Çavuşoğlu, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye girmeyi düşünmediklerinin, bu konuda iki ülke arasında anlaşma olmadığının altını çizdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’de Suriyeli muhaliflere yönelik eğit-donat programının başladığını söyleyerek, “Eğitip donattıklarımızın güvenli bölgeden içeriye girmesi lazım” dedi. Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye girmek gibi bir planı olmadığını da belirten Çavuşoğlu, “Körfez ülkeleri, kara harekâtı konusunda sürekli ısrar ediyor” ifadelerini kullandı. Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış, Eğit-donat programının başlamasının söz konusu olmadığını öne sürmüştü.
Antalya-Londra yolunda Habertürk’e, Türkiye’de ABD işbirliği ile başlayan, Suriyeli muhaliflerin Esad rejimi ve IŞİD ile mücadelede etkin hale getirilmesini hedefleyen eğit-donat programının ayrıntılarını anlatan Çavuşoğlu şunları söyledi:
Gecikmenin sebebi lojistik: Eğit-donat programına az bir sayıyla başladık. Gecikmenin sebebi lojistikti. ABD’den gelecek tesisat ve personel ile ilgiliydi. Eğitimi bizim askerlerimiz ve ABD askerleri veriyor. Yılda 2 bin kişinin eğit-donat programını bitirmesi planlanıyor ama bu yıl kaç kişi olur bilmiyorum.
Güvenli bölge: Eğitip donattıklarımızın her şeyden önce güvenli bölgeden içeriye girmesi lazım. Bunların DAİŞ’in kontrolündeki bir bölgeden girmesini beklemek yanlış olur. Neresi daha güvenli, bunu ABD ve Türk askerleri ve istihbarat birimleri değerlendiriyor. İkinci konu bu insanlara koruma sağlanması. Özellikle de hava koruması. Uyarı mı yapılır başka bir şey mi, bunlara teknik olarak çalışılıyor.
Predatörler saldırı amaçlı değil: İncirlik’teki Predatörler istihbarat topluyor ve arazi gözlemleri yapıyor. Saldırı amaçlı değiller.
Suriye'ye girme planım yok: Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye girmek gibi bir planı yok. Böyle bir anlaşma da yok. Körfez ülkeleri kara harekâtı konusunda sürekli ısrar ediyor. Çünkü onlar arazideki gerçeği daha iyi biliyorlar. 2 Haziran’da Fransa’nın başkenti Paris’te çekirdek grup toplantısı var. Esad’ın gitmesi ve kapsamlı çözüme en soğuk ülkelerin bize yaklaştığını görüyoruz. Rusya’nın genel yaklaşımı şu: “Biz Esad’ın hayranı değiliz. Onun için de ısrar etmiyoruz ama Esad sonrası kim gelecek?” İran’ın da mezhepsel kaygıları var. Biz de diyoruz ki; bu ülkelerin de kaygıları giderilmeli. Bunun en iyi yöntemi hiç kimseyi dışlamayan ulusal birlik hükümeti kurmak.
Yunanistan’la bugüne kadar atılan adımları heba etmemek için sabırlı ve olgun davrandık. Ama uyarılarımızı da yaptık. Küçük jestler yapabiliriz ama bunlar taviz anlamına gelmesin. Uçaklar uçarken radar kilidi atıyorlar. Bunun karşılığı aslında başka hakkın da var ama yapmıyoruz. Ben bunu biraz çocukça buluyorum.