki baskı organize biçimde devlet kurumları tarafından yapılıyor. Türk tarafı çok rahatsız. Biz bunu vatandaş buluşması olarak yaptık. ‘Türk toplumu duygu olarak sizden kopuyor. Daha önceki toplantılarda biz vatandaşlarımıza Türk-Alman bayrakları veriyorduk. Şu anda salonlarda hiçbir Türk, bir tane Alman bayrağı sallamak istemiyor. Bunun sorumlusu ben miyim; hayır sizin onlara yönelik baskıcı politikalarınız. Türkiye’yi tehdit etmeyin, ekonomik olarak, turizm olarak. Koz olarak kullanırsanız siz zararlı çıkarsınız dedim.
‘Türkiye’nin Almanya’ya yönelik hasmane politikası oldu mu’ diye sordum; ‘olmadı’ dedi. ‘Ama sizin var’ dedim. Onlar tabii en çok Nazi benzetmesine takılmışlar. Çok ağırlarına gitmiş. Biz şu anki yönetime, ‘Siz Nazisiniz’ demiyoruz. Ama onlar her gün Cumhurbaşkanımıza diktatör diyor, siyasiler diyor, basın diyor. Almanya’da Nazi döneminden sonra böyle bir uygulama olmadı. İster istemez bu uygulamalar bize Nazi dönemini hatırlatıyor.
(Almanya’da Erdoğan’a engelleme var mı?) Kendisi (Gabriel) açtı konuyu, ‘Şu bölgelerde olursa daha iyi olur’ dedi. Bundan sonra hangi arkadaşımız nerede toplantı yapacak, onun da listesini verdik, beklentimiz, engellenmemesi.
(Yunanistan ile ilişkiler) Irkçı bir savunma bakanı var. Avrupa’da hepsi ırkçıların esiri oldu. Aynı şekilde Rum kesiminde de Enosis kararı çıktı. Bu ırkçı partinin genel başkanı olan savunma bakanı ikide bir açıklama yapıyor. ‘Şımarık çocuk’ açıklamamdan sonra Başbakan’dan haber geldi, ‘Uzatmayalım biz artık açıklama yapmayacağız’ dedi. Referandum sonrası Yunanistan ve Kardak konusunda siyasi partilerle görüşeceğiz.”
“Venedik Komisyonu, hukuki görüş versin diye kurulmuştur. 2010 yıllarından itibaren komisyon siyasi görüşler de vermeye başladı. Hukuki görüş bildirmesi gereken bir kurum siyasi görüş bildirirse bunu reddederiz. Komisyonun politize olmaması lazım. Raporu bizim görüşlerimizi almadan, basına sızdırması ahlaki değil. Bizim için de bu saatten sonra kabul edilebilir değil. Meclis’in denetimi daha da güçlenecek. Neyin tek adamlığı... ABD’de tek adam değil mi?”
“Esasen Avrupa’daki genel tablo bize 2. Dünya Savaşı öncesini hatırlatıyor. Hollanda’da Wilders’ın yaptıklarının Nazi’den ne farkı var? Wilders bir Nazi’dir, bir farkı yok. Maalesef merkez siyasetçiler de bunların peşine takılıyor.
Hollanda Wilders’ın kuyruğuna yapışmış gidiyor, Hollanda telefon açıp ‘Bizim seçimimiz var, gelmeniz seçim öncesi bunun ekmeğine yağ sürer, seçim sonrası gelin’ deseydi, ‘elbette’ derdim. Bir dostun ricasını kırmayız, hele bir dışişleri bakanının. ‘Ama sizdeki seçimden sonra da tavrınız aynı ise kimse beni durduramaz, ben gelirim’ dedim. Görüşme yaptık dışişleri bakanları ile cevap bekliyoruz. Adam gibi rica ederse, seçim sonrası cuma ya da cumartesi gidebiliriz. ‘Yok her şartta bizim için zor derse’ ben her şartta giderim bu cumartesi.
(Oy kullanma engellenir mi?) Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri oldu, vatandaşlarımız kullandı, bu seçimde de kısıtlama olmaz, olmaması lazım. Vatandaşlarımızın demokratik hakkını kullanmasını engellemek yüzde 100 Nazicilik olur. Böyle bir sinyal de olmadı.”