Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk askerinin Amerikalılarla birlikte Suriye’nin içine gireceği iddialarına ilişkin olarak “Doğrudan asker göndermek değil ama danışmanlık verilebilir. Türk ve Amerikan askerinin şu anda Suriye’ye girmesi konusunda bir karar yok” dedi. "Bu sadece Amerika ile Türkiye'nin değil koalisyonunun içindeki 60 ülke ile ilgili" diyen Çavuşoğlu, "Bu 60 ülke içinde de bir çekirdek grup var. Bu koalisyonla beraber olur. İki ülkenin veya bizim oraya girmemiz beklenemez. Bu doğru bir yaklaşım da değil" ifadelerini kullandı.
Gazetelerin Ankara temsilcilerine Bosna-Hersek dönüşü gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Çavuşoğlu, Suriye'de rejimin hava saldırılarına karşı uyarı sisteminin kurulması gerektiğini vurguladı.
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Eğit-donat faaliyetleri ne zaman başlayacak?
Eğit-donat 9 Mayıs'ta başlıyor. Teçhizat ve personel taşıması biraz zaman aldı. Siyasi görüş ayrılığı veya başka bir engel yok. Türkiye'de sistem kuruldu. İlk etapta 300 kişi, sonra ilave 300 kişi daha gelecek. Yıl sonuna kadar 2 bin kişiyi eğiteceğiz.
ABD ile Esad'sız Suriye konusunda mutabakata varıldı mı?
ABD ile “Esad'sız Suriye" konusunda hemfikiriz. Ancak şu anda ABD'nin önceliği DEAŞ'la mücadele. Eğitilip donatılacak g üçler, hem DEAŞ'la hem de rejim güçleri ile mücadele edecek. Rejimin üzerinde siyasi baskı arttırılacak. Cenevre Deklarasyonu çerçevesinde siyasi çözüm için masaya oturulması için çalışılacak. Esad'sız çözüm net. Ama Esad'ın nasıl gönderileceği konusunda farklı farklı düşünceler var. İran var, Rusya'nın desteği var. Ama Kerry, “Esad'la bir Suriye düşünmüyoruz" dedi.
Türk askeri Suriye'ye girecek mi, güvenli bölgeler oluşturulup, güvenli bölgelerde kontrol ele alınacak mı?
Biz başından beri güvenli bölgenin savunucusuyuz. Eğitip donattığımız insanlar için bir kere güvenli alanlar lazım. Güvenli bölgeyi savunuyoruz ama güvenli bölgenin güvenliğinin sağlanması konusunda da farklı görüşler var. Eğitilip donatılan insanların arazide heba olmaması için onlara bazı lojistik destek verilmesi gerektiği konusunda da Amerika ile hemfikiriz.
Türk askeri Amerikalılarla Suriye'nin içine girecek değerlendirmeleri var?
Doğrudan asker göndermek değil ama danışmanlık verme gibi şeyler olabilir. Türk ve Amerikan askerinin şu anda Suriye'ye girmesi konusunda bir karar yok. Bu sadece Amerika ile Türkiye'nin değil koalisyonunun içindeki 60 ülke ile ilgili. Bu 60 ülke içinde de bir çekirdek grup var. Bu koalisyonla beraber olur. İki ülkenin veya bizim oraya girmemiz beklenemez. Bu doğru bir yaklaşım da değil.
Eğitip donatıp alana gönderilen insanlara dönük rejim hava saldırıları nasıl engellenecek?
Bunların havadan da korunmasını sağlamak lazım. Rejimin bunlara saldırmasını engellemek lazım ama esas burada uyarı sistemi. Yani hava saldırılarını yapmayacaksın. Bu bölgelere girmeyeceksin. Böyle uyarı sistemi düşünülüyor.
KKTC yeni cumhurbaşkanı ile gerçekleşen polemiğin ardından ne olur?
Çok tatsız da bir şey söylenmedi. Ama başlangıçlarda bazı uyarılar yapılabilir. Ben Mustafa Akıncı ile Türkiye'nin yakın işbirliği içinde çalışacağını düşünüyorum. Çözüm sürecinde Mustafa Akıncı ile bizim tutumumuzda bir fark yok. Maraş konusundaki düşüncesine katılmıyorum. Maraş müzakerenin asli unsurudur. Seçildikten sonra ben de telefonda görüştüm. Türkiye ile yakın çalışma arzusu gayet iyi. Türkiye'ye de gelmek istiyor. Neticede ana vatan yavru vatan tabii ki kardeşlik hislerimiz var. Ana vatan sorumluluğunu bilecek, yavru vatan sorumluluğunu bilecek. Bu anlayış içinde her zaman olduğu gibi yolumuza devam edeceğiz. Bizim gayemiz çözüm.
Şah Fırat Operasyonu'nda Esad rejimi ve İran'dan tepkiler gelmişti. Uluslararası toplum nezdinde bazı girişimlerde bulunacaklarından söz ettiler. Onlardan bir dönüş oldu mu?
Hayır bir dönüş olmadı. O operasyon gerçekleşirken birçok ülkeyle bilgi paylaşımı yaptık. Amerika, İngiltere, müttefik ülkeler, Körfez ülkeleri ile bunları paylaştık. Hepsi de tebriklerini dile getirdi. Neticede uluslararası hukuka uygun olduğu, uluslararası anlaşma ve Suriye ile ikili anlaşmalarla buradaki hakkımızı hatırlattık. Uluslararası hukuku hiçe sayan bir tavır olmadığını ve sebebini de anlattık. Suriyelilerden böyle bir şey geldi ama onlar da uzatmadılar. Herhangi bir şey görmedik.
Irak özelinde DEAŞ'le mücadele hangi noktada?
Henüz DEAŞ'a karşı ciddi bir başarı sağlanmadı. Bunun da sebebi farklı güçler var. Peşmerge, Şii milisler var. Ağırlıklı mücadele bunlarla yapılıyor. Oysa bu sağlıklı bir mücadele yöntemi değil. Irak ordusunun yeniden yapılandırılıp güçlendirilmesi lazım ve Şii milislerin de etkisini azaltmak lazım. Musul'da mücadelenin başarılı olabilmesi için Sünnilerin desteğini, güveni kazanılmalı. Musul ulusal muhafızları oluşturulmaya başladı. Biz de bunlara eğit-donat desteği vermeye başladık. Musul merkeze 25 km. uzaklıkta eğit-donat desteğimizi başlattık. Bu ulusal muhafızları güçlendirip DEAŞ'la mücadelenin içine katmak lazım. Bir taraftan da Peşmergenin desteğini daha fazla almak lazım. Bugüne kadar bin 600 peşmergeyi eğittik, donattık.
Irak'ta yeni yönetimle daha sağlıklı bir başlangıç yapıldı. Beklentiniz nedir?
Caferi'nin ziyareti ile yeni bir sayfa açtık. Ama arazideki zorlukları bilerek, o zorlukları gidermek konusunda da her türlü yardımı yapıyoruz, desteği veriyoruz. Olumlu karşılık alıyoruz. Onların kendi aralarında anlaşmaları için teşvik ediyoruz. Türkiye'nin samimi yaklaşımı iki tarafta da görülüyor.